ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2577
Yazar: Fuat Uğur
EKMELEDDİN İHSANOĞLU'NUN BAŞARILARI

EKMELEDDİN İHSANOĞLU'NUN BAŞARILARIKibirli tevazu ve biat kültürüyle donatılmışlık

Adı resmî tarihe Cumhuriyet'in İttihatçı hizbinin marifetiyle "Müstebit, Kızıl Sultan" olarak geçirilen Sultan 2. Abdülhamit, Osmanlı İmparatorluğu için çok büyük bir şanstı. Onu devirip koca ülkeyi savaş alanına çeviren ve Batılı müttefiklerin önüne altın tepsiyle sunan İttihatçı çetecilerin verdikleri zararların faturası bugün bile ödenmekte. Her güncel olayda 2. Abdülhamit'in öngörüsü, vizyonu ve ülkesine sahip çıkışına ilişkin çok önemli yeni bilgilere sahip oluyoruz.

Misal, Sultan 2. Abdülhamit'in fotoğraf merakı ve devlet idaresinde fotoğrafçılığı etkin biçimde kullandığı, yakın döneme dek bilinmiyordu. Özenle saklandı Türkiye insanından. Osmanlı Hükümdarı, fotoğrafçılığın çok yeni bir buluş olduğu dönemde çektirdiği fotoğraflarla Bosna'dan Habeşistan'a, Tunus'tan Batum'a kadar uzanan 7 milyon kilometrekarelik imparatorluk topraklarında, hayatın ve mevcut durumun tanığı olmak istemişti. Kadrajda neler yoktu ki; kalabalık Manastır sokakları, Yemen'in taş yapıları, Beyrut'ta Amerikan okulları, Bosnalı köylüler, Selanik Ayasofya Camii, rüştiye talebeleri, Mostar Köprüsü, çalışan kadınlar, El Ezher'de bir ikindi vakti, Kudüs'ü koruyan Osmanlı askerleri ve şahane İstanbul görüntüleri.

Osmanlı'nın ekonomik durumu hakkında fikir veren fotoğraflar da az değildi. Limanlar, ticaret odaları, vergi daireleri, gümrükler, pazarlar ve çarşılar, köprüler, demiryolları, tersane ve fabrikalara ait görüntüler kayıtlara geçirilerek arşivlendi..

Ve daha da önemlisi, zengin petrol yataklarının bulunduğu Orta Doğu'yu görüyoruz fotoğraflarda; Musul, Kerkük, Basra...

İkinci Abdülhamit bu fotoğraflardan 911 albüm oluşturdu. İmparatorluğu sadece kuru resmî raporlardan değil, bu fotoğraflardan edindiği fikirlerin de katkısıyla yönetti.

Mustafa Kemal, Yıldız Arşivi olarak da bilinen bu fotoğraf albümlerini 1930 yılında Darülfünun'a, yani bugünkü adıyla İstanbul Üniversitesi'ne bağışladı.

Arşivlerde çürüyen fotoğraf albümlerini gerçek manada ilk keşfeden kişi ise o dönem IRCICA(*) Genel Direktörü olan Muhammed Ekmeleddin İhsanoğlu'ydu. 1990 yılında Rektör Cemi Demiroğlu'nun yol açması üzerine İstanbul Üniversitesi'nde daha sonra dağıtılan Bilim Tarihi Kürsüsü'nü de kurduğu sırada fark etmişti bu olağanüstü hazineyi.

"Bu arşivi bize verin, dijital olarak kaydedip size iade ederiz. Ama bir kopyası da IRCICA kütüphanesinde dursun."

