ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / -İZMLERE DÂİR
Okunma Sayısı: 4405
Yazar: Selim Çoraklı
İFLÂS EDEN KEMALİZM

20. asır bir anlamda ideolojiler çağıydı. İnsan fıtratına uymayan beşeri kaynaklı Komünizm, Kapitalizm, Liberalizm, Faşizm, Nasyonalizm, Milliyetçilik, Kemalizm vb. ideolojiler, uygulandığı her coğrafyada insanlığı içinde bulunduğu bunalım çağına mahkûm etti.

İdeolojilerin zararından bizim insanımız da direkt veya endirekt şekilde alabildiğine etkilendi. Osmanlı’nın yıkılmasında en etkili rolün kavmiyetçiliği ön plana çıkaran milliyetçilik ideolojisi vardır. Kavmiyet esasına dayalı Milliyetçiliğin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da etkin rol oynadığı bilinmektedir.

Bir “ulus devlet” oluşturmak için geçmişe ait bütün değerleri ya görmezden gelerek ya da inkâr ederek oluşturulan bu yapı, kendi vatandaşına zulmeden bir atmosferin oluşmasına sebep oldu. İstiklal Mücadelesi sırasında canla başla çalışan dindar insanlar ve Kürtler “ulus devlet” oluşturma sevdasına yok sayıldı. Zikredilen iki kesim büyük zulümlere maruz kaldı. Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından oluşturulan Kemalizm ideolojisi ise bu zulümlerin sistemli hale getirilmesinde başat rol oynadı ve tesirini kaybetse de hâlâ etkisini devam ettirmektedir. Sadece inandıkları için başlarını örten genç kızlar ile sırf Kürt oldukları için zulüm gören Anadolu insanı bu zulümlerin en müşahhas örnekleridir.

Bin yıldır bizi biz yapan değerleri yok sayan Kemalizm ideolojisi oluşturulduğu günden beri hep tartışmalı zeminde var olmaya çalıştı. Aradan geçen seksen-doksan seneden sonra bu ideolojinin de iflas ederek tarih sahnesine karışmaya başladığını son yıllarda yaşanan olaylar ortaya koymaktadır.

Peki nedir Kemalizm?

Yıllardır uygulandığı ülkede kendi insanına zulmeden bu ideolojiyi tanımadan, yapılan zulümlerin sebebini bulmak zor olacaktır. Bunun için öncelikle sıkı Kemalistlerin tarifleriyle Kemalizm’i anlamaya çalışalım. Çünkü herkese göre farklı bir Kemalizm var ve aradan geçen bunca zamana rağmen hâlâ da ortak bir tarifte anlaşamadılar.

Kemalizm, en kısa ve genel tanımla, “Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisi” olarak tarif ediliyor. Ancak şu ana kadar bu kavram üzerinde de uzlaşılabilinmiş değil. Çünkü ülkemizdeki solcular Kemalizm’i “Kemalizm özünde soldur” diyerek sol bir temele dayandırırken, solcuların dışında kalan Kemalistler, soldan uzak tutarak tamamıyla “ulusçu” bir mantığa oturtmaya çalışmaktadırlar. Hatta bazı kesimler kokuşmuşluk, yayılmacılık adına yapılan her eylemi, “Kemalizm” perdesi arkasına sığınarak yapmaktadırlar.

Mesela Suna Kili, Kemalizm’i, “Kaynağını Türk Ulusal Kurtuluş Savaşından alır. Amaçladığı toplum ve devlet yapısı, batının akla, bilime dayalı çoğulcu, özgürlükçü demokrasi anlayışıdır.” şeklinde tarif ederken, Kemal Odabaşı, “Kemalizm, kapitalist ve sosyalist sistemlerin analiz ve sentezinden doğmuş bir ideolojidir. Kemalizm, kuramcıların oturup yazdıkları ve sonra toplum yaşamına uygulanan bir sistem değildir.” şeklinde ele alır.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ise, Aydınlanma dergisine verdiği bir söyleşi de Kemalizm’i şöyle tarif etmektedir: “Kemalizm bir çağdaşlaşma ideolojisidir. İdeolojisi demokrasiyle bütünleşmiş, kalkınma, hakça toplum ve demokrasiyi bir bütün olarak düşünmüştür. Bu açıdan Kemalizm; üçüncü bir ideolojidir. Atatürk’ü sevmekle Kemalizm aynı şey değil. Kemalizm kavramının yeniden canlanması bu açıdan olumlu. Kemalizm içindeki devrimcilik ilkesi sürekli devrimci bir öze sahiptir. Kemalizm’in özünde ulus devlet anlayışı vardır. Kemalizm’in ekonomik modelinde devletçilik anlayışı vardır.”

