ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KÜLTÜR ve MEDENİYET
Okunma Sayısı: 2240
Yazar: Yusuf Kaplan
TÜNELDEN ÇIKIŞ İÇİN YOL HARİTASI-2

Önce şu yakıcı gerçeği zihnimizin bir köşesine kazıyalım, derim: Türkiye, tam anlamıyla bağımsız bir ülke değil. Türkiye'nin bağımsızlığı, teritoryal (toprak'la ilgili) bir bağımsızlıktır.

TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIK SORUNU

Gerek ekonomik ve siyasî açıdan gerekse kültürel ve entelektüel açıdan Türkiye tam anlamıyla bağımsızlığına kavuşabilmiş değil henüz.

Türkiye, 1908 yılından itibaren bağımsızlığını yitirmiş; o tarihten itibaren tarihten çekilmiş, tarihten sürgün yemiş, başkalarının yaptığı bir tarihe sürgün edilmiştir.

Cumhuriyet tecrübesi, Türkiye'nin fiilen (teritoryal olarak) teslim alınamaması ama zihnen teslim alınması (sekülerleşerek Batılılaşması ve kendi hayat damarlarını kurutması) hikâyesidir.

Menderes'le başlayan, Özal'la ve Erbakan'la devam eden, Erdoğan'la ivme kazanan, geldiğimiz noktada geri dön/dür/ülmesi zor bir kıvama ulaşan süreç, Türkiye'nin zihnen bağımsızlaşmasının önündeki bariyerlerin birer birer yıkılması ve Anadolu kıtasının önüne taze koridorlar açma mücadelesidir.

FİİLÎ BAĞIMSIZLIK'TAN ZİHNÎ BAĞIMSIZLIĞA...

Dünkü yazıda, Erdoğan Türkiyesi'ni onar yıllık iki döneme ayırmış, ilk on yıllık dönemi dalga-kırma, ikinci onyıllık dönemi ise dalga-kurma süreci olarak tarif etmiştim.

İlk onyıllık dönemde, Türkiye, fiilî (iktisadî, siyasî, stratejik) bağımsızlaşma sürecinde önemli mesafeler katetti ama bu süreci henüz kemâle erdiremedi.

Türkiye'nin fiilî bağımsızlaşma sürecinin nihâî bir noktaya ulaşabilmesi için zihnî (kültürel ve entellektüel) bağımsızlaşma sürecine girebilmesi şarttır.

Fiilî bağımsızlaşma, bariyerlerin yıkılması; zihnî bağımsızlaşma ise umut ve ufuk sunacak koridorların açılması demektir.

Dolayısıyla fiilî bağımsızlaşma, alan temizliği çabası ve temizlik / yarma harekâtı çalışmasıdır. Zihnî bağımsızlaşma ise, taze, bembeyaz bir sayfa açma, yeniden tarih yapacak uzun ve zorlu bir medeniyet yolculuğuna çıkma iradesi gösterme mücahedesi ve mücadelesidir.

Dünkü yazıda, ikinci onyıllık dalga-kurma sürecinde izlenmesi gerektiğini düşündüğüm 10 ana maddelik yol haritasının dördünü sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıda kalan 3 maddeyi, Cuma günü ise son 3 maddeyi paylaşacağım sizlerle. Kısa başlıklar hâlinde devam edeyim yol haritasını çizmeye...

5-İKTİSADÎ BAĞIMSIZLIK

Türkiye'nin iktisadî hayatına, 'İstanbul dükalığı' olarak adlandırdığımız 350 aile'den oluşan TÜSİAD çeki düzen veriyor.

İstanbul dükalığı, küresel kapitalist şebekelerin Türkiye'deki ahtapotu.

Bu ülkenin entellektüel ve kültürel dinamiklerini dinamitlemekle, Türkiye'nin varlık nedenini oluşturan ruhköklerini kazımakla görevli bir ahtapot bu.

Türkiye'deki askerî, kültürel ve medyatik vesayet rejimine de çeki düzen veren yegâne güç: 'Bedenen' burada, 'zihnen' dışarıda, Türkiye'ye Fransız ve Türkiye'yi 'Fransızlaştırma' / ruhköklerinden uzaklaştırma savaşı veren 'gizli el'. Adam Smith'in 'gizli el'i.

Türkiye, -küresel güçlerin ülkedeki çıkarlarını pekiştiren- İstanbul dükalığının krallığına son veremediği sürece, bu ülkenin çocukları, bu ülkenin 'kral'ı olamaz ve iktisadî bağımsızlığına kavuşamaz hiç bir zaman.

6-YARGI BAĞIMSIZLIĞI

Türkiye'de görünüşte askerî vesayet hükümran/dı ama gerçekte Türkiye'yi seküler kodlarla küresel sisteme bağlayan, bağımlı kılan aktör, jakoben, seküler, 'zorba' yargı rejimidir.

Bu jakoben / seküler yargı rejiminin tek marifeti, ülkenin millî iradesinin temsilcilerini, yargısız infazla yok etmesi ve önlerini kesmesidir. Menderes'in 'yargısız idamı', bunun en ürpertici örneğidir.

Yine Erbakan'ın kurduğu bütün partilerin, temelde, Türkiye'yi 'İslâmî bir yöne kaydırma amacı güttüğü' gibi akla ziyan ve yargı sisteminin mantığını hiçe sayan absürt gerekçelerle kapatılması ise bu yargı sisteminin bu toplumunun ruhköklerinin kökünü kazımaya ant içtiğinin çarpıcı bir göstergesidir.

Türkiye, yargı rejiminde yapısal devrimler yapamadığı, toplumun kendi kültürel dinamiklerinden yola çıkarak herkese, her düşünceye, her inanca hayat hakkı tanıyan hakikatten süt emen evrensel ilkelere dayalı yerli bir hukuk sistemi kuramadığı sürece bu ülkede yargı, bağımsızlığına kavuşamayacak hiç bir zaman.

7-HÂRİCİYE'DE BAĞIMSIZLIK

Türk hâriciyesi, hâriçten gazel okuyan (=bu toplumun kültürel dinamiklerine şaşı bakan) bu ülkenin insanlarına onyıllarca köle muamelesi yapan, burnundan getiren, iliklerine kadar yaşadığı Batı karşısında duyduğu aşağılık kompleksi nedeniyle Türkiye'nin çıkarlarını Batı'ya peşkeş çeken gayr-ı millî bir hâriciyedir.

Son yıllarda, buna, 17 Aralık operasyonuyla Türkiye'yi büyük bir kaosun eşiğine sürükleyen 'paralel şebeke'nin adamlarının hâriciyeyi kuşatması, parmağında oynatmaya başlaması tehlikesi eklenmiştir.

Hâriciye'de, büyük bir temizlik operasyonu yapılmadığı sürece, Türkiye, hâriçten gazel okuyan ve Türkiye'ye operasyon çeken bu şaşı ve feleğini şaşırmış hâriciyecilerden çok çeker...

Türkiye'nin fiilî (iktisadî, siyasî...) bağımsızlığına kavuşması, zihnî (entellektüel, kültürel ve medya) bağımsızlığına kavuşmasından geçer.

Türkiye'nin tünel'den çıkışının yegâne şartı budur. Bu hayatî sorunu Cuma günkü yazıda masaya yatıracağım.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Kaplan
14-04-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TÜNELDEN ÇIKIŞ İÇİN YOL HARİTASI-2
Online Kişi: 24
Bu Gün: 107 || Bu Ay: 6.619 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.161 || Toplam Tıklanma: 52.123.896