ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1928
Yazar: Serdar Demirel
HZ. PEYGAMBER (s.a.v.) İ SEVMEDEN OLMAZ

Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle duyarlı insanlar farklı perspektiflerden Hz. Peygamber’i (sas) anlamaya, anlatmaya ve onun mesajını hayatlarında çoğaltmaya çalışıyorlar. Belediyeler, vakıflar, dernekler, gazeteler, dergi ve televizyonlar bu minvalde programlar yaparak bu etkinliklere katkıda bulunuyorlar. Ancak bu zeminde sökün eden bazı ifrat ve tefrite de dikkat etmek gerek.

Bir televizyon programında bir hadis profesörü; “Peygamber’i Allah’a ortak koştular. ‘Kâinatın Efendisi’ diyorlar, Allah’tan başka kâinatın efendisi mi var?” dedi.

İlk bakışta çarpıcı gözüken bu itiraz haklı olabilir mi?

Doğrusu Efendimizi “Kâinatın Efendisi” diye taltif eden hiçbir Müslüman, onu, kâinatın üstünde Allah’a (c.c) ortak bir hâkim olarak görmüyor. En azından ben öyle birine rastlamadım. Bu ifadeyi daha çok kâinatta Allah’ın en faziletli ve sevgili kulu manasında kullandıklarını biliyorum. Bu ifadenin doğruluğunu ve yanlışlığını elbette tartışabilirsiniz, ama şirk demek epey ağır kaçıyor.

Ertesi gün Hz. Peygamber’i konu eden başka bir televizyon programında siyer etütleri de yapan Prof. Dr. İskender Pala, Efendimize atfen “Kâinatın Efendisi” dedi. Bunu söyleyen Sayın Pala’nın bu tarz bir ithamı hakettiğini söyleyebilir miyiz meselâ?

İnsanların yapmaya çalıştığı şey, peygambere duydukları ihtiramı ve sevgilerini izhar etmek. Sevgi izharında aşırı kaçanlar olabilir ama aşırılıkları dahi aşırıya gitmeden göstermek gerek. Müslümanların peygamber sevgisinde hassas olmaları ve bu sevgiyi, söz ve amelle göstermeleri zaten dinen matluptur.

Bir defasında bazı dostlarla sohbet ediyorduk. Söz, Allah’ın (c.c) kullarını sevmesinden açılmıştı. Allah (c.c) kimleri severdi? Ben de; “Allah’ın (c.c) sizi sevmesini ve günahlarınızı bağışlamasını arzular mısınız” dedim. Onlar da hangi mü’min istemez ki, dediler. Ben de; “O zaman O’nun elçisini sevin ona uyun” dedim. Çünkü Yüce Mevla şöyle buyuruyor:  

“(Resûlüm!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân: 31)

Bunun mefhumu muhalifi de doğrudur. Yani Hz. Peygamber’i sevmez, ondan yüz çevirirseniz Allah (c.c) da sizi sevmez ve gazabını celbedersiniz. Zira aynı sûrenin devamında şöyle buyurur: “De ki: Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez”. (Âl-i İmrân: 32)

Bizim bu sevgiyi keyfiyet ve kemiyet olarak çoğaltmamız imanımızın bir gereğidir. Bu hususta çok öğretici hadisler vardır. Meselâ Abdullah b. Hişâm’ın şu rivâyeti: “Biz Rasûlullah (sas) ile beraberdik. O sırada, Aleyhissalâtu vesselâm, Ömer’in elinden tutmuştu. Hz. Ömer:

‘Ey Allah’ın Rasûlü! Sen bana, nefsim hâriç her şeyden daha sevgilisin!’ dedi. Bunun üzerine Rasûlullah şu cevabı verdi:

‘Hayır ya Ömer! Nefsimi elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin ederim, ben sana nefsinden de sevgili olmadıkça imanın eksiktir!’ Hz. Ömer de bunun üzerine: ‘Şimdi, sen bana nefsimden daha sevgilisin!’ dedi. Efendimiz de: ‘İşte şimdi (kâmil imana erdin) ya Ömer!’ buyurdular.” (Buhari: 6/2445, hn. 6257)

Hadis şârihleri, Hz. Ömer’in bu cevabı vermeden önce birkaç gün nefsini muhasebe ettiğini söylerler. Hz. Ömer neyi düşünmüş, neyi sorgulamış olabilir?

Hz. Peygamber onun hayatında olmasaydı hem kendisinin, hem de insanlığın nasıl bir maceraya sürükleneceğini, istidlâl yoluyla onsuz karanlık dünyasının aydınlanamayacağını tedebbür ve tefekkür ettiğini söyleyebiliriz.

Biz de Hz. Ömer gibi meseleyi enine boyuna tefekkür edersek, Hakikat’e ancak onun üzerinden ulaşabileceğimizi anlar, ifrat ve tefrite kaçmadan Hz. Peygamber’in (sas) mesajını saygı ve sevgiyle çoğaltmanın yollarını ararız. Hz. Peygamber (sas) sevgisi ‘dudak servisi’yle yapılan bir beyan değildir çünkü.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Serdar Demirel
24-04-14
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
HZ. PEYGAMBER (s.a.v.) İ SEVMEDEN OLMAZ
Online Kişi: 20
Bu Gün: 389 || Bu Ay: 8.993 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.443 || Toplam Tıklanma: 51.933.562