MUVAFFAKİYETİN SIRRI: SEVEREK ÇALIŞMA

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)

Okunma Sayısı: 2810

Yazar: Sevban Büyükbaş

MUVAFFAKİYETİN SIRRI: SEVEREK ÇALIŞMA

Çalışmanın verimli olması için evvela insan işini, dersini ve mesleğini sevmeli ve severek çalışmalıdır. Bu şevk olmadan, insanın işinde, dersinde ve mesleğinde ilerlemesine ve muvaffak olmasına imkân yoktur. Halkımız bu hakikati ne güzel bir atasözü ile ifade eder: “Aşk olmadan meşk olmaz.”

Sevgili Genç Arkadaşım! Yüreğin yakıtı sevgidir. Sevgisi tükenmiş bir yürekle, bu yolculuğa çıkarsan yolda kalırsın, hayatın sana zehir olur. Kalbindeki sevgi ateşini yanık tuttuğun müddetçe, yüzünden tebessüm eksik olmayacak, hayatındaki başarı merdivenlerini çıkmak sana çok kolay gelecektir.

Bilmelisin ki ilme âşık olan yol alır, kılavuz gerekmez. Zira aşk dörtnala giden bir attır, ne dizginden anlar, ne ses dinler. Sahibini hedefine ulaştırır. Aşk derecesindeki sevgi bütün zorlukların üstesinden getiren manevi bir dopingdir, iksirdir. Sevgi sihirli bir anahtardır, sevgi ile yapılan her çalışma, inanılmayacak başarılar getirir. Aşk derecesinde öğrenme arzusu varsa; öğrenmenin bütün yolları açılır, başarının bütün kapılarından içeri girilir.

Sevgili ilim yolcusu! Âşık olan rüyasında evlenir. Öyleyse sen de ilme âşık ol, rüyanda dahi ders çalış ki; dersin ve hayatın muvaffak olsun. Aşk derecesinde çalışmak insanın bedenini ve kafasını yorar dersen, ben de derim ki; çalışma sonunda elde ettiğin başarıdan dolayı kalbin sevinç ve süruru, gönlün ferahlığı bedenin ve beynin yorgunluğunu giderir.

Sevgili Gençler! Dersi derste öğrenmek en mükemmel öğrenme şeklidir. Çünkü öğrenmenin tüm şartları ve psikolojik atmosferi en güzel şekilde ders esnasında oluşur. Dersi derste öğrenebilmek için fikren, zihnen, bedenen, rûhen hazırlıklı ve istekli olmak gerekir. Derse veya konuya yönelik ilgi ve isteğinizi oluşturmak için derse olan ihtiyacınızın farkına varın. Bu ihtiyacı uyandırmak için kendi zihnî yönümüzü keşfetmeliyiz. Zira insan dört cihetten terettüp etmiştir.

1. Rûhî

2. Bedenî

3. Aklî

4. Hissî

Rûhun gıdâsı ibâdet, bedenin gıdâsı mideyi doyurma, hissî yönden gönlün duygularla tatmin olması gerektiği gibi aklî ve zihnî yönden de ilim ve irfanla tatmin olmak gerekir. Zira dimağın gıdâsı ancak öğrenme ile gerçekleşir. İnsanlar nasıl ki acıkıp susayınca açlığını ve susuzluğunu gideriyorsa dimağının açlığının farkına varırsa mutlaka ilim öğrenme arzusunu ve dirâyetini kendinde bulacaktır. İşte biz bu hâlet-i rûhiyeye “ihtiyaç duyma” diyoruz.

Aşağıdaki suallere bulacağınız cevaplar derse olan ihtiyacınızı, ilgi ve isteğinizi arttıracaktır:

“Bu dersin(konunun) güzel yanı neresi?”

“Hangi kısımları bana ilginç geliyor?”

“İnsanlar bunu hangi yönden seviyor?”

“Ben bu derse niçin ihtiyaç duymaktayım?”

“Bu ders benim için neden önemlidir?”

“Ben bu dersi öğrenirsem hayatta ne kazanacağım? Öğrenmezsem neler kaybedeceğim?

Böyle sorularla kendinizi tanıyınız ve ona göre çalışınız.

Muvaffakiyetler sizinle olsun.