Yrd. Doç. Dr. İkram Çınar ise, “Üçüncü yol Kemalizm” isimli makalesinde Kemalizm’i “Liberalizm ve sosyalizm dışında üçüncü yol” olarak görülebileceğini ileri sürüyor ve bugünkü Kemalistlerin kimler olduğunu, “Kemalizm’i temel değer olarak aldığını iddia eden siyasal seçkinlere Kemalizm dar gelmiş olmalı ki, sosyal demokrat, demokratik sol, sosyal-liberal sol (!) gibi adlar almışlardır” sözleriyle ifade ediyor.

Kemalizm üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Kemalist yazar Prof. Dr. Ergun Aybars ise, “Kemalizm ve Türkiye’nin geleceği” isimli yazısında Kemalizm’i şöyle tarif etmektedir: “Kemalizm eşittir Atatürkçülük. Kemalizm 1923’de yola çıktığı zaman projesi çok nettir, tek yön vardır. Kemalizm’den sosyalist olmasını beklemeyin, hayal kırıklığına uğrarsınız. Çünkü Atatürk sosyalist değildi. O ulusal, laik cumhuriyetçidir. Hatta 1970’lerin ifadesiyle burjuva diyebilirsiniz. Sayın arkadaşlarım, Atatürkçülükten çok fazla bir şey beklemeyelim. Biz, önce kendi meselelerimizi çözelim.”

Mustafa Kemal Derneği’nin hazırlamış olduğu, “Atatürkçülük-Kemalizm nedir?” isimli kitapçıkta ise şu ifadeler yer almaktadır: “Kemalist Devrim ve İdeolojisi’nin hedefi; Türk Toplumunu her alanda, akılcı ve bilimci bir metotla Çağdaş-Modern bir toplum haline getirmektir. Bunun için Kemalizm bir Çağdaşlaşma-Modernleşme ideolojisidir.”

Bu hususta farklı bir yaklaşım da bugünkü Başbakan tarafından sergilenmiştir. Washington’da ABD Başkanı ile görüşmesinin ardından basına bir açıklama yapan Başbakan Erdoğan bu hususta, “İzmlere karşıyım. Kemalizm bir ideolojidir. Kemalizm, Atatürk’ün ilkeleri demek değildir. Onun için Kemalizm’e de karşıyım” ifadelerini kullanmıştır.

Bugün geldiğimiz noktada sistemi elinde tutan güçlerin şimdiye kadar tarifi üzerinde bile anlaşamadıkları ve uygulandığı dönemlerde kendi insanına zulüm aracı olarak kullanılan ve hâlâ da kullanılmaya devam edilen Kemalizm isimli bu ideolojinin iflas ettiği açıktır.

Kemalizm’in iflas ettiğinin en önemli göstergelerinden biri de bugünlerde değiştiği iddia edilen ve “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’in değişmesi ve T.C için en büyük tehlike gösterilen “irtica”nın artık “Kırmızı Kitap”tan çıkarıldığının iddia edilmesidir. Bilindiği üzere 87 yıldır irtica adı altında Kemalist zihniyet İman ve Kur’an hakikatlerinin sosyal hayattan silinmesi için yapmadık oyun ve provokasyon bırakmadı. Bu hususta binlerce insan zulüm gördü, hapislere atıldı ve sürgün hayatı yaşadı.

Temennimiz “Kırmızı Kitap”tan “irtica” kavramı çıkarılırken yerine aynı vazifeyi ihdas eden başka bir kavramın girmemesidir. Zira iddia edildiğine göre belgeden irtica kelimesi çıkarılıp, yerine ’Din istismarı ile aşırı dinci örgütler’ konulmak istenmektedir.

İnşaallah gelecek yazımızda iflas eden Kemalizm’in ülkemize ve özellikle de gençliğimize yaptığı zararlara değinelim.

 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Selim Çoraklı
05-07-11
E mail: 8sutun.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İFLÂS EDEN KEMALİZM
Online Kişi: 5
Bu Gün: 436 || Bu Ay: 8.249 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.305 || Toplam Tıklanma: 52.154.694