Kategori : / MEKTEP (Talebe Yazıları) | Okunma Sayısı: 3092 |
Bu kayıb bir masalın bulunuş hikayesidir. Bu sonunu büyüklerin yazdığı gündüz masallarının, gece uykularını kaçırış hikayesidir. Bu hikaye değil aslında bir masaldır. Bütün büyüklere çocukların bir armağanıdır.
Bir varmış bir yokmuş, Emine tarlada çalışmaktan yorgun düşmüş evine dönerken, Mehmet küçücük ve soğuktan titreyen elleriyle tuttuğu mendilleri arabaların camlarından uzatırken, Muhammed her gece masal yerine bomba seslerini dinlerken, Ali okuldan sonra boyadığı ayakkabılara hayalindeki kahramanı çizerken ve masallar unutulmaya yüz tutmuşken, ormanlardan birinde bir telaş başlamış. Ormanın Kralı aslan, hemen kahramanları toplayıp bir konuşma yapmış. "Ormanımın değerli kahramanları! Leylek kardeşlerimizin verdiği habere göre, çocuklar bizi unutmaya başlamış. Onlara bizi anlatan kitaplar yasaklanmış. Çocuklar artık çok mutsuzmuş. Kralınız olarak sizden masallarınızı oturup çocuklar için tekrar yazmanızı istiyorum. Eğer bizi unuturlarsa artık bu ormanda kalamayız ve hepimiz sonsuza kadar donarız. Postacı güvercin kardeş! Sen de bizim yazdıklarımızı, bütün dünyayı dolaşıp çocuklara dağıtacaksın. Yıldızlar kaybolmadan tekrar burada buluşalım.’’demiş. Kahramanlar birleşip masallarını yazmaya başlamışlar. Kurbağa prensesi, karga tilkiyi, Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesini, aslan fareyi, kurt kuzuyu, cüceler cadıyı bulup masallarını yazmaya başlamışlar. Ama ortada bir problem varmış. İçlerinden kirpi bir köşede sessizce ağlıyormuş. Onun yazılacak hiçbir masalı yokmuş. Üstelik kimse de bunu fark etmiyormuş. Kendi kendine düşünmüş:
"Neden benim masalım yok? Yoksa beni çirkin buldukları için mi hala kahraman olamadım? Oysa ben çocukları çok seviyorum.’’ demiş.
Sonunda çocuklardan yardım istemek için civardaki köylere gitmeye karar vermiş. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, sonunda köylerden birinde bir evin önüne gelmiş. Evin odalarından birinin ışığı yanıyormuş. Hemen pencereden içeriye atlamış. Bir baba çocuğuna bir kitaptan masallar anlatıyormuş. Bakmış ki, kitaptaki masalların hiçbiri ormandaki arkadaşlarından bahsetmiyor. Hemen çocuğun yanına gitmiş ve demiş ki:
‘’Merhaba güzel çocuk. Ne olur babana benim kahramanı olduğum bir masal anlatmasını söyle.’’
Çocuk şaşırmış ve demiş ki:
"Sen de kimsin? Buradan hemen gitmelisin. Eğer babam görürse çok kızar."
Kirpi cevap vermiş:
"Ben bir kirpiyim. Benim hiç kendi masalım yok ve yaşayabilmem için bir masalımın olması lazım. Lütfen bana yardım et."
Çocuk babasından korktuğu için ona yine gitmesini söylemiş. Kirpi ümidini kesmeden, bütün evleri dolaşıp çocuklardan yardım istemiş. Sonunda bir çocuk babasından kirpi masalını anlatmasını istemiş. Babası gülmüş:
"O çirkin şeyi sen bilmezsin. Üstelik ben hiç kirpi masalı duymadım." demiş. Çocuk yalvarmış:
"Babacım lütfen anlat. Bilmiyorsan uydur. Yeter ki bana onu anlat." demiş. Babası çocuğun bu isteğine kızmış. "Anlattığım masallar neyine yetmiyor? Hem ben öyle uyduramam." deyip odadan çıkmış. Çocuk bu duruma çok üzülmüş. Kirpiye dönerek:
Ben seni çok sevdim. İnşallah başka çocuklar sana yardım eder de masalını bulursun." demiş. Kirpi yıldızlar kaybolmadan ormanda olmasını gerektiğini söyleyerek çocuğun yanından ayrılmış. Yıldızlar kaybolmak üzereyken ormana yetişmiş. Bakmış ki herkes masalını güvercine veriyor. Sabah olmadan bütün çocuklar gerçek masallarına kavuşacaklarmış. Sıra kirpiye gelmiş. Kirpi ağlayarak bir masal bulamadığını söylemiş. Kahramanlar çok üzülerek:
"Eyvah! Şimdi ne yapacağız? Sonsuza kadar donacağız." demişler. Birdenbire yıldızlar kaybolmuş gökyüzünden ve kahramanlar sonsuza kadar donmuşlar.
Aradan yıllar geçmiş. Bir baba ve kızı bir oyuncak mağazasına girmişler. Çocuk heyecanla oyuncakların arasına koşmuş. Babası ise dalgın bir şekilde oyuncakların arasında geziyormuş. Birden gözü bir oyuncağa takılmış. Yıllar önce tanıştığı o tatlı kirpiymiş gördüğü. "Demek hiç masalına kavuşamamış, sonunda onu buraya hapsetmişler." diye düşünmüş. Babanın gözleri dolmuş birden. Kızını çağırmış yanına:
"Bak kızımı bu bir kirpi! Sana bunun masalını anlatmamı ister misin?"
Çocuk, "Evet!" diyerek babasının boynuna atlamış. Bizim kirpi göz kırpmış eski dostuna. Babası sesi titreyerek anlatmaya başlamış:
"Bir varmış, bir yokmuş..."
Yazar: Feyza Karakoyun |
05-05-11 |
||
E mail: feyza_012@hotmail.com | Tweet | ||