ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KÜLTÜR ve MEDENİYET
Okunma Sayısı: 2146
Yazar: Ali Nur Kutlu
SAHALARA DÖNDÜK ÇOK ŞÜKÜR!

SAHALARA DÖNDÜK ÇOK ŞÜKÜR!Sonunda sahalara geri döndük. Cumhurbaşkanı Erdoğan Cezayir’de, Başbakan Davutoğlu Irak’ta ve sahadalar. Krizlerin bitmediği, dünya devletlerinin mücadele sahasında, asıl oyuncularımız yeniden oyuna girdi.

Gezi olaylarından beri içimize kapanmıştık. MİT Müsteşarı'na operasyon, paralel örgüt tartışmaları, yerel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi, yeni hükümet derken içe kapanık ve sahalardan uzak iki yıl geçirdik neredeyse.

Bir ülke içe kapandıkça sorunları artar.

Bir akarsu gibi bu coğrafyada akmadıkça, kadim topraklarımızı dolaşmadıkça ve sonunda okyanuslara dökülmedikçe biz huzurlu yaşayamayız. Bizim kodlarımızda göl gibi durağan olmak yoktur. Durağanlaştıkça suyumuzda bakteri ürer, hastalanırız.

Siyaset sahada yapılır, ekonomi sahada güçlenir, istihbarat sahada varsanız güç kazanır, medya sahadaki ekiyle gündemi etkiler. Kısacası sahada varsanız güçlüsünüz. Türkiye Ortadoğu’ya yüzünü çevireli sahada var olmanın ne kadar hayati bir önem taşıdığını gördü. Siz kurumlarınız ve insan kaynaklarınızla sahada yerinizi almadıysanız tarihin en zor coğrafyasında mücadeleyi kazanamazsınız.

Selçuklu'dan beri uçbeyleri, sancak beyleri, Ahiyan-ı Rum, Bacıyan-ı Rum neferleri bu coğrafyayı karış karış gezerler. Bir coğrafyaya devlet gitmeden, devletin yumuşak güçleri (soft power) giderdi önceden.

Yüz yıllık geri çekilme durdu

Türkiye, cumhuriyetin ilanından bu yana terk etti kadim topraklarını. Sadece fiziki olarak bir terk ediş değil bu. Aynı zaman da hatıralarımızı, anılarımızı, eserlerimizi, akrabalarımızı da terk ettik. Sonra hafızalarımızdan, masallarımızdan ve anılarımızdan Selanik’i, Bağdat’ı, Şam’ı, Kahire’yi çıkardık. Çocuklarımızın hiçbiri İstiklal Marşımız'ı yazan adamın Balkanlar'dan geldiğini, Kahire’de uzun yıllar yaşadığını bilemedi.

Tam yüz yıl oldu, Birinci Dünya Savaşı başlayalı. Yüz yıldır geri çekiliyordu Türkiye. Beş milyon kilometre kare toprağından geriye 780 bin kilometre kare toprak kaldı sadece. Toprak kaybetmek neyse, en acısı kendimize güvenimizi, inancımızı kaybettik. Toprak kaybedebilirdik ama sahayı terk etmek olmazdı.

Fransa işgal ettiği Tunus, Cezayir başta, bir çok ülkede savaşı kaybetti ama sahayı terk etmedi. İngiltere neredeyse dünyanın yarısından fazlasını işgal etti, sonra bağımsızlık savaşlarını kaybetti ama sahayı asla terk etmedi. Bir zamanlar işgal ettiği ve sömürdüğü ülkelerle birlik (Commonwealth of Nation) kurdu yıl dönümlerinde kutlama bile yapıyor.

Sahadaki gücümüz nedir?

Sahada çekilmek olmaz. Sahadan çekilirseniz her şeyiniz biter. Bu acı gerçeği Mısır, Suriye ve Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde gördük. Sahada yeterli gücümüz yoktu. Ekonomik olarak devrimi destekleyecek ekonomik gücümüz, ülkede etkin şirketlerimiz yoktu. Kamuoyunu etkileyecek uluslararası medya organlarımız yoktu. Ortadoğu sokaklarını karış karış bilen istihbaratımız yoktu. Sivil hareketleri ve fikirleri ateşleyen harekete geçiren organizasyonlarımız yoktu. Kısacası yumuşak gücümüz tam anlamıyla yoktu sahada.

Sonunda Arap Baharı’nı kışa çevirdiler. Bizden daha güçlülerdi, sahayı daha iyi biliyorlardı, daha çok imkanları vardı. Bizim başkentlerimizi ateşe verdiler. Trablus yandı, Kahire yandı, Gazze yandı, Şam yandı, Bağdat yandı, Sana'a yandı. Türkiye’nin izlerini sildiler sokaklardan. Yeni filizlenen Osmanlı sevgisini nefrete dönüştürmek için her şeyi yaptılar. Bizim topraklarımızı, bizim coğrafyamızı, yani bizim evimizi yangına yerine çevirdiler. Ölen de öldüren de bizim kardeşimiz oldu.

Bu sefer sahayı terk etmedik. THY inatla uçmaya devam etti, TİKA inatla hatıralarımızı restore etti, AFAD her yere yardıma koştu, Anadolu Ajansı, TRT inatla haber verdi o coğrafyadan, MİT kurdun midesinden çekti kurtardı başkonsolosumuzu, işadamlarımız yine bereketli ticaretin peşine düştüler.

Yeniden büyük devlet olmayı öğreniyoruz

Şimdi Cumhurbaşkanımız Cezayir’de sahada hakkın sesi oluyor, Başbakanımız Bağdat’ta barışın bayrağını sallıyor. Yeniden akarsu yatağına dönüyor, yuvamızda akmaya başladık, okyanusa doğru yol alıyoruz. Düşsek de, yaralansak da, acı çeksek de sahayı terkedemeyiz, kardeşlerimizi terk edemeyiz. Yeniden öğreniyoruz, büyük devlet olmayı, yeniden oyun kurucu oluyoruz.

Artık gerçekçi politikalar ve yine büyük hayallerle sahalara geri döndük çok şükür.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
22-11-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SAHALARA DÖNDÜK ÇOK ŞÜKÜR!
Online Kişi: 21
Bu Gün: 36 || Bu Ay: 6.548 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.983 || Toplam Tıklanma: 52.122.508