ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER
Okunma Sayısı: 2099
Yazar: Ömer Lekesiz
DAVUL-ZURNAYLA ÖRTÜNMEK

Bir kadının örtünmesi şakası, tantanası yapılabilecek bir husus değildir.

Çünkü bu onun, şari tarafından da hüküm altına alınan ontolojik hakkıdır.

Hayati (toplumsal) olmasıyla da asıldır, kimi pragmatist meczupların ileri sürdüğü gibi füru değildir.

Müslüman kadın ve erkek, örtünen din kardeşi için sevinç duymak 'zorundadır'; bu sevince engel bir durum varsa onun ortadan kalkması için çaba göstermek her Müslümanın görevidir.

Bizim İsmail Kılıçarslan'ın söyleyişiyle: 'Bu, burada bir dursun.'

'EY AHALİ, DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN'

Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç örtünmüş. İyi etmiş, tebrik ederiz.

Örtünmesi bireysel planda kesinlikle bir problem içermiyor; bu yönde irade göstermiş ve örtünmüş, hayırlı olsun.

Ancak örtünmesini ilan ediş biçimi tepeden tırnağa sorunlu.

Hem öyle sorunlu ki kendisine 'gadan alam, hangi dağda kurt öldü?' diye sormayı zorunlu kılacak kadar sorunlu.

Şundan ki, örtünme hakkı konusunda (artçı etkileri bugün hala devam eden) bir depremin içinden geçtik.

O süreçte kendi karılarımız, kızlarımız başta olmak üzere örtüyle ilgili çok çeşitli sorunları yaşadık, onları sinirlerimizi harap edercesine yoğun olarak tartıştık. Kimi zorunlulukları gözeterek örtüden vazgeçenlerimiz oldu; bunlardan etkilenip, Allah'a vereceği hesabı düşünen örtüsüzlerimizden de örtünenler oldu.

Her iki halde de üzüntümüzün ve sevincimizin tellalı olmadık; olan kendi doğallığı içinde oldu, benimsendi, kanıksandı, hayatın cilvelerinden bir cilve olarak kişisel tarihlerdeki yerine kendiliğinden eklenip kaldı.

Çünkü örtünmek de örtünmemek de kişinin kendisini 'nazara sunma' anlayışıyla ilgilidir. Bu bağlamda örtülüyken açılan (ve onu sevenler) tellallık yapmaz çünkü Allah'ın emrine itaatsizlik etmek gibi bir çelişkinin neden olacağı mahcubiyet ona galip gelir; açıkken örtünen (ve onu sevenler) de tellallık yapmaz çünkü bu onun Allah'ın rızasını gözeterek yaptığı bir tercihtir ki, ödülünü de Allah'tan talep eder.

Saraç ise bunların tam aksine bir davranış sergilemiş gibi görünüyor.

Örtüsüz oluşunun doğallığını, örtününce de sürdürmesi gerekirken bilakis bunu bozuyor, çünkü kendisini bir haber malzemesine dönüştürüp, örtüsüzken kapalı (bilinmez) oluşunu, örtülüyken açılmaya (görünürlüğe çıkmaya) tevdi ediyor.

BU ÖRTÜ HANGİ MİNARENİN KILIFI

Ben konunun sadece ve sadece bu yanıyla (üslubuyla, ahlakıyla ve nazariyesiyle) ilgilenmeyi tercih ettiğim için, Saraç'ın geçmişte kimi haberlere ve şimdi bir milletvekilinin gazetemizde de yer alan iddialarına konu olan yönetim problemleriyle ilgilenmiyorum. Hatta hatta Saraç'ın Hizmet Örgütü'ne mensup oluşuyla ilgili iddialar da beni ilgilendirmiyor. 'Berlin'de hakimler var ve sistem kendisine asi olanın hakkından gelir' diyerek konuyu sahiplerine havale ediyorum.

Benim ilgilendiğim kısma gelince:

Örtünmek, bedenini taşkın nazarın kendi içinde doğal olan (ki her bakış dik bakıştır, göz açıldığında anında ufka ulaşabilen tek şeydir) tacizine karşı korumaya alarak, dikizlenmenin tedirginliğinden, nazarın görünmez prangasından azade olarak yaşamaktır.

Ancak örtünmeyi bu düzeyde bir gereklilik olarak görmeyip, onu bilakis nazarların takıntısı haline getiren, örtülü olduğunu lisanen ya da lisan-ı hal ile bağırarak dikizlenmeye açan, bu eyleminde emsallerine göre bir fark yaratmak için nazarların kendisini sarmalamasını medya yoluyla isteyen için örtünmek, çok açık bir tanımlamayla 'örtü sayesinde açılmak' demektir.

NERESİNİ DOĞRULTALIM?

Bunlardan hareketle baktığımda Saraç'ın ikinci belirlemeye dahil olduğunu üzülerek söylemem gerekiyor.

Çünkü Saraç, örtünmekten huzur duyacağını söylüyor ama ilan ediş biçimiyle (ki, kendisi hakkında bir ilanda bulunan, ilanı nedeniyle ilan edilmeyi hak eder) hemen ortaya çıkan sataşmalar, suçlamalar, ikazlar, iddialar (onun var olan huzurunu da kaçırmaya neden olacak şekilde) bunu anında yalanlıyor.

Bu durumda, huzurlu olmak için örtünmeyi seçenin, 'örtünmesini de örtmeyi' düşünmesi gerekirdi. Saraç ise bunun tam aksini yapıyor yani örtünerek açığa çıkıyor.

Öte yandan milletvekillerinin örtündüğü, örtülü kadınların belediye başkanı seçildiği bir ortamı 'normalleşmeye' delil sayması, bunu esas aldığını söylemesi Saraç'ın aynı zamanda 'örtülü ilk rektör' olarak 'rol çalma' telaşına düştüğü kanaatini uyandırıyor.

Hasılı neresinden bakarsak bakalım Saraç'ın örtünmesi 'normalleşmiş' ortamda 'normal' bir örtünme olarak görünmüyor.

Bilakis açık bir açılma eylemiyle karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor.

Dileyelim ki, örtüyle açılması yanlış olan Saraç'ın çeşitli suçlamalara konu olan diğer fiilleri doğru olsun.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ömer Lekesiz
15-04-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DAVUL-ZURNAYLA ÖRTÜNMEK
Online Kişi: 25
Bu Gün: 369 || Bu Ay: 7.723 || Toplam Ziyaretçi: 2.218.340 || Toplam Tıklanma: 52.147.802