ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞUUR YAZILARI
Okunma Sayısı: 6262
Yazar: Ahmet Ar
KADER ÂNI VE ÜMMETİN MÂŞERÎ VİCDÂNI

Akıp giden hayatta “kader anları” vardır. O an gelince ilim durur, akıl utangaçlaşır, pek yüksek analizler yerlerde sürünür. Ümmet bambaşka bir hâle bürünür. Ve sadece tekbir getirilerek o kadere yürünür.

Hz. Peygamber’in doğduğu geceyi düşünün… Kâinât susmuş… O hasretine kavuşma ânını teneffüs ediyor. Tüyler diken diken… İnsanlık ilmelyakîn bilmese de fevkalâde bir ânın geldiğini ta içinde duyuyor. Ve kâinâtın yana yakıla beklediği an geliyor, Efendimiz (s.a.v.) dünyâyı teşrif buyuruyorlar. Yahudiler istemese de Hacer’in çocuklarından geliyor gelecek olan. Kaderi kim değiştirebilir?...

Hira’da risâlet başka bir kader ânı… Son Kitab’ın, ilâhî hitabın muhatabıyla buluşması… Yine kader sirenlerinin çaldığı an… Allah’ın nûrunu üfleyerek kim söndürebilir?

Bedir… Ya bitiş, ya devam ânı… “Allah’ım, sen yardım etmezsen senin dînini yeryüzünde yaşayıp yaşatacak kalmayacak!” Ve gök orduları… Ve zafer!..

Ve diğerleri…

Satuk Buğra Han’ın bir gece rüyasında Efendimizle müşerref olup hidâyet bulması ve sabah tebeasını toplayıp bunu îlân etmesi ve Türk milletinin de hâkanlarına uyarak Müslüman oluşu da kader anlarından biridir. Bu andan sonra bu gözükara millet İslâm’ın kılıcı olmuş ve hem kendi tarihinin, hem İslâm hem insanlık târihinin akışını değiştirmiş.

Malazgirt bir kader ânı… 40 bin kişinin 200 bin kişi ile harp etmekten zerrece korkmadan şehâdete yürümesindeki vakar, sükûnet ve cesareti hangi ilmî tahlille izah edersiniz? Bu sâdece hissedilir ve yürünür; Allah’ın takdîrine boyun kırılır. Zafer sanki ilâhî bir müjde olarak kalplere indirilmiştir. Alparslan’ın, “Düşman 200 bin kişilik bir orduyla yaklaşıyor.” haberini getiren adamlarına yürekleri titreten bir sükûnetle, “Biz de onlara yaklaşıyoruz.” demesi o kader ânını şeksiz şüphesiz içinde duymasındandır. Yaklaşılan düşman değil aslında, o kader ânıdır.

Osman Gazi’nin Edebalı dergâhında Kur’an karşısında uykusuz geçirdiği gece bir kader ânıdır. Her saatine bir asır armağan edilen gece… Bütün Söğüt ve Bilecik o kader ânını iliklerinde duymuştur; başka olamaz. Bütün Kayı kaderin omuzlarına yüklediği yükü ilmelyakin bilmese de bilmiştir.

Fethi müjdeli şehrin İslâm’a açılması yine kaderin muhteşem bir ânıdır. “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni!” sözü kemiğe işlemiş kaderin söz olarak fışkırmasıdır. Bu söz, hiç şüphemiz olmasın, bütün İslâm ümmetinin hislerinin ifâdesidir. Herkes artık fetih vaktinin geldiğini hissetmektedir. Yer gök, kurt kuş, taş ağaç… adeta tek kelime kesilmiştir: FETİH! Kader ânı gelince böyle olur. Millet olacakları sanki ilâhî bir mesajla öğrenmiştir.

Şimdi yeni bir kader ânını yaşıyoruz. Mısır’da olup bitenler başka bir şey değildir. Ümmetin 200 yıllık inhitâtı ve zilleti artık kemiğe dayanmıştır. Hilâfet kalkmış, Müslümanlar ipi kopmuş tespih taneleri gibi darmadağın olmuşlar. Küffar kırk parçaya böldüğü Müslümanların her parçasıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamakta, üzerinde oturulan bütün zenginlikleri yok pahasına alıp gitmektedir. Bu oyun görülmemiş değildir; ama kollarımız kesilmiş, kanatlarımız kırılmış, çâresiz kalmışız. Bu hep böyle gidecek değildi. Ümmet çektiği zilletlerden alacağı dersi almış ve uyanmaya başlamıştı. Mektep-medrese köşelerinde, Dârü’l-erkam misâli ev sohbetlerinde, yurt odalarında, vakıflarda… yolda, sokakta… her yerde bir uyanış mayalanmıştı. O maya elbette tutacaktı. Kandehar’da, Kafkaslarda, Şar Dağı eteklerinde, Sakarya boylarında, Nil kıyılarında ümmet bir kader ânına doğru yol aldığını -aynı daha evvelkiler gibi- kalbinde duymaya başlamıştı zaten.

