ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 1854
Yazar: Yaşar Taşkın Koç
OPERASYONUN PAROLASI NEYDİ?

OPERASYONUN PAROLASI NEYDİ?Sabah erken kalkılacak. Alarmlar çalmadan kapı çalıyor: Başbakan 2. katta basın toplantısına bekliyor!

Güney Gaz Koridoru'nun çok sayıda Başbakan ve bir Cumhurbaşkanının katıldığı temel atma töreniyle kısa tatlı bir sonbahar havası içindeki bu seyahat sükûnetle bitecekti oysa…

Türkiye'de saat henüz sabahın 6'sı.

Böyle bir program yoktu…

'Savaş mı yoksa' diye kötü ihtimaller geçiyor önce.

Sonra, 'belki rehinelerle ilgilidir' deyip hızla atıyoruz kendimizi basın toplantısının yapılacağı salona.

Yüzler gergin ama neyse ki çok şükür savaş gibi berbat bir ihtimal yerine müjde verildi; 'Rehinelerimizi kurtardık…'

Hızlı bir telefon mesaj trafiği ve aynı anda odaların boşaltılıp uçağa binilmesi; Şanlıurfa'ya konsolosluk çalışanlarını almaya uçuyor uçak.

Kafamızda yüzlerce soru… Neyse ki Başbakanlık Basın Başdanışmanı Osman Sert inişe yarım saat kala TUR uçağının toplantı salonuna çağırıyor bizi, 'Başbakan operasyonla ilgili açıklama yapacak…'

'Sizler için çok sürpriz oldu ama biz 'her an' bekliyorduk' diyor Davutoğlu, önceki Güvenlik Toplantısı'nda bu konuda talimatlar verdiğini de ekleyerek. Gece yarısında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'dan operasyonun başladığı haberini aldıktan sonra sabah 5'te Türkiye sınırlarına girilene kadar belli ki çok tedirgin beklenmiş. Bakanların, danışmanların yüzlerdeki gerginliğin nedeni yorucu, uykusuz bekleyişle geçen gecenin izi sadece. Yoksa özellikle Başbakan çok mutlu olduğunu hiç saklamıyor; 'İki rekat şükür namazı kıldım haberi alınca' diyor. Adadığı kurbanı keseceğini de sonradan öğreniyoruz.

Davutoğlu 'Sorumluluk mevkiinde olmayan anlayamaz nasıl ömür törpüsü bir şey. Çocuğumuza sarılırken, torunumuzu kucaklarken hep aklımızda onlar ve aileleri vardı' diyor.

Operasyonun en tehlikeli bölümünün tahliye süreci olduğunun altını çizerken, 'En ufak bilgi sızması durumunda Türkiye'yi zor duruma düşürmek isteyenlerin hepsi harekete geçerdi' diye ekliyor.

Akçakale'den giriş yapmalarına şaşırdığımız için soruyoruz; 'Irak'tan almayı umuyorduk ama Suriye üzerinden getirdik' açıklamasını yapıp detay vermiyor.

Operasyona giden ekibi geçen hafta yüz yüze görüşmek için çağırıp 'Alınlarınızdan öpüyor, iyi haberlerinizi bekliyorum' demiş.

Özellikle arazide istihbarat yapanlar ve operasyonu tamamlayanları, 'Adlarını kimse bilmeyecek ama onlar isimsiz kahramanlar. Özel olarak ödüllendirilmelerini teklif edeceğim' diyor Başbakan.

Sadece onlara değil, konsolosluk çalışanları ile ailelerinin vakur duruşuna ve Emniyet, Genelkurmay'ın yaptığı katkılara da teşekkür ediyor.

7-8 defa yer değiştirildiği halde her zaman nerede olduğunu bildiğimiz vatandaşlarımız nasıl geldi peki?

Başbakan, 'Allah korusun ama ileride devlet yine bir operasyon yapmak zorunda kalır, o zaman bu bilgiler gizli kalsın' diye detay vermiyor.

Cumhurbaşkanı ile sabah 05.30'da konuştuğunu onun da zaten böyle bir gelişmeyi beklediğini eklerken, 'Bu olay sonucunda aslında düşünülmesi gereken bir şey de şu; bir tek vatandaşımızın canı bile hepimiz için ne kadar değerli. Şimdi mesela Kobani'den, Suriye'den gelenler için 'neden alıyorsunuz?' diye soranlar düşünmeli. Oradan bize canını kurtarmak için sığınanla bizim vatandaşımızın canı aynı…' yorumunu yapıyor.

Ankara'ya indiğimizde birbirine sarılıp hüngür hüngür ağlayan aileleri görünce insan çok daha iyi anlıyor operasyonun değerini, anlamını…

Başka ülkeler vatandaşlarının hazin sonucunu izlemek zorunda kalırken kadınlar ve çocukların da olduğu 49 kişiyi burunları kanamadan almak gerçekten büyük başarı.



Bir paragraf da operasyonun sevincini paylaşmayıp senaryo üstüne senaryo yazanlar için;

'IŞİD'le ortaklaşa bir oyunsa bu, neden transferler sırasında ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vuruldu? Her seferinde gözleri bile bağlandı? Çatışma sesi geldiği her an neden bir operasyonla kurtarılmalarını imkansız hale getirecek şekilde bodrum katlarına indirildiler?..'

Var mı bir cevapları?



Şimdi başlığa dönelim isterseniz; bu kadar gizli, uzun soluklu ve gerçekten ciddi çalışılan riskli operasyonun bir parolası var mıydı?

Evet… Başbakan Davutoğlu gazetecilere yaptığı açıklama sırasında söyledi; 'Cumhurbaşkanı ile bu konuda aramızda bir parola vardı…'

Neydi?

'Onu söylemeyeyim' dedi Başbakan.

Belli ki özellikle telefon konuşmaları sırasında o parolayı kullanarak konudan bahsediyorlardı.

Başbakan bu operasyonun parolasının ne olduğunu söylemedi ama insan merak etmeden de duramıyor.

'Parola' neydi acaba?

Bugün bilmiyoruz, yarın tarih yazdığında görülür artık…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yaşar Taşkın Koç
21-09-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
OPERASYONUN PAROLASI NEYDİ?
Online Kişi: 24
Bu Gün: 159 || Bu Ay: 8.763 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.157 || Toplam Tıklanma: 51.931.836