Cemi Demiroğlu, "Tam 45 bin fotoğraf. Bizim geçmişimiz bu. Neden biz yapmıyoruz, onlara teslim ediyoruz, ne olacağı da meçhul" diye yırtınan, hatta sinir krizleri geçiren merhum arşiv müdiresinin tüm karşı koymalarına rağmen, fotoğrafları Ekmeleddin İhsanoğlu'a teslim etti. Aradan aylar geçti. Epey zaman sonra fotoğraflar daha da yıpranmış ve eksik olarak geri geldiğinde soruldu:

"Sayın İhsanoğlu hani bize de dijital kayıt verecektiniz ne oldu?"

Cevap yatıştırıcı ve yumuşak bir üsluplaydı:

"Ne yazık ki yalnızca bir kopya çıkarabildik, çok pahalıydı."

IRCICA bu 45 bin fotoğrafı kütüphanesine koyar koymaz da satmaya başladı. Hem de bir adedi 100 dolar gibi fahiş miktarlarda parayla.

İstanbul Üniversitesi ise son yıllarda bu işe el atıp bir büyük teknoloji firmasıyla anlaşarak arşivin ellerinde kalan fotoğraflarını dijital kayda geçirebildi. Şimdi onlar da satıyorlar ama sadece adedi 5 liraya. Gülerek, "dışa bağımlı kuruluşlara kazıklanıp para kaptırmayın" diye de uyarıyorlar.

Umulmadık "işbitirici" kimliği, bu yaşanmış hikâyeyle daha iyi anlaşılıyor Sayın İhsanoğlu'nun. Ne var ki küçük kazıklar atan tüccar kimliğiyle, "ekmek için Ekmeleddin"li sloganını yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan "kibirli tevazu"su da az rahatsız edici değil. Sabah-akşam diyet konuşup "Ay şekerim ekmeği hayatımdan tamamen çıkardım" diyen ve Ekmeleddin beye oy vermesi istenerek âdeta zulmedilen orta ve orta-üst sınıfların, malum "ekmek" sloganına ısınamaması belki de bu sebepten. Gerçi içleri çok rahat, bu "Ekmek"te son kullanım tarihi 10 Ağustos. Sonra bu bayat ekmeği hayatlarından tamamen çıkaracaklar.

Ben o yüzden Sayın İhsanoğlu'nun kendisine hayli bol gelen "tevazu kıyafeti"ni giymemesini öneririm. Tevazu iyi bir şey şüphesiz ama "Şu kadar devlet adamıyla görüştüm, şu kadarını da tanırım, bilmem kaç ülkeyi gezdim, hepsi kankalarımdır" mealinde konuşup, hemen ardından da "Tevazuyu babamdan öğrendim" diyorsanız orada bir sorun var Azizim.

"Ya kendin gibi ol, ya da göründüğün gibi" diyeceğim ama uluslararası neo-con projesine biat fikriyle donatılmış bir kültürel kimliğin kumaşı da bu kadar oluyor demek ki.
…..
(*) IRCICA 1976 yılında İslam Konferansı Dışişleri Bakanları Toplantısında Türkiye'nin teklifiyle kuruldu. İslam Konferansı Teşkilatı'nın alt kültürel organı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Fuat Uğur
15-07-14
E mail: turkiyegazetesi.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
Yasin SİLO
islam birliğinde neyi başardı
Tarih : 29-07-14

yazınızı sayın adayın başarılarını araştırayım bakalım ne iş yapmış derken rastladım merak ediyorum zati muhterem 2005-2013 yılları arasında bulunduğu kurum vasıtasıyla hangi birlik mesajını verdirebilmiştir islam adına cevabınızı mail adresime atarsanız çok sevinirim teşekkür ederim yasinsilo@mynet.com

EDİTÖRÜN NOTU: Değerli okuyucumuz, yazıyı dikkatlice okursanız herhangi bir başarısı var mı yok mu anlarsınız. Selamlar.

 
EKMELEDDİN İHSANOĞLU'NUN BAŞARILARI
Online Kişi: 33
Bu Gün: 179 || Bu Ay: 4.733 || Toplam Ziyaretçi: 2.212.618 || Toplam Tıklanma: 52.078.806