Kategori : / DİL KALESİ | Okunma Sayısı: 1760 |
Son zamanlarda entelektüel gelişimleri adına buluşup sohbet ettiğimiz gençler özellikle Osmanlıca üzerinde duruyorlar, nasıl öğrenebilecekleri, nerede kullanabilecekleri gibi sorular soruyorlar. Kuşkusuz bu ilgide Sayın Cumhurbaşkanı’nın Osmanlıcayı gündeme taşımasının büyük tesiri var.
Çoğu Osmanlıcayı geçmişe, geleneğe uzanmanın anahtarı olarak görüyor. Yalnızca mezar taşına odaklanmamaları memnuniyet verici. Arapçaya, Farsçaya açılan pencere olarak algılıyorlar. Ama aynı zamanda bugün kullandıkları pek çok kelimenin etimolojisine aşina olmanın yolu olduğunun da bilincindeler.
Dil, düşüncenin kendini idrak ettiği iklimdir. Anadili, bir insan için aile ocağıdır. Kişi bu aile ocağında yaşar ve şahsiyet kazanır. Tarih ve kültürün belirlediği dil, düşünceyi ferdilikten çıkararak toplumun malı olmasını sağlar.
Lügatler de dilin tüm anlamlarının aktığı bir havuzdur. Bir lügate sahipseniz dilin tarihsel derinliğine uzanma imkânı bulabilirsiniz. Yaşayarak elde edemeyeceğiniz nice tecrübeyi bir anda önünüze diziverir. Günlük dilin sığlığından kurtarıp mananın derinliklerinde kulaç atmaya, düşüncelerin dalgalanışında yeni ufuklar seyretmeye davet eder. Gençleri günlük tweetlerin sağanağından sessizce çeker, kelime çatıları altında düşünmeye davet eder.
Gençlerin tarih, geçmiş, kültür hakkında duyarsız olduğunu söyleyip, onlar hakkında genelleme yapmak doğru değil. Bütün mesele onlarda bu ilgiyi uyandırmak ve iklim oluşturmak. Osmanlıca tartışması, dil üzerine daha çok kafa yormanın imkânı oldu gençler için.
Bu vesileyle ben de onlara Osmanlıca ve onun çevresinde gelişen kültür dünyasına ulaşabilmek için ellerinin altında bir lügat olması gerektiğini tavsiye ediyorum her fırsatta. Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca-Türkçe lügatini her fırsatta karıştırmak onlara yepyeni dünyaların kapılarını açabilir. Bu lügat belki de kütüphanelerinin en zengin cildi olacaktır.
Yazar: H. Hümeyra Şahin |
27-12-14 |
||
E mail: aksam.com.tr | Tweet | ||