ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DARBE İZLERİ
Okunma Sayısı: 2247
Yazar: Mümtaz'er Türköne
ARTIK BALYOZ YOK!

Yargıtay, mahkemenin verdiği kararı esastan onaylamış oldu. Kafa karıştıracak bir durum yok. Mahkemenin verdiği cezaların gerekçesi “darbeye eksik teşebbüs” suçu idi. Yargıtay delil durumuna göre bu suçu sabit gördüğü için mahkemenin kararını esastan benimsedi.

Böylece sanıkların (artık “mahkûm”) “sahte delil” iddiası üzerine inşa ettikleri savunma, Yargıtay aşamasında da çökmüş oldu. Yargıtay sadece “suç için anlaşma” gibi bir kritere uyarak bazı sanıkların, işlenen suçla ilişkisini yeterli görmeyerek verilen cezaları bozmuş oldu. Böylece uzun soluklu ve tartışmalı bir yargı dosyasına son nokta konuldu. Adalet, söyleyeceğini söyledi. Adaletin sözünü tamamlamasından sonra, artık bizler “yargılamayı etkilemek” türünden bir suç işlemeden söyleyeceklerimizi söyleyebiliriz.

Türkiye sadece bir muhakemeye son noktayı koymadı, birçok şeyi sona erdirdi. En başta, bir darbe teşebbüsü suçunu yüzünün akıyla yargılayarak mahkûm etti. Bu suçu işleyenleri cezalandırdı. Cezadan ilk murat, caydırıcılıktır. Askerler bu hükümden sonra artık bir daha darbeye teşebbüs edemez. Geçmişte defalarca işlenen bu suç, takibata uğramadığı için darbe yapmak, sıradan bir askerî meşgaleye dönüşmüştü. Talat Aydemir olayı dışında, darbe teşebbüsü yargılanamamıştı. Madanoğlu Cuntası bile eksik yargılanmış ve keyfî hükümler verilmişti. Demek ki artık askerî sınıf, darbe teşebbüsünün ağır bir suç oluşturduğunu Yargıtay’ın nokta koyduğu Balyoz davasına bakarak anlamış durumda. Şayet 28 Şubat ve 12 Eylül davaları da, Balyoz davası gibi nihaî noktaya ulaşabilirse, bu sefer başarıya ulaşmış darbeler de mahkûm edilmiş olacak. Darbe teşebbüs de olsa, gerçekleşse de adaletin failin yakasına yapışacağı tescil edilecek.

Konulan son nokta, Türkiye için önemli bir başlangıç. Artık silahın ve zorbalığın etkili olmadığı medenî bir ülke haline geldik. Silah, hak iddia etmenin yöntemi olarak kullanılamayacak. Silahlı zorbalığın sona ermesi, silahla amacına ulaşmaya kalkan PKK gibi örgütlerin de sonunu getirecek. Gücünü halkın rızasından alan bir devlete karşı, ancak meşrû zeminde kalarak siyaset yapabilirsiniz. Türkiye’nin Barış Süreci’ne girebilmesi bile başlı başına, silahlı vesayet döneminin sona ermesinin eseri. Eğer PKK’lılar silahla ülkeyi yöneten askerlerle muhatap olmaya devam etseydi, barış mümkün olabilir miydi? Devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü artık silaha değil, halkın rızasına dayanıyor. Devlet kendi meşruiyetini, askerî vesayet düzeni sona erdiği için rızaya dayandırabiliyor. Rızaya dayanan bir devlet-millet ortaklığını hangi silahlı güç sona erdirebilir?

Balyoz davasına son noktayı koyabilmek, işte bu yüzden devletin devamlılığı için elzemdi. Ancak bu sayededir ki, barış içinde bir arada yaşayabilmek adına yeni bir başlangıç yapma imkânı bulabiliyoruz. Kendinizi dışlanan, haksızlığa uğrayan kesimlerin yerine koyun. Demokratikleşme paketi, sadece bugün mümkün ve inandırıcı değil mi?
...

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Mümtaz'er Türköne
11-10-13
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ARTIK BALYOZ YOK!
Online Kişi: 25
Bu Gün: 243 || Bu Ay: 4.797 || Toplam Ziyaretçi: 2.212.711 || Toplam Tıklanma: 52.082.029