Türkiye’de olup bitenler de bu kader ânına hazırlıktı aslında. İlmelyakîn bilinmese de herkes o kader ânına hazırlık yapıyordu. Çöküş devrimizden beri tarihimizin en diri zamanını yaşamamız, üzerimizdeki asırlık gaflet yorganını atıp etrafımızda olup bitenlerle alâkadâr olmaya başlamamız, İslâm dünyası (buna Ortaasya Türk dünyası da dâhil) ile bugüne kadar olanlardan farklı mânâlar taşıyan münasebetler kurmamız… Kader ânına hazırlık… Arap baharı da bu cümledendir. Batı ne kadar bulandırmaya çalışırsa çalışsın, bu böyledir. Doğuma engel olunamaz; gelecek, gelecektir. Birkaç konfor manyağı kral hariç, bütün İslâm âleminin yüzünü Türkiye’ye dönmesini görmüyor musunuz? Bunun “kader ânı”ndan başka îzâhı yoktur.

Kader ânının kilidi Mısır’da… Cenâb-ı Hak, İslâm âleminin kilidini Mısır’da açacak. Anadolu’nun kilidinin Malazgirt’te açıldığı gibi… Bu kilidin anahtarı şehit kanları, gözyaşları ile yapılıp arşa yükselen duâlar, zikirler… Mısır’da olamadığı, şehitlerle beraber şehit olamadığı için ağlıyor ümmet. Hiç olmazsa üzülüyor; bu da bir uyanıştır; hem de büyük uyanış… Kilit Mısır’da açılacak; ama topyekun ümmet açacak o kilidi. Bütün dünyadaki Müslümanların derleniş toplanışlarını, meydanlarda yumruk sıkışlarını, Mısır’daki kardeşleriyle bir vücut oluşlarını, tarihin derinliklerinden gelen iniltilerini, yakarışlarını, duâlarını, zikirlerini görmüyor musunuz? O büyük kader anlarında olduğu gibi âdetâ yer gök, kurt kuş, taş ağaç… “Uyanış!” diyor, “Diriliş!”, diyor, “Birlik, beraberlik, kardeşlik!” diyor.

Bu selin önünde ABD, AB ve konfor manyağı krallar duramaz ki, onların piyonu zavallı Sisi dursun. Kader ânı gelmiştir ve olacak şey olacaktır; Müslümanların istiklâli başlayacaktır.

Yazar: Ahmet Ar
19-08-13
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 8
hatice su kılınçer
bu bir doğum müjdesidir
Tarih : 24-08-13

Bu kilidin anahtarı şehit kanları, gözyaşları ile yapılıp arşa yükselen duâlar, zikirler… Mısır’da olamadığı, şehitlerle beraber şehit olamadığı için ağlıyor ümmet. Hiç olmazsa üzülüyor; bu da bir uyanıştır; hem de büyük uyanış… Bu sancılar bir doğum müjdesidir ve unutmamalıdır ağır sancılar gürbüz yavrular bırakır kundaklara. Az bir dikkatle bakan o açının ardındaki huzuru farkeder. Anneler yavrularını kucağına aldıklarında çektikleri sancı için sitem değil şükrederler. Ağlayan her bir yürek o şükre taliptir inşlh. Şimdi binlerce ana "ümmetin vahide" için sancı çekiyor. Sancımız mübarek ola.

 
FAZİLET ÇATAL
Teşekkür
Tarih : 20-08-13

Hocam annemle okuduk kıymetli yazınızı. Kendisinin sözlerini aktarmak istiyorum:"Mısır'da kan damlıyor, Ahmet Hoca'nın kaleminden nur damlıyor. Cenab-ı Allah yolunu açık etsin."

