ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / DÜNDEN BUGÜNE
Okunma Sayısı: 2844
Yazar: H. Hümeyra Şahin
SULTAN ABDÜLHAMİD'İ YENİDEN DÜŞÜNMEK

SULTAN ABDÜLHAMİD'İ YENİDEN DÜŞÜNMEKYıldız Sarayı Vakfı bünyesinde, Sultan Abdülhamid’in 25. cülûs yılı hediyeleri sergisi açıldı. Şanlıurfa milletvekili Zeynep Karahan Uslu’nun öncülüğünde hazırlanan sergi, Yıldız Sarayı Kaskat Köşkü’nde bir ay boyunca ilgililerini bekliyor. Açılışa katılan Kültür Bakanı Ömer Çelik’in konuşmasında da değindiği gibi, Abdülhamid dönemi problemlerini bugün de konuşuyoruz. Gazze, Sultan Abdülhamid’in çok hassas olduğu Filistin meselesinin hâlâ kanayan yarası. Öte yandan devletin menfaatlerini her şeyin üstünde tutan bir yönetime karşı yapılan iç ve dış tehditler, algı operasyonları bugün yine aynı topraklara karşı başka şekillerde sürdürülüyor. Bu nedenle,  pek çok vesileyle Sultan Abdülhamid’i bugün yeniden hatırlıyoruz. Açılışa katılan Dr. Sare Davutoğlu Hanımefendi’nin konuşmasında da ifade ettiği gibi, her gün önünden geçtiğimiz, Sultan’ın yaptırdığı nice eser, O’nu hatırlamak kadar anlamaya çalışmak için de bir vesile...

Sultan Abdülhamid’e yaklaşım, bugün hâlâ bir turnusol kâğıdı işlevi görüyor. Neyse ki, tarihin tescillediği bir gerçek var; yıkılmakta olan bir imparatorluk, dâhice bir siyasal akılla 33 yıl ayakta tutuldu. Mali imkansızlıklar, birikmiş dış borçlar, Balkanlar’da isyanlar, Avrupa kamuoyunda Osmanlı aleyhine yürütülen kampanyalar, içeride ve dışarıda bölücü yayınlar, yabancı devletlerin Osmanlı coğrafyası üzerinden yaptıkları güç savaşları... Bütün bu problemler içinde ordunun ve halkının gönlünü almakla başladığı yönetimi boyunca Sultan, çok yönlü bir imparatorluk siyaseti yürüttü. Dış borçların ödenmesi konusunda sağlam bir irade ortaya koyarak kendisinden önce debdebeye alışmış gösterişli saray yaşantısına son verip, devlet hazinesinde tasarrufa yöneldi. Ülkeyi kalkındırmak için eğitim, bayındırlık ve tarım alanlarında reformlar yaptı. Mülkiye, hukuk, sanat, ziraat ve ticaret mektepleri açtı. Demiryolları, tramvaylar, rıhtımlar, telgraf hatları inşa ettirdi. Kredi müesseseleri, fabrikalar kurdu. Eski Eserler Müzesi ve Askeri Müze başta olmak üzere kültür kurumları ihdas etti, imparatorluk coğrafyasının dört bir yanını fotoğraflatarak kültürel alanda albüm ve kataloglar oluşturdu.

İçerideki entrikacılara karşı iç politikada gösterdiği sert tutum ‘despot’ diye nitelenmesine,  bölücü yayınlara karşı duruşu ‘sansürcü’ olarak tanımlanmasına yol açsa da, her alanda seferberlik ruhunu canlandırdı.

Siyasetinin en önemli unsurlarından birisi, dış politikaydı. Geçmişten gelen tutarsız ve tavizkâr dış politikayı imparatorluk menfaatlerini gözeten bir eksene oturttu. Bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü korumayı görev sayan bir dış politika benimsedi. Avrupalı devletlerin birbirlerine karşı yürüttükleri güç mücadelesini gözlemleyerek yeni stratejiler üretti. Bu dış politikanın önemli bir yönü de modern diplomasi dilini çok iyi kullanmasıydı.

Açılışı yapılan sergide gördüğümüz cülûs hediyeleri de, bu diplomasi dilinin sembolleriydi. Dinî günler dışında yıldönümü kutlaması yaygın olmayan Osmanlı’da II. Abdülhamid döneminde cülûs (tahta çıkış) yıldönümlerine özel önem verildi. Özellikle 25. yılında, çeyrek asırlık padişahlığı daha gösterişli biçimde kutlandı. Padişah böyle günlerde vekillerin, vezirlerin, yabancı elçilerin tebriklerini kabul eder, bunu özellikle uluslararası diplomasinin önemli bir parçası haline getirirdi. Yabancı ülkelerin imparatorları, sultanları hediyeler gönderdiğinde, cevaben mektuplar yazar, yanında Osmanlı topraklarında üretilmiş özel hediyeler göndererek devletlerarası münasebetlerde ilişkileri tazelemek üzere vesileler oluştururdu.

Sultan Abdülhamid diplomasisinin ince ayarları, bazen görünerek ama çoğunlukla semboller üzerinden ‘iktidarının titreşimleri’ni yayarak aktif bir iç ve dış politikaya endeksliydi. (Bu konuda bkz.; S. Deringil, İktidarın Sembolleri ve İdeoloji)

Sultan’ın adı, tarihten dostlar ve düşmanlar çıkarmak isteyenler tarafından çokça kullanıldı. Oysa tarih yalnızca anlamak için. Sergi belki de bunun vesilesi olur.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: H. Hümeyra Şahin
20-09-14
E mail: aksam.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SULTAN ABDÜLHAMİD'İ YENİDEN DÜŞÜNMEK
Online Kişi: 22
Bu Gün: 503 || Bu Ay: 9.107 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.603 || Toplam Tıklanma: 51.936.752