ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HİKÂYE
Okunma Sayısı: 2782
Yazar: Akif Emre
NUR'DAN DÜĞÜNE

Her kitabın bir yazılış serüveni var. Bunu ancak kitaplaşma sürecinde yazarıyla her bir harf, kelime, cümle arasında kurulan ilişki belirler. Yazarın kitaplaşma sürecinde yaşadığı o müthiş gerilim, coşku, usanç, keşif.... İç içe geçen derin, sessiz, bazen çok sesli bir eylem...

Her kitabın okunuş serüveni vardır. Okur ile kitap arasında başlayan, sayfaları aşan, yazara ulaşan, oradan diğer okuyucuların merakına, tepkilerine kadar varan bir merak, tecessüs, heyecan, bazen bıktırıcı bir ısrar, bazen yokuş tırmanır gibi yorucu bir eylem... Su gibi akıp giden satırlar da vardır. Bu, her okurun kendi iç dünyası ile yazar, kelimeler, harfler arasında kurulan dünyanın en girift bilmecesinde yüklüdür. Benim değişik okuma tecrübelerim var. Hiç hesapta olmadık biçimde bir araya gelmeyecek, yan yana düşmeyecek iki kitabı, iki yazarı peş peşe okuduğumu her şey bittikten sonra fark ettiğim olmuştur.

James Joyce'un 'Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi' ile Mehmet Selimoviç'in 'Devriş ve Ölüm'ü arasında nasıl bir bağ kurulabilir? Ben de kurmadım ama yıllar önce tamamen tesadüfi denilecek bir şekilde bu iki romanı peş peşe okuduğumda özellikle bir seçim yapsam bu kadar isabetli olurdu diye düşündüğümü hatırlıyorum. Biri bir manastır çevresinde, diğeri bir tekkede geçen Avrupa'nın doğusunda ve batısında, iki farklı medeniyete mensup insan tipinin romanı...

Daha yakın zamanda birbirinden habersiz iki kitap... farklı kültüre, farklı coğrafyaya ait birbirinden habersiz iki yazar... Aynı gün bitirdiğim Joyce ile Selimoviç etkisinin beynimde çaktığını hissettim. Demek bazen okumanın da bir kaderi var.

John Berger'in insanlık durumlarını en yalın, ayrıntılara inerek anlatış tarzında beni çeken bir şey var sanki. İlk okuduğum kitabı küçük hacimli ama kapsayıcı 'Görme Biçimleri'ne zaman zaman bakarım. 'Düğüne' romanını bitirdiğimde ise bu kadar basit bir konuyu bu kadar sürükleyici ele aldığı için, bana son derece yabancı bir hayattan bile insan olarak paylaşılacak ortak paydalar bulabildiğim bir edebiyat ürünü... İyi bir gözlemci olan Berger, toplumsal kültürel kodları iyi okuyan bir sosyal bilimci titizliğini romana yansıtmış.

Temelde insanların bireyselleştiği, çıkar ilişkilerine dayalı birlikteliklerin toplumu çözdüğü modern batılı toplumlarda diri kalan bir metafizik damar yakalamak ister gibidir. Hikaye aslında basit; biri Fransa'da, diğeri Slovakya'da yaşayan karı-kocanın kızlarının başına gelen trajik bir felaketin öyküsü.

Baba motosikletle Alpleri aşarak İtalya'daki Po Vadisine doğru bin bir düşünceyle ilerlemektedir. Karısı ise artık Slovakyalıların vizesiz gidebildikleri İtalya'ya doğru otobüsle yol almaktadır. Evlilikleri boyunca bir araya gelemedikleri hayatlarını kızlarının düğünü buluşturmaktadır. Anne kendini suçlamaktadır kızını yalnız bıraktığı için. Daha doğrusu sahip çıkamadığı için... Çünkü, kızı bir gezi sırasında tanıştığı kaçak mahkûmdan AIDS kapmış ve birkaç yıl sonra gelecek olan ölüm gerçeği ile karşı karşıyadır.

Anne ve baba adeta kendi hayatlarından bir an sıyrılarak kızları için fedakarlık yapmayı düşünerek seyahat etmektedirler. Ama asıl fedakarlık kızın hastalığıyla alakası olmayan sevgilisinin, bu durumunu bile bile onunla evlenmek istemesidir. Maddi medeniyetin çocuklarının unuttuğu metafizik bir aşkınlıkla AIDS'li arkadaşıyla evlenmektedir. Ve bu evliliğin düğünü masalsı bir mekanda, deniz kıyısında, bir köy evinde gerçekleşmekte. Küçük köy meydanında çılgınca eğleneceklerdir. İnce ince dokunmuş hikaye özetle bu. Büyük fedakarlığın öyküsü... Fedakarlığın hazza dönüştürüldüğü bir kültür.

Mustafa Kutlu her yıl bir hikaye kitabı yayınlıyor. 'Nur' son kitabı. 'Düğüne' romanına başladıktan sonra 'Nur'a da başladım ve aynı gün ikisi de bitti.

Masalsı bir anlatımla kurguluyor hikayeyi Kutlu. Zaman zaman Yeşilçam filmi tadı veren bir anlatım... bazen sohbet havasında bir akış...

Nur zengin bir ailenin tek kızıdır. Onu da annesi terk etmiştir. İstanbul'da iyi bir eğitim alarak mimar olmuştur. Ne var ki kafasında metafizik sorular vardır. Varoluş, yaratılış, kader gibi mevzular kafasını meşgul etmektedir. Fakir bir ailenin çocuğu olan Sinan'la karşılaşır. Zaman zaman bu soruları Sinan'a açar.

Ne var ki Nur yaşadığı hayattan bir türlü tatmin olmaz; mistik bir arayış içindedir, gerçek sevginin peşindedir. Ansızın Allah'ın ona göstereceği bir işareti, bu işarete vesile olacak bir ermişi aramaktadır.

Sinan'la aralarında itiraf edilmemiş bir duygudaşlık, karşılıklı felsefi tartışmayla, daha doğrusu Nur'un kafasındaki din, Allah, varoluş gibi sorularına cevap arama seanslarıyla sürer. Bu arada fakirlere, muhtaçlara cömertçe yardımlarda bulunur; hayatının önemli kısmını bu faaliyetlere adar.

Bu arada bir tekkede kalır. Hala ruhunda beklediği ilahi işareti bulamamıştır. Tekkeden ayrılır, Sinan'ın böbrek hastası kız kardeşine gönüllü ve zorla kabul ettirerek böbreğini verir. Ameliyat sonrasında bir nur olup ruhunu teslim eder.

Roman tekniği, yazı işçiliği bakımından tamamen farklı iki yazar. Ancak ortak nokta: biri materyalist bir dünyada fedakârlığın varabileceği sınırda... Diğerinde biraz destansılaştırılmış, adeta hiçbir eksiği olmayan, mükemmel bir Doğulunun fedakârlığı, hakikat arayışı ve bunu buluş şekli...

Edebi metin eleştirisinden çok feda etmek gibi bir erdemin iki farklı muhayyilede nasıl algılanabildiğinin izlerini sürmek... Biri, öteyle bağlantılı aşkınlık arayışı; diğeri, öteye gitme hazırlığında birinin fedakârlığı hazda araması...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Akif Emre
25-01-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
NUR'DAN DÜĞÜNE
Online Kişi: 20
Bu Gün: 47 || Bu Ay: 9.270 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.917 || Toplam Tıklanma: 51.940.985