 
hasan hüseyin
inşaallah
Tarih : 20-08-13

Umutlarımız olmasa yaşamayız, inşaallah o kader anı gelmiştir, veya yaklaşmıştır,bu vaziyet inşaalah ümmetin idrak ve şuurunun açılmasına da vesile olur,hepsi için de dua etmeliyiz.ümmetin şuurlanması için daha çok gayret etmeliyiz, vakit şimdi geç kalmayalım,özellikle basını,televizyonları,teknolojinin getirdiği imkanları bu amaç için kullanmaya gayret gösterelim, geçenlerde Mısır'da an vahim günler yaşanırken, televizyonlarda yemek tariflerinin yapılması, Afrika'daki dişi ve erkek leoparların hayatlarının anlatılması şu zamanda beni üzmüştür, yazara, yazısından dolayı teşekkür ederim, Allah hepimizin yardımcısı olsun

 
Fatih
Doğuş
Tarih : 20-08-13

Müslümanların bu seferki sıkıntısı, kuru bir karın ağrısı değil, muzafferiyete giden cehdin sancısıdır. Rakipler cami duvarlarını kirletmeye başladılar. İnşallah, hepsinin birer köşede kıvrılıp kaldığını da göreceğiz. Türkiye'yi saran deniz ve Mısır'ı yaran Nil çok pislik temizler.

 
İ TUNCER
Dua
Tarih : 20-08-13

Allah razı olsun Ahmet hocam Kadir Mısıroğlu da öyle diyor "Yüce Allah murat etti dinini yeniden ihya edecek..."İnşaallah diyelim ve dua edelim. Elimizden başka bir şey gelmese de.

 
TAC 1
İnşaAllah
Tarih : 19-08-13

Küfür payidar olur amma zulüm payidar olmaz. Tarih bunun şahididir. Diyorum ki; ZÜLMÜN ZİRVEYE ÇIKMASI DEMEK ASLINDA ZALİMİN ÇÖKÜŞÜ DEMEK Bu çöküşü hep beraber göreceğiz inşaAllah...

 
Vahabzade
Tarih Tekerrürden İbarettir
Tarih : 19-08-13

"Ümmetin 200 yıllık inhitâtı ve zilleti"ni Hz. Musa (AS)'ın ümmetiyle Sahra çölünde geçirdiği 40 yıla benzetiyorum. Orada neslin yenilenmesi için 40 yıl gibi bir zamana ihtiyaç vardı. Maalesef bizde bu 200 yıl sürdü. İnşaallah daha da uzamaz. Benim görüşümde sizinkiyle aynı. Bu fetret döneminin sonuna geldik inşaallah! Elmalılı merhumun mealinden nakille hadise şöyle(Maide Suresi 20-26. ayet): “Bir vakitler Mûsa (AS) kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size olan nimetini düşünün. Sizden peygamberler göndermiş, sizi hükümdarlar yapmış ve âlemlerden hiç birine vermediğini size vermiştir. Ey kavmim! Allah’ın sizin için vatan takdir ettiği arz-ı mukaddeseye girin. Düşmana arka çevirmeyin. Sonra hüsrana uğrar, zarar görürsünüz” demişti. Onlar “Ya Musa! (AS) Orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz aslâ oraya giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz” dediler. Allah’tan korkanlardan iki kişi (on iki nakîbden Yûşa ile Kâleb) – ki Allah onlara (iman) nimetini vermişti –, “Zalimlerin üzerine şehrin kapısından girin. Bir kere girdiniz mi, muhakkak galipsiniz. Hem mü’minlerseniz yalnız Allah’a tevekkül edin” dediler. İsrail oğulları, “Ya Mûsa! (AS) Onlar orada oldukça biz hiçbir zaman oraya giremeyiz. Haydi, sen ve Rabbin gidin de ikiniz harbedin. Biz burada oturacağız” dediler. Mûsa (AS), “Yâ Rabbi! Ben kendimle kardeşimden başka kimseye sahip olamıyorum. Artık bizimle bu fasık kavmin arasını sen ayır” diye dua etti. Allah (CC) buyurdu ki: “Artık burası, onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Oldukları yerde sersem sersem dolaşsınlar. Bu fasık kavme sen acıma!” Selamlar... Haa bu arada yazınızı çok beğendim. Hemen kopyalayıp arşivime attım. Hakkınızı helal edin.

 
İbrahim YILDIRIM
İnşaallah
Tarih : 19-08-13

Horoz resmi yapıp ta altına horoz diye yazılmaz derler. Horoz her yerde horozdur. Bu yazıya da yorum yazılmaz. Ancak bütün kalbinle, kalıbınla İNŞAALAH dersin. Abi teşekkür ederiz. Hislerimizin tercümanısın.

 
KADER ÂNI VE ÜMMETİN MÂŞERÎ VİCDÂNI
Online Kişi: 22
Bu Gün: 364 || Bu Ay: 6.354 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.481 || Toplam Tıklanma: 52.119.530