ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DERİN İRTİBATLAR
Okunma Sayısı: 3766
Yazar: Latif Erdoğan
ARTIK HER YER İSPANYA'DIR (ABD İslâmî teşekkülleri nasıl avucunda tutuyor?)

ARTIK HER YER İSPANYA'DIR (ABD İslâmî teşekkülleri nasıl avucunda tutuyor?)On beş sene kadar önce, hizmet adına neler yapılabilir düşüncesiyle İspanya’ya gitmiştim. İspanya, aynen Çin gibi, hizmet adına yenik düşülen yerlerden biriydi. Açılan üniversite kapanmış, yapılan çalışmalar sağlam bir temele oturtulamamıştı.

Beni karşılayan dostlara, kısa bir İspanya turu teklif ettim. Birlikte epey yer dolaştık. Gittiğimiz yerlerde, varsa mescitlere, camilere de uğruyorduk. Fakat ben baştan şart koştum; hiçbir cami imamıyla, İslami derneklerin yöneticileriyle beni doğrudan gaye ve maksadımız adına tanıştırmayın, dedim.

Tanıştığımız din görevlilerinin çoğunluğu ya Amerikalı, ya İngiliz, ya da bir başka Avrupa ülkesinden sözde ihtida etmiş kişilerdi. Müslüman olmuş ve İslam’ı yaymak uğruna İspanya’ya yerleşmişlerdi. İspanya’ya aynı gaye ve maksat uğruna kim gelirse, öncelikle bunlarla tanışıyor, onlar da onlara sözde yol gösteriyorlardı.

Projeyi fark etmekte gecikmedim. Oynanan oyun belliydi. Amerika ve batılı ülkelerin İspanya’daki İslami hareketleri mescitler vasıtasıyla gözetim ve denetim altında tuttukları ortadaydı. Sekiz asır İslam’a merkezlik yapmış bu coğrafyanın, tekrar eski günlerine dönme ihtimali Batılı ülkeleri ve Amerika’yı, kendi ülkelerindeki İslami hareketlerden daha çok endişelendiriyordu. Kendi ülkelerinde onlar için kontrol kolaydı; çünkü her şey ortada cereyan ediyordu. İspanya’da ise, bütün zulüm, işkence ve sürgünlere rağmen kendini gizleyen, dininden dönmeyen Müslüman bir kitle vardı; İslam kültüründen nasiplenmiş bir alt yapı söz konusuydu. Eğer dış uyarılar güçlü olursa, bir şok dalgasıyla İspanya’da yeni bir şuur uyanması her zaman gerçekleşebilirdi. İspanya’nın İslam’a uyanması ise, bütün Latin Amerika’yı kısa zamanda etkisi altına alabilirdi..

Onlar açısından bu sonuçları görmemenin çaresi, İspanya’daki her türlü İslami hareketi kontrol altında tutmak, oldurmamak, öldürmemek taktiğiyle işlevsiz hale getirmekten geçiyordu. Bir başka taktikleri de, Şii oluşumları destekleyerek, Sünni varlığı dengelemek şeklinde gerçekleşiyordu. Şimdiki hali bilmiyorum, fakat on beş sene öncesinde, benim tespit edebildiğim kadarıyla durum böyleydi..

Bu girizgah, bundan sonra söyleyeceklerime bir ayna. Başta Amerika olmak üzere bütün Batı dünyası, İslami hareketlerin tümünü, kadim salip zihniyetiyle, bütün dünya coğrafyasında kontrol altında bulundurmak peşinde. Bu yüzden de doğrudan ya da dolaylı, İslami hareketlerin denetim ve gözetimlerini kendileriyle gerçekleştireceği kişi, grup, kurum ve kuruluş gibi aktörleri devreye sokmakta. Bu aktörlerden dolaylı kullanılanların başında da kuşkusuz İslami kimlik taşıyanlar bulunmakta..

Bunun psikolojik gerekçesi ise açık: İnsanların en çok itimat edeceği kişi ve kurumlar aynı duygu ve düşünceyi paylaştıklarına inandıkları kişi ve kurumlardır. Böylesi kişi ve kurumlar, sırdaş kabul edileceğinden, insanlar başkalarına karşı saklı tuttukları her türlü stratejik mahremiyetlerini bunlara bütün detaylarıyla, hiç zorlanmadan açarlar. Onlar da açılan bu sırları, kendilerini kullananlara devşirirler. Sözü konumuza indirgersek, devşirilen bilgiler, ehl-i salip açısından bir yol haritası olur. İslami hareketler bu yol haritasına göre dizayn edilir. İmha edilecekler imha, tasfiye edilecekler tasfiye edilir; rota değişikliğine tabi tutulacaklara da rotaları değiştirilir. Kullanılan aktörlerin akıbeti de yine bu sonuçlardan biri olur; ne ki işe yaradıkları sürece önleri açılır; yozlaşmaya prim verdikleri sürece varlıklarına göz yumulur..

Ehl-i salip, Cemaat hizmetini bu tür aktörlükte kullanmak için hazır bulmuştur. Amerika’daki bütün İslami hareketler, son dönem itibariyle Cemaate ait kurum ve üyeler tarafından denetlenirken, dünya ölçeğinde de aynı şey yapılmaktadır. Aynı zamanda, Cemaat hizmetinin önü açılarak, diğer İslami hareketlere de kendilerince zararsız böyle bir model gösterilmekte; onlar da böylesi bir yapılanmaya özendirilmektedir. Saffet-i asliyesini kaybetmiş, idealleriyle yaşantıları arasındaki köprüler bir bir yıkılmış bu kötü modelin yaygınlaşması, yerine doğru olanın ikamesini zorlaştıracağı hatta imkânsızlaştıracağı için de onlar için ayrıca önemlidir. Diğer taraftan, bu tür kullanımın başka avantajları da vardır; fakat onlara ek bir masrafı da yoktur. Yine onlar tarafından tezgahlanan her türlü radikal hareketlerin, böylesi ılımlı bir hareketi kabule zemin hazırlama gibi bir maksadı da vardır. Unutmayalım, ehl-i salip için artık her yer İspanya’dır..

Cemaat merkezinin yavaş yavaş Türkiye’den kaydırılarak Amerika’da konuşlandırılması spontane bir olay değil; projenin önemli bir parametresidir. I7-25 Aralık sürecinden itibaren yaşadıklarımız, bunun böyle olduğunun en somut delilidir.

Not: Alimin ölümü alemin ölümüdür. Abdulkadir Badıllı Abi iyi bir alimdi. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve dostlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Latif Erdoğan
27-12-14
E mail: yeniakit.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ARTIK HER YER İSPANYA'DIR (ABD İslâmî teşekkülleri nasıl avucunda tutuyor?)
Online Kişi: 23
Bu Gün: 392 || Bu Ay: 8.996 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.447 || Toplam Tıklanma: 51.933.675