ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2138
Yazar: Serdar Demirel
IŞİD'İ ANLAMA KILAVUZU

IŞİD'İ ANLAMA KILAVUZUIŞİD’e dair birçok soru ortada cevap bekliyor. Bunlar kimdir? Nereden çıktılar? Kısa sürede nasıl oldu da küçük ölçekli bir devlet gücüne ve topraklarına kavuştular? Bunların gelecek projeleri var mıdır?..

Sorular çok ama cevaplar yok denecek kadar az. Soğukkanlı, analitik ve vakadaki bilgilere dayanarak meseleyi anlamak ve anlamlandırmak derdinde olan insan sayısı ise çok az.

Yerel ve küresel bütün siyasiler sözbirliği etmişlercesine IŞİD’i yeryüzünün lanetlileri kıvamında zikrediyorlar. IŞİD’le alakalarının olmadığını isbatlamak ve muhaliflerinin üzerinde şüphe bırakmak kastıyla bu yapıya lanet okuma yarışına girmişler görüntüsü veriyorlar.

Medya da sürekli onları şeytanlaştırıyor. Tamam da o zaman sorun çözülüyor mu?

Bir de IŞİD taraftarları var. IŞİD’e yeryüzünün, İslâm’ı en iyi temsil eden gücü olarak bakıyorlar. Ümmet’in geleceğini onlarda görüyorlar. Bu gücün “gâvurlara” hakkını bildireceğine inanıyorlar. Durum böyle olunca da, onlar hakkında gerçekle operasyonel bilgi birbirine karışıyor.

Oysa hakikat nedir pek bilinmiyor. Ortada savaşan, kendisini İslâm’la refere eden ve fakat savaş hukukuna uymayan bir güç var. Bir de onlara ait şiddet, vahşet görüntüleri ve bolca operasyonel nitelikli haberler var.

Peki, IŞİD nedir? Biraz olsun bu yapıyı anlamak için ne yapmalıyız? Kanaatime göre bu işin kılavuzu şöyle olması gerekir:

Bugün Ortadoğu’da 100 yıllık bir hesaplaşma yaşanıyor. Bu coğrafya 100 yıl önce parçalara bölündü. Önce 100 yıl öncesi neler olduğuna ve Hilafet’in kaldırılmasıyla Müslümanların nasıl bir travmaya itildiğine bakmak lazım.

Osmanlı’nın parçalanması sonucu ortaya çıkan ulus devletlerin maziyle alakalarını nasıl kökten kopardıklarına, laik ulus devletlerin din karşıtı katı uygulamalarına eğilmek lazım.

Müslüman ülkelerin Soğuk Savaş döneminde iki kutuplu sistemde ikisinden birisine nasıl mahkûm edildikleri realitesine, ortaya çıkan pratiklere ve biriken öfkeye projektörleri tutmak lazım.

Rusya’nın Afganistan’ı işgaline, NATO’nun Afgan mücahitlerine verdiği desteğe bakmak lazım. Afganistan’a cihada gitsinler diye teşvik ettikleri Müslüman gençlere ve daha sonra bunlara nasıl terörist muamelesi yaptıklarına bakmak lazım.

Saddam’ın Kuveyt’i işgal etmesine, Suudi Arabistan’ın kutsal toprakları ABD askerlerine çiğnetmesine ve bu zeminde El Kaide’nin ortaya çıkışına eğilmek lazım.

İlk Körfez Savaşı’na mercek tutmak ve sonrasında yaşanan katliam ve dramlara bakmak lazım.

İkinci Körfez Savaşı’na, El Kaide’nin Zevahirî liderliğinde orada nasıl yapılandığına, Irak’ın İran’a ve Şiilere nasıl teslim edildiğine, Sünnilerin denklemden nasıl çıkarıldığına, Ebu Ğureyb benzeri işkencehanelere bakmak lazım.

İran İslâm Devleti’nin ümmetçi değil, mezhepçi politikalarına, Şiî hilali oluşturma çabalarına, Suriye katliamına bilfiil nasıl iştirak ettiğine bakmak lazım.

Arap Baharı’nın nasıl kışa çevrildiğine, Batı’nın ve Körfez’in petro-dolar şeyhlerinin bu sürece nasıl nüfuz edip bu ülkeleri kaosa ittiklerine bakmak lazım.

İhvan’a, yani barışçıl ve halkın iradesine müracaat ederek iktidara gelmek isteyen İslâmî harekete reva görülen muameleye ve bu zeminde gençlere; size savaşmaktan başka yol yok diyen cihatçı hareketleri haklı çıkaran politikalara bakmak lazım.

Bu arka planı anlamadan IŞİD’i, 50 ülkeden buraya gelen gençleri anlamak mümkün gözükmüyor. Müslüman gençlerin içten ve dıştan kuşatılmışlık duygusunu ciddiye almak gerekiyor.

Katı laik ülkelerde yer altına çekilmek zorunda kalmış dinî eğitimin ürettiği arızalı din yorumlarına bakmak lazım. Bu vasatta, hitap ettiği gençlere bu tarihi derinlemesine anlatarak onlara cihat fikrini enjekte eden hareketlerin eğitim metoduna bakmak lazım.

Karanlığa küfür etmek yerine bir mum yakmak gerekir. Bunun için de meseleye birkaç yıllık bir perspektiften değil, bir yüz yıllık perspektifinden bakmak lazım...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Serdar Demirel
26-10-14
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
IŞİD'İ ANLAMA KILAVUZU
Online Kişi: 19
Bu Gün: 462 || Bu Ay: 8.998 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.364 || Toplam Tıklanma: 52.159.603