ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2263
Yazar: D. Mehmet Doğan
SURUÇ'U KİM KANA BOYADI?

SURUÇ'U KİM KANA BOYADI?Ağlebi ihtimal DAİŞ! Öyle olmasa da öyle olması gerekir!

Bu kanlı saldırıdan sonra elbette gerçekten üzülenler, kahrolanlar var. Menfur cinayeti ıstıraplar içinde lânetleyen geniş bir halk kesimi olduğundan şüphe yok. “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş demektir…” Bir insan dahi ölmesin diyen hassas insanlar bu ülkede çoğunluğu teşkil ediyor.

Bir de üzülür gibi yapanlar var. Ellerini oğuşturarak, kulak arkalarını kaşıyarak ve bıyık altından somurtarak!

“Böyle bir saldırıyı en çok isteyen kimdir?” yahut da “böyle bir saldırı en çok kimi memnun eder?” Sorusunu cevaplamadan bu katliâmı yerine oturtmak mümkün değildir.

Böyle bir saldırının Kandil’in elektriklerini yaktığından şüphe yok. Dünyanın en kıdemli ve besili teröristleri ellerini oğuşturarak kadehlerini parlatmışlardır. KCK onlardan ayrı bir şeyse, onların da dirisi kandillilerden geri kalmadıklarını tahmin etmek kehanet faslından sayılmaz.

Tabiî sınırın öte tarafında ABD-İsrail gölgesinde kantonculuk oynayan PYD önde gelenleri zil takıp oynamışlardır…

İtham mı ediyorum? İftira mı ediyorum?

Hayır! Asla ve kat’a…

Türkiye’de yayınlanan ve “sahibinin sesi it marka” olduğundan şüphe edilmemesi gereken gazetelerine şöyle bir bakın…

Sevinçleri tavana vurmuş. Ölen memleket evladı. Kendi örgütlerinin de mensubu değiller. Buna “el sırtından kurban kesmek” denilir.

Öldüren başka, ölen başka, bu kandan beslenen başka!

Bu sevincin attırdığı manşetleri okudum. Utancımdan yerin dibine girdim. Bu düpedüz alçaklıktır, namussuzluktur, tabiî bir de ahlâksızlıktır, eğer sözlüklerinde bu kelime varsa.

Biz 1970’leri gördük, hayır görmekle kalmadık, fiilen yaşadık.

O  zamanın militan örgütçüleri neredeyse cinayet duasına çıkarlardı. Tabii onların inandıkları Marks, Lenin, Stalin, Mao vs. idi. Her cinayetten sonra gösterişli yürüyüşler yapılır, kulak patlatan sloganlar atılır, inandıkları “ilah”ların resimlerini havi pankartlar baş üstünde taşınırdı…

Birinin tam ortasına düşmek durumunda kaldık.

Bizim okuduğumuz SBF Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda gece bir cinayet işlenmiş. Biz sabah tabii olarak okula gittik. Bir de baktık ki… Ortalık mahşer yeri… Devrimci bir genç katledilmiş! İşte kıyamet! Eli sopalı, silahlı binlerce militan terör estiriyor.

Kim yapar? Olağan suçlu belli!

Bir sürü senaryolar uydurmuşlar, işte filancıların yurdundan katiller çıkıyor, okulu basıyor ve o devrimci genci öldürüyor!

Neden yahu? O gence bir husumetleri mi var? Bunun cevabı yok.

Tesadüf okulda hizmetli olarak bir hemşehrim çalışıyor. O kalabalık içinde çaktırmadan yanıma geliyor ve cinayeti maktulün bir arkadaşının kaza ile işlediğini gördüğünü söylüyor. Peki bunu bilen var mıydı?

Vardı elbette. Demek ki bütün bunlar rol! Kitlesel bir tiyatro oynanıyor. Okulun Müdürü daha sonra kendisi bir cinayete kurban giden Prof. Muammer Aksoy… Ona ve onun gibilere büyük bir fırsat doğmuştur: Hükümete, ülkücülere, sağcılara, dindarlara… ağız dolusu sövme fırsatı. O gün Ankara’nın yarısının katıldığı bir nümayiş yapıldı. Küfür zirve yaptı!

Gerçek katil bilindiği halde bu yapıldı…

Bir süre sonra katilin asıl kimliği ortaya çıktı. 20 yıla mahkûm oldu… Fakat o cinayetten parsa toplayanlar utanmazlardan tık çıkmadı.

Şimdi bu katliam şenlikçileri içinde normal siyasi parti görünümlü HDP’nin de olduğunu görmemek mümkün değil.

Bayan eşbaşkanın ellerini “kınalı” gördüm! Sevinci tavan yapmıştı. Cinayeti işleyen belli, azmettiren belli, hedef belli…

Saldır saldırabildiğin kadar!

Bir serhildanın taşları döşeniyor onlara göre; neden sevinmesinler. Husumeti tabana yaymak için büyük bir fırsat bu… Nitekim gazetede “Ayaklan” çağrısı ve hemen altında “halkımız kendi güvenliğini alsın” başlığı…

Yani diyorlar ki: Silahı al, kendi güvenliğini sağla!

Bu nasıl olur? Ayaklanarak! Rakiplerini katlederek!

Bunlarda timsah haysiyeti bile yoktur ki “timsah gözyaşı döküyorlar” diyelim. Bunlar Suruç’ta ölenden fazlasını 6-7 Ekim’de katletmediler mi? O katliam değil miydi? Neden onu lanetlemiyorlar?

Yok onun Stalinist literatürdeki adı belli: Temizlik!

Pislik çukurunda debelenenlerin temizliği budur işte!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: D. Mehmet Doğan
22-07-15
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 2
İ tuncer
Safın belli olsun
Tarih : 23-07-15

Yıllar sonra Anadolunun bağrından çıkan tertemiz Anadolu evlatlarına sahip olamayanlar utansın. Ben kendi adıma gerekirse, vatanım ihtiyaç duyarsa her şeyimle mücadele etmeye hazırım. Memleket 4 çapulcuya elbette bırakılacak değildir. Ancak bu gün olup bitenler bir gün mutlaka vicdanlı kalemlerce tek tek yazılacaktır.

 
Selman Vahabzade
KİM?
Tarih : 22-07-15

El-cevap: İkiz kuleyi kim vurduysa o.

 
SURUÇ'U KİM KANA BOYADI?
Online Kişi: 19
Bu Gün: 176 || Bu Ay: 8.712 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.869 || Toplam Tıklanma: 52.156.819