ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / -İZMLERE DÂİR
Okunma Sayısı: 3431
Yazar: Nagehan Alçı
DAMARDAN BİR KEMALİSTİN HAKİKATLE YÜZLEŞMESİ

Kemalizm, sosyalizm ve faşizm

Bu ülkede hepimiz büyük şair İsmet Özel'in bir dizesinde söylediği gibi 'Hangi dünyaya kulak kesilmişse, ötekine sağır' bir halde yaşıyoruz. Ben de öyle biriydim. Atatürkçü ve CHP'li bir ailede büyüdüğüm için uzun süre Atatürk'ü hiç sorgulamadım. Sorgulayana da düşman oldum. Atatürk'le ilgili en ufak bir eleştiriye tahammülüm yoktu. Takrir-i Sükun yasası, İstiklal mahkemeleri, Dersim katliamı gibi konuları gündeme getirenlere nefretle bakardım. Amcam SHP'li bir belediye başkanıydı. Hem Kemalizm hem de solculuk ailemizde kutsadığımız değerlerdi. Ama öte yandan babam ve annem 'Amaçlara şiddet yoluyla ulaşmak hiçbir koşulda meşru olamaz' diye öğrettiler hep bize. Rahmetli babam 'Ulvi bir amaç uğruna da yapılsa zulüm zulümdür, insanlığa sığmaz' cümlesini kim bilir kaç kez tekrar etmiştir... İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler terbiyesini de yine ailemden aldım...
***
Üniversite yıllarım sırasında bu iki değerler kümesinin çatıştığına şahit oldum. O yıllarda 'İnsanlık için iyi olanı sol ister' diye düşünüyordum ailemin bana öğrettiği gibi. Fakat solcu arkadaşlarımın neredeyse tamamı devrimci amaçlar uğruna şiddeti meşru görüyorlardı. Lenin'den, Che Guevara'dan ya da Deniz Gezmiş'ten, Mahir Çayan'dan alıntılar yapıyorlardı. Ben başlarda 'Hayır bu isimler böyle şeyler söylemez, siz çarpıtıyorsunuz' diyordum. Ancak sonra, bu devrimci aktörlerin hayatını ve yazdıklarını okuyunca solcu arkadaşlarımın haklılığını anladım. Onlar 'Devrim söz konusuysa gerisi teferruattır' ideolojisinin bayraktarlarıydı. Tek bir kutsal amaç vardı: Devrim. Devrim sürecinde cinayetler, haksızlıklar, hukuksuzluklar, baskılar, yasaklar, işkenceler olursa da bu olanları 'Devrim şartları içinde anlamak' gerekliydi. Sonuçta devrim başarılı olunca her şey güllük gülistanlık olacaktı...

Sosyalistler o dönem bir yandan da 'anti-faşist mücadele'den bahsediyor, faşizmi nefretle lanetliyorlardı. Tam o konjonktürde Tansu Çiller, Abdullah Çatlı'yı aklamak için 'Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir' sözünü sarf etmişti. Çiller'in bu faşist hezeyanı sol gruplarca nefretle karşılandı ama bu grupların kendileri de 'Devrim için kurşun atan da yiyen de şereflidir' diyerek Guevara'ları, Gezmiş'leri, Çayan'ları ve devrimcilik adına işlenen cinayetleri aklıyorlardı aslında. Birbirine zıt gözüken faşizm ile devrimci sosyalizm özünde aynı noktada birleşiyordu. Sadece kelimeler değişiyordu, öz aynıydı. İki ideoloji de 'kutsal amaçlar' uğruna insanlık dışı yöntemleri meşru görüyordu...

Türkiye'deki devrimci solcuların, sağcı faşistlerden farksız şekilde şiddete tapan yaklaşımını gördükten sonra ailemin bana sunduğu ilk kahraman Mustafa Kemal'e yöneldim. Atatürk'le ilgili resmi tarihin bize anlattıklarının dışında hem İngilizce hem Türkçe'den okuduklarım maalesef yukarıda saydığım iki zihniyetten çok farklı değildi. Üstelik buna hem Mustafa Kemal'in kendi yazdıkları hem de Kemalistlerin kaleme aldıkları da dahildi.

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Nagehan Alçı
15-11-11
E mail: aksam.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DAMARDAN BİR KEMALİSTİN HAKİKATLE YÜZLEŞMESİ
Online Kişi: 20
Bu Gün: 47 || Bu Ay: 6.559 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.009 || Toplam Tıklanma: 52.122.676