ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2548
Yazar: Gülay Göktürk
AFOROZ!

AFOROZSosyal medya ahalisinden bir sanatçı için daha aforoz kararı çıkmış!

Yılmaz Erdoğan Başakşehir Stadı’nın açılışı şerefine düzenlenen gösteri maçında Başbakan Erdoğan’la aynı sahada top koşturunca onun da ipini çekivermişler.

Ne onursuzluğu kalmış ne ikiyüzlülüğü ne utanmazlığı... Tabii her zamanki gibi yine Berkin’i de işin içine katmayı ihmal etmemişler.

Aklı başında zannettiğimiz koskoca bir profesörün yazdığına bakın:

"Berkin'e üzülüyormuş gibi tivit atıp, katiliyle futbol oynuyorsun... İyi oyuncuymuşsun vesselâm!!"

Hesabını tam tutamadım ama kültür- sanat dünyasından haklarında “ihraç” kararı alınan ünlü sayısı epey bir yekûna ulaştı. Malum, en büyük toplu ihraç Gezi olayları sırasında gerçekleşmişti. “Kutsal direniş”e katılmayan ya da yarım ağız da olsa eleştirmeye kalkışan herkes kara listeye alınmıştı. Akil adamlığı kabul edenler, Başbakan’ın iftarına gitmeye cüret edenler, onunla top oynayanlar derken sayı yükseldikçe yükseldi.

İftar mağdurlarından Şafak Sezer bir röportajında Erdoğan’ı desteklediği için 1,5 yıldır işsiz kaldığını söylüyor, arkasından da meslektaşlarının ekmeğiyle oynamamaya dikkat ederek şöyle diyor: “İsim vermeyeyim fakat birçok oyuncu arkadaşımın sempatisi vardır ona.”

İktidara muhalif olanların değil destekleyenlerin kimliklerini açıklamaktan çekindikleri bir ülke!

Ne koyu bir diktatörlük ama...

Eldeki son kale: Kültür sanat dünyası

Yukarıda “Kültür sanat dünyasından ihraç kararı” lafını seçerek kullandım. Çünkü bir grup bir başka grubu ancak kendine ait bir dünyadan ihraç edebilir.

Rahmetli Özal, onların bam telini çok iyi teşhis etmişti. “Asıl mesele sol ideolojinin ülkenin entelektüel hayatındaki hegemonyasına son vermek” diyordu.

Haklıydı; eski Türkiye’nin elitleri güçlerini kışlalardan çok, kültür sanat ve düşünce dünyası üzerinde kurdukları hegemonyadan alıyorlardı.

Şu anki hırçınlıklarının sebebi de bu hegemonyanın zayıfladığını görmeleri. Kültür sanat dünyasını ellerinde kalan son iktidar alanı olarak görüyor, bu alandaki hakimiyetlerini de yitirmemek için sokak sokak barikat savaşları veriyorlar.

Siyasi iktidarı kaybettiler; bürokratik iktidarı kaybettiler; toplum derseniz, işçi sınıfı içinde tutunamadılar, köylüler hiçbir zaman yüz vermedi. Esnaf-zanaatkâr zaten öteden beri karşılarındaydı. Yeni orta sınıf deseniz, başını çevirip yüzlerine bile bakmıyor; bir yaşadığı ülkeye bakıyor bir de onların anlattığı kıyamet senaryolarına, gülüp geçiyor...

“Elimizde kala kala kültür sanat dünyası kaldı” derken, orada da fire verdiklerini gördükçe zıvanadan çıkıyorlar. O dünyadan çıkan “dönekleri” asla affetmiyor; lanetleyerek, aforoz ederek, içlerindeki “zayıf unsurlara” da gözdağı vermeye çalışıyorlar.

İkinci Dünya Savaşı Avrupası’nda Alman işgalcileriyle işbirliği yapan hainlere gösterilen tepki benzeri tepki gösteriyorlar. Hani, ellerinden gelse boyunlarına hain yaftası asıp baş aşağı sallandıracaklar.

Korkunun ecele faydası yok

O “zayıf unsurlar”ın hali de içler acısı doğrusu... Onlara “Kabileden kovulmayı göze alamayanlar” da diyebiliriz; “Gizli Ak Partililer” de...

Bu grupta yer alanlar bir yandan kendilerini yeminli muhalif güruhtan ayırmaya çalışırken bir yandan da kabile efradına göz kırpmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. İktidarın yaptığı en ufak bir hatanın üstüne atlıyor; eleştireceğim bir şey çıksa da farklılığımı ortaya koyabilsem diye fırsat kolluyor; çıkınca da abartılı bir biçimde verip veriştiriyorlar. Hatta bu uğurda sık sık çiğlik etmeyi de göze alıyorlar. Böyle yaparlarsa, her fırsatta muhalefet şerhi düşmeyi ihmal etmez ve her lafa “elbette AK Parti’yi desteklemiyorum ama” diye başlarlarsa ve bir de şimdiye kadar hiç oy vermedikleri konusunda yemin billah ederlerse paçayı kurtarabileceklerini sanıyorlar.

Ama nafile!

Kabileden kovulmaktan onlar da kurtulamıyor.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Gülay Göktürk
29-07-14
E mail: bugun.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AFOROZ!
Online Kişi: 26
Bu Gün: 98 || Bu Ay: 6.088 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.982 || Toplam Tıklanma: 52.115.750