ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2398
Yazar: Âkif Emre
BASTONUYLA PANZERLERE YÜRÜYEN UYGUR ANASI



Zâlim sürüsü Çinliler, menfaatperest Amerika, kendi sesinden ürken İslâm âlemi ve vurdumduymaz dünyâ arasında sıkışmış Uygurlar... Allah yardımcınız olsun... (Doğruluş)


Çinli askerler etten bir duvar örmüş. Önlerinde panzerler. Dünyânın en kalabalık ordusu tüm gücüyle gövde gösterisi yapıyor. Zaten esâretten farksız dünyâlarını daha da kuşatmak, hayatları kelepçelemek için binlerce asker, meydanları kuşatmış. Bu askerlerin tek işlevi Müslüman Uygurların kendilerini savunmalarını engellemek. Arkasında dünyânın en büyük baskı rejiminin ordusunu alan kışkırtılmış Çinliler binlerce yıldır bu topraklarda yerleşik Uygurları toptan temizlemek için sanki bu etten duvarın arkasında fırsat gözlüyor.

 Meydanda tek başına bir kadın... Bir elinde bastonuyla yılların yükünü taşıdığı yaşlı bedeniyle ağır ama kendinden emin şekilde ilerliyor. Başörtüsü ve kıyâfetiyle Müslüman bir Uygur anası… Binlerce yıldır atalarının yaşadığı, medeniyet kurduğu toprakların sâhibi olmanın özgüveniyle panzerlere doğru ilerliyor…

 Bu fotoğrafın Doğu Türkistan'ı anlamlandırmada sembolik değeri son derece yüksek… Erkekleri katledilen, hayatta kalanlarının toplanarak bilinmeze götürüldüğü bir çatışma ortamında dünyâya verilen bir mesaj... Çığırtkanlıktan uzak, mazlum ve haklı. Îmanla haklı olmanın, haksızlığa uğramakla asâletin aynı anda temsil edildiği bir dâvânın sembolü, bu yaşlı Uygur kadının panzerlere karşı bastonuyla yürüyüşü olabilirdi. Yeterince güçlü olmasa da haklı.

 Doğu Türkistan Çin esâretini hiçbir zaman kabul etmedi. Yenik düşse de pes etmedi. Müslüman kalarak özgürlüğünü korumak için onlarca kez isyân etti…

 Bastonuyla yürüyen başörtülü bu kadının resmini hâfızalara iyi kazımak gerekir. Özgürlük aşkıyla inanç, cesâretle berâber kuşatılmışlık ancak böylesine tek kare fotoğrafa sığdırılabilirdi…

 Çin her ne kadar terör eylemi diye yaftalasa da, özellikle 11 Eylül'den sonra bu söylemi İsrâil gibi sonuna kadar istismâr ederek Müslüman Uygurları topyekûn cezâlandırmak için daha da pervâsızlaşsa da Doğu Türkistan'daki özgürlük ateşinin kolay kolay sönmesi beklenmemeli… Çünkü orada, başka Orta Asya toplumlarında nâdir görülen bir târihî, sosyolojik farklılık var. Medeniyet kurmuş bir toplumun dili, kültürü, toplumsal yapısıyla direnişi söz konusu...

 Doğu Türkistan'da iki medeniyet karşı karşıya gelmiş durumda. Olay sadece işgalci bir yönetimin zayıf bir halkı sömürgeleştirmesi, toprağını işgal etmesinden ibâret değil. Çin uygarlığının târihî derinliğinin materyalist yorumuyla küresel güç olarak çıkmaya hazırlanırken farklı bir medeniyetin yâni İslâm medeniyetinin temsilcisi, târihî anlamda da en verimli birikimine sâhip bir halkı asimile etme çabasıyla karşı karşıyayız.

 Çin, etnik farklılıklardan çok büyük Çin uygarlığının içinde farklı kültürleri eriterek bir ulus inşâ etmeye çalışıyor. Buna direnen en büyük unsur da Uygurlar. Bu direnişi her ne pahasına olursa olsun kırmaya çalışıyor Çin. Güneyden getirttiği büyük Han soyundan Çinlilerle demografik dengeyi alt üst etmeye çalışıyor. Meselâ Uygur kenti Urumçi artık büyük oranda Çinli nüfûsun işgali altındadır ve Uygurlar birkaç gettoya sıkışık hâlde varlık mücâdelesi veriyor. Uygur ve diğer Müslümanları kültürel olarak asimile etmek, câmileri bile kapatarak İslâm'ın izini silmek, Uygur dilinin unutulmasını sağlayacak biçimde sosyal hayattan elimine etmek günlük uygulamanın parçasıdır. Varoşlara itilmiş Uygurları sosyoekonomik olarak ezerek soluksuz bırakırken bunları da acımasız askerî yöntemlere başvurarak gerçekleştirmek..

 Uygurlar, daha geniş anlamda Doğu Türkistan, gelecekte karşılaşacağı ve baş etmesi gereken bu sorunlar karşısında destek olacak çok güçlü siyâsî ve ekonomik imkândan mahrum ne yazık ki..

 Gelecek dönemde Çin'in uluslararası düzeyde izleyeceği İslâm politikası Doğu Türkistanlıların geleceğini önemli ölçüde belirleyecek. Çin içeride İslâm'ı bastırırken dışarıda İslâm dünyâsıyla yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyor. Amerika'nın hegemonik hedefleri karşısında bunu dengelemek isteyen İslâm ülkeleri ister istemez Çin'le yakınlaşacaktır. Bu denge sâdece askerî boyutta değil aynı zamanda ekonomik anlamda bâzı ülkeleri zorluyor…

 Amerika'ya karşı küresel ittifak oluşturmak isteyen Çin'in de İslâm dünyâsına ihtiyâcı var. Pakistan'dan Sudan'a kadar uzanan alan aslında iki büyük gücün kapışma alanıdır.

 Bu süreçte Çin'in bir şekilde zaaflarını ortaya çıkarmak isteyecek olan Amerika'nın elindeki en büyük koz Uygurlar olacaktır. Uygurları Çin'i köşeye sıkıştırmak için kullanmak isteyecek olan ABD'nin Doğu Türkistan'ın derdine ne kadar devâ olacağını tahmin etmek güç değil. İslâm dünyâsıyla yakınlaşan, askerî ve ekonomik olarak destek olan Çin'in de Doğu Türkistan konusunda zâten isteksiz, irâdesiz ve güçsüz olan Müslüman ülkeleri iknâ etmesi güç olmayacak. Bunun en somut örneği Pakistan'la kurduğu geleneksel ilişkide gözlemlenebilir.

 Bir yanda Amerika'nın Çin'i köşeye sıkıştırmak için Uygurları kullanması, diğer tarafta onu dengelemek için Çin'e yakınlaşan Müslüman ülkelerin çelişkisi arasında kalan mazlum bir halktan söz ediyoruz. Anadolu'da açılan parklara verilen Doğu Türkistan isminin bile kaldırılmasında etkili olan bir Çin politikası karşısında Uygurları gerçekten zor bir dönem bekliyor.

 
Yazının devamı için tıklayınız.

NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)

Yazar: Âkif Emre
14-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BASTONUYLA PANZERLERE YÜRÜYEN UYGUR ANASI
Online Kişi: 15
Bu Gün: 388 || Bu Ay: 8.992 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.441 || Toplam Tıklanma: 51.933.553