ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / DÜNDEN BUGÜNE
Okunma Sayısı: 3771
Yazar: Mehmed Niyazi
BİZDEN NİÇİN RAHATSIZLAR?

 

Tarihe kuş bakışı bakınca, iki süper gücün birbirini dengelediğini; orta ve ufak devletlerin bunların gölgelerinde hayat hakkı aradıklarını görürüz. Yaklaşık iki bin üç yüz yıldan beri insanlık tarihini kaba çizgileriyle biliyoruz.

MÖ 220'de Teoman Yabgu'nun Hun devletinin başında olduğunu düşünürsek, tarihimizin insanlık tarihiyle günışığına çıktığını kabul ederiz. Daha önceki efsaneler döneminde bulunduğumuz da muhakkaktır. Hunlar'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan çizgiyi, bunun dışında kalanları, Kuman, Kıpçak, Peçenekleri, Cengizlileri, Timurluları, Memlükleri ve benzerlerini göz önünde bulundurursak, süper güç olmak bakımından bizimle kimse boy ölçüşemez. Bir Avrupalı, eline kalemi alıp süper güç olduğumuz dönemleri alt alta yazıp toplayınca dudağı uçukluyor.

1774'te Kartal Meydan Muharebesi'ni kaybedince yapılan Küçük Kaynarca Antlaşması'yla Eflak ve Boğdan'ı Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na, Kırım ve havalisini Rusya'ya bıraktık. Bizim yerimizde İngiltere'nin karşısında Rusya süper güç oldu. Devletler arasında yapılan andlaşmaların hiçbir değeri yoktur; o, milleti tatmin içindir; yırtılıp atılınca gidilecek bir mahkeme var mı? Bunun için bölge ve küçük devletlerin sınırlarının değişmeyeceğini süper güçler garanti ederler. O zamanki sınırlarımızı iki süper güç, yani İngiltere ile Rusya garanti etmişti. Ettiler de ne oldu? Her fırsatta bir parça koparıp aldılar.

İbn Haldun'un "Su nasıl suya benzerse, bir milletin geleceği de geçmişine öyle benzer" sözündeki gerçekliği Avrupalılar iyi biliyorlar; onlar bize bakarken bugünkü zayıf halimizi değil; Cengiz'in narasını, Fatih'in gemileri karadan yürütüşünü görüyorlar; onun için dikkatleri üzerimizdedir. Sovyet Rusya güçlüyken Avrupalıların bize ihtiyacı vardı. Bu dönemde Churchill şöyle derdi: "Aman Türkiye'ye dikkat edin; kilosu altmışı geçti mi yağını alın; elliden aşağıya düştü mü serum takın." Artık Rusya ceberutluğunu yitirdi; Avrupalıların ihtiyacı kalmadığından bizi hedef tahtasına oturttular.

En elemli yıllarımızda, 1920'de Van'da İngilizler Kürt beylerini topladılar; "Size devlet kuracağız" diye başlayan konuşmalarını dinleyen Kürt beyleri; "Siz bize değil, Ermenilere devlet kurmak niyetindesiniz" diyerek toplantıyı terk ettiler. Batı'da da Çerkez beylerinden ummadıkları tepkiyi gördüler. Çünkü o zaman milletimizde milli şuur vardı. Şimdi seçkinlerimiz(!) "Kürt Açılımı"nı değil de bize ne oldu da bu duruma geldik diye düşünmelidirler. Herkesin, "Bittiler" dediği noktada milli mücadeleyi yapan bu millet neyini kaybetti? Beğenmediğimiz İran'da on altı milyon Fars var; oradaki ayrılıklar korkunç boyutlarda; ama devletleri devam edip gidiyor. Bizde akil kabul edilenler, bir sabah yataktan kalkan Kürtler, Kürtlüklerini unutup; "Biz Türk olduk" deseler, Türkiye'nin bütünlüğünden rahatsız olanların yeni bir unsur ortaya çıkaracaklarını bilmiyorlar mı?

Amerika'daki Ermeni vakıflarının, dostlarımızın(!) yardımlarıyla gerçekleştirdiğimiz doğum kontrolüne rağmen, yetmiş beş milyon olduk. Artık çocuklarımızın karnı şiş değil, sıtma bizi kasıp kavurmuyor. Pek çok problemimiz olmasına rağmen bir noktaya geldik. Fakat milletçe bilgi eksikliğimiz var. İlk kaynaklara inmedikçe, bilgi bakımından Batı'dan beslendiğimiz sürece ayağımıza kurşun sıkmaya devam edeceğiz.

Kürtler biraz soğukkanlı düşünürlerse, Müslüman Türklerin de en az onlar kadar sorunları olduğunu görürler. İlmin ışığında bunları sadece biz çözebiliriz. Bu toprağın çocukları olarak şunu bilmeliyiz; kimse bizim derdimize ağlamaz; herkes derimizden post çıkarmaya bakar.

 

NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)



Yazar: Mehmed Niyazi
11-10-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİZDEN NİÇİN RAHATSIZLAR?
Online Kişi: 7
Bu Gün: 204 || Bu Ay: 8.018 || Toplam Ziyaretçi: 2.218.952 || Toplam Tıklanma: 52.153.085