ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 1604
Yazar: Süleyman Seyfi Öğün
DEVLET DEDİKLERİ...

DEVLET DEDİKLERİ...Ortadoğu'da yaşanan son dramatik gelişmeler, 'devlet' konusunda yeniden düşünmeyi, entelektüel dünyâmızın ezberlerini gözden geçirmeyi gerektiririyor.

Modern Batı, her ne kadar kendisini farklı kurgulasa da, adına feodalite denilen, derin bir devletsizlik geçmişinin mirasçısıdır. Batı'nın bir dünyâ gücü haline gelmesi, yüzyıllarca yoksunluğunu çektiği devleti ihtirasla başarmasıyla âlâkalıdır. 16-19. Yüzyıl arasında kalan siyâsal Batı târihi, modern devletin inşa târihinden başka bir şey değildir.

Doğu ise yine siyâseten, geleneksel devletten başka bir şey değildir. Kaldı ki, Doğu'yu, oryantalizmin kültürel kriterlerinden arındırarak bir siyâsal kriter üzerinden anlamak gerekir. Bu kriteri süreklilik ekseninde biraz daha saydamlaştırırsak, ortaya ilginç bazı durumlar da çıkabilmektedir. Meselâ, kağıt üzerinde bugün hepsi ulus-devlet olsa da; Araplar da dâhil olmak üzere çok sayıda Yakın ve Ortadoğu halklarının, târihsel anlamda devlet deneyimiden yoksun olmaları îtibârıyla Doğu sayılamayacağı tezi güçlenir. Ben bu alana 'gevşek devletli halklar' diyorum. Bu alan alabildiğine gridir ve Doğu Avrupa'dan Balkanlar'a; Balkanlar'dan Kafkasya, Orta Asya ve Arap dünyâsına kadar geniş bir bölgeyi kuşatır. Bunlar ya feodal geçmişlerine gömülü kalmış, ya da bir zamanların büyük emperyal yapılarından sökülerek sözümona uluslu-devletli kılınmış bir dünyânın aksamıdır.

Türkiye, İran ve Çin kadim devlet gelenekleriyle elbette ki bu gri alanın dışındadır. Bu üç târihsel aktör arasında, sâdece Türkiye, yerini aldığı Roma gibi, çok kültürlü bir dünyânın devleti olma özelliğini taşır. Çin ve İran kültürel olarak daha saf iken, Türkiye, Osmanlı geçmişi ile tam tersine, çok kültürlülüğü idâre etme kapasitesine sâhip bir deneyimin taşıyıcısı olan bir devleti ifâde eder.

Yakın zamanların târihi, siyâsal kültürümüzde bir büzüşmeyi ifâde ediyor. Türkiye, bir devlet-ulus olarak küçültüldü. Bu sâdece coğrâfî egemenlik alanındaki bir küçülme değil, zihniyet olarak da küçülmedir. Türk'ün Türk'den başka dostunun olmadığına inanan, Osmanlı geçmişinden utandırılan kompleksli nesiller yetiştirildi. Sözümona Osmanlı geçmişini sahiplenenler ise, Osmanlı'nın çok kültürlü dünyâsını büyük bir körlükle ıskaladı ve onu ulusa ya da dine indirgeyerek faşizan-militarist yorumların konusu yaptı.

1990'larda Balkanlar ve Kafkasya'da; 2010'larda ise Arap Baharı ertesinde Arap dünyâsında yaşananlar, devletsiz gri alanlarda çekirdek kapitalist devletlerin bildik kaos oyunlarıdır. Türkiye bu kervâna katılmak istendi. 1990'larda büyük ölçüde bu oyuna gelindi. 2000'li yıllarda ise aklımız başımıza geldi. Şükür ki, kan davasının psikozundan çıktık. Oyunu bozduk. Kültürel bir tekçiliğe dayanan siyâsetlerin toplumsal dokumuzda açtığı yaraları 'kendi inisyatifimizle' iyileştirme irâdesine kavuştuk. Bu, büyük ölçüde zihin diplerine itilen Osmanlı geçmişinin şöyle, böyle de olsa hatırlanmasıyla oldu. Merkez dünyâyı çıldırtan da işte bu inisiyatif kaybıdır. Yakın zamanlarda Türkiye'ye yaşatılan ve devlet krizleri olarak tanımlanan kurumsal istikrarsızlıkların bu dönüşümü geri çevirmeye mâtuf müdahaleler olduğu gün be gün daha iyi anlaşılıyor. Bu krizlerin aşıldığını, müdahalelerin sona erdiğini söyleyemiyoruz. Öte yandan Osmanlı geçmişinin idrâki de kolay iş değil. Bunu, yeni komplekslere dönüştürmeden, anlamlı, makul bir çizgide özümsemek ve yorumlamak son derecede elzem. Türkiye'nin önümüzdeki on yılları, târihsel tutunumunu başarmak ve kabul ettirmekle, devletsiz gri alanlara yuvarlanmak riski arasında salıncaklanacak gözüküyor.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Süleyman Seyfi Öğün
18-08-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DEVLET DEDİKLERİ...
Online Kişi: 14
Bu Gün: 510 || Bu Ay: 9.733 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.502 || Toplam Tıklanma: 51.944.931