TEST NESLİ, TOST NESLİ, POST NESLİ

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)

Okunma Sayısı: 3696

Yazar: Hasan Aktaş

TEST NESLİ, TOST NESLİ, POST NESLİ

Eğitmen (okuyan diklenir, testlenen eğitilir) 12 Eylül rejimi ile eğitim tamamen “test” denilen ucube bir şekle (tarzsızlığa/üslupsuzluğa) indirgenmiş ve “test nesli” adı verilen bir nesil yetişmiştir. Öğrenciler “kutsal bilgi” (gerçi kutsal bilgiye o kadar yoğunlaşana bu alemde “deli” derler) gibi testler üzerine yoğunlaşmışlardır.

Testini çözen öğrencimiz sağlıklı bir bilgi edinemediği için, sağlıksız bilgiyle sağlıksızlığa doğru “tost” yemeye koşuyor. Testini çözen, tostunu yiyen ve mesajını da çeken öğrencimiz bu arada da bohem ve absürt (satıhsal) bir post ediniyor. Testin dışına çıkamayan, tosttan başka yiyecek tanımayan asri/modern tilmizimiz postu da kimseye kaptırmıyor.

12 Eylül, eğitim sisteminde günde bilmem kaç yüz test çözebilme başarısına ulaşmış “test devrimcileri” yetiştirmiştir. Ezberyen eğitim sistemi ve bu sisteme “cemiyet mühendislerince” yerleştirilen sınırları iyi çizilmiş müfredat hazretleriyle “çaylaklar” ve “çömezler” bir anda “test kuzgunu” ve “üstadı” haline gelmişlerdir.

Eylülistlerin öğrencileri tek-tipleştirme planı ve projesi, böylelikle başarıyla hayata geçirilmiş ve muvaffak olunmuştur. Önemsenecek bir bilgi birikimine sahip olamayan öğrenci sağlıklı da beslenemiyor ve hayata karşı ciddi bir duruş ve tavır da sergileyemiyor; başkalarınca sırtına giydirilen post ile imaj yapmaya çalışıyor.

Benim “kızım test çocuğu”, “benim oğlum tost çocuğu”, “benim torunum post (modernsiz) çocuğu” diyenlerin sayısında neredeyse patlama olmuştur. Aileler, çocuklarının dakikada bilmem kaç tane fazla test çözebilmesi için seferberlik ilan etmişlerdir.

Üniversite sınavına girecek öğrenciler daha 3. sınıftan itibaren okuldan kirişi kırıyorlar, son sınıfta ise rapor, izin vesaire gibi yasal yolları kullanarak okula hiç uğramıyorlar. Madem ki dershaneler bu işi çözüyor, o halde okullara ne gerek var? Zaten öğrenci de okuldan ziyade dershane ortamını seviyor, herkes sevdiğiyle beraber olsun!..

Üniversiteyi kazanmak için dershaneye gitmek şarttır ve farz düzeyindedir. Madem ki bu konu bu kadar elzemdir, okulları kapatalım, hayır kapatmayalım özelleştirelim, artık öğrenciler de dershanelerden mezun olsunlar!..

Bu aileler test ve dershane için harcadıkları paranın çeyreğini kitap için harcamış olsalardı, hem çocukları ciddi bir bilgi birikimine sahip olur, hem üniversiteyi kazanır ve hem de Türkiye’de kültür devrimi olurdu. Kitap düşmanı bir cemiyetin varacağı nihai nokta testtir, tosttur, posttur.

Test-modern, Tost-modern, Post(ten)-modern öğrenciler, günümüzde adeta “Test Ayetullahları” gibi görüyorlar kendilerini. Dershaneden “herkesten şu kadar fazla test çözdüm” övüncüyle/şişinmesiyle çıkan öğrenciler “büyük dağları Tanrı, küçük dağları ben yarattım” edasında ve havasında geziyorlar.

12 Eylül rejiminin üstün gayretleriyle ne yazık ki “talebe-i ilim” neslinin soyu tükenmiştir. Talebe-i film yetiştirilmesinde ise büyük başarılar sağlanmıştır. Talebe-i tulum ise zaten sağlıksız tostlarla “obezite” yolundadır. Talebe-i zulümden, Allah, hakiki muallimleri korusun! Talebe-i gulumla hayırlı kafa ütülemeler!...