ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2128
Yazar: Ömer Adıyaman
ÜÇ YÖNÜYLE SOSYAL MEDYA: STRATEJİ, MÜDÂHALE VE MÜCÂDELE

ÜÇ YÖNÜYLE SOSYAL MEDYA: STRATEJİ, MÜDÂHALE VE MÜCÂDELE

Sosyal medyanın açık ve örtülü operasyonlar için kullanılma yöntemlerini ve içerdiği tehditleri merak edenlere Alex Wilkie ve iki akademisyenin 2014 tarihli ortak bir çalışmasını tavsiye ederim.

Bu makale, sosyal medyanın teknolojik imkanlar kullanılarak nasıl bir algı yönetim mecrası haline getirilebildiğini ve hatta teknoloji yardımıyla üretilen karakterler üzerinden yaygın bir iletişim operasyonunun nasıl gerçekleştirilebildiğini gösteriyor. Gelişmiş programlar üzerinden belli karater kodlarına sahip robotik karakterlerle sosyal medyaya yön vermenin  mümkün olabileceğini de anlatan “Speculative Method and Twitter” başlıklı makale, ülkelerin sosyal medya stratejilerine duydukları ihtiyaca ve stratejilerin olası parametrelerine de işaret ediyor.

    Makale dikkat çekici çünkü yeni bir savaş ve mücadele türüne ışık tutuyor. Teknolojik yetkinliğe sahip, finansman sorunu yaşamayan ve hedef ülkelerle ilgili yeterli bilgiye sahip olan ülke ve grupların sosyal medyada yürüttükleri strateji, aslında yeni bir savaş türü ve istihbarat aklı ile desteklenerek hedefe konulan ülkeler için güvenlik tehdidi.

Arap Baharı süreci ve ülkemizde Gezi olaylarından itibaren yaşananlar bunun açık birer örneğidir. Strateji adımları çok nettir: Öncelikle sosyal medya mecralarının kullanımı artırılmakta, ardından sosyal ve siyasi gelişmeler üzerinden toplumsal mühendislik dizaynıyla hedef kitlelere ulaşılmakta, sonrasında istihbarat örgütlerinin desteği ile saldırı aşamasına geçilmektedir.

Arap Baharına bakalım. Ortadoğu’da sosyal mecra kullanımının yaygınlaşması için sağlanan destekler bir aşamadan sonra bu mecralarda kullanılacak ekiplerin eğitilmesi sürecine evrildi. 2009 yılının Mayıs ayında Kahire’de sosyal medya atölye çalışmaları başlığı altında özellikle Mısır ve Tunus’tan blog yazarları, teknik elemanlar ve aktivisitler bir araya getirildiler. Finansmanı sağlayan kuruluş Soros’un Açık Toplum Enstitüsüydü. Çalışmaların amacı özgürlükçü (!) fikirlerin yaygınlaştırılması yöntemleri, iletişim stratejileri ve mecra kullanımıydı. Ama katılımcıların profilleri ve sonrasında üstlendikleri role bakıldığında, sansür uygulamalarını aşabilecek teknik bilgiler de dahil bir proje yönetiminin yapıldığı son derece belli. Benzer çalışmalar Dubai ve Beyrut’ta da yapıldıysa da bu programlarda -bir nedenle- katılımcılar açıklanmamıştı.

    2010 yılının Eylül ayında bu kez Google, Ortadoğu’dan bir düzine blogçuyu Budapeşte’de “ifade özgürlüğü” konferansı için topladı. Bu toplantıların da toplumsal mühendislik projeleri kapsamında stratejik oluşumlar için yapıldığı görülmekteydi.

İşin ilginç tarafı, Batı medyasının bu durumu açık etmekten kaçınmaması oldu. Mısır’daki sosyal olaylar sırasında CNN gibi kuruluşların “Bir odadan Facebook ve Twitter ile örgütlenen yarım milyon kişinin Mısır’da devrim yaptığına” dair belgeseller hazırladığı bile görüldü.

Gelelim Türkiye’ye. Ülkemizde sosyal medyanın örgütlenme, dezenformasyon, manipülasyon ve illegal amaçlı iletişim için kullanıldığı ilk büyük örnek Gezi olaylarıydı. Bu sırada aslında sosyal medya kullanımı katlanarak artırılırken birçok kişi de ilk kez bu mecralara aktif katılmaya teşvik edilmiş oldu. Böylece sosyal medya operasyonları için uygun bir zemin oluşturuldu.

Sosyal medya mecralarının kullanımına ilişkin istatistikler de Gezi olaylarının adeta bir laboratuar gibi kullanıldığını ve Türkiye’de sosyal medya kullanımının bu dönemde geometrik bir büyümeyle sıçrama yaptığını göstermekte.

O tarihten bu yana, 17-25 Aralık darbe girişimleri döneminde de hız kazanarak sosyal medya siyasi manipülasyonların mecrası olarak güç kazandı. Gezi’de oluşturulan taban, o dönemden bu yana toplum mühendisliği ve istihbarat operasyonlarının ana mecrası haline geldi. Özellikle Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarının sosyal medya kullanımına teşvik edilmesi dikkat çekiciydi.

Yaşananlar şu gerçeği gözler önüne serdi : Sosyal medya konusunda bir devlet politikası geliştirilmesi artık kritik hale gelmiştir.

Özetlemek gerekirse:

1. PKK-DAİŞ ve FETÖ örgütünün en etkili silahlarından olan bu araçları devlet aklının kontrol edememesi ve karşı operasyon sahasının eksik olması örgütlerin elini güçlendirmektedir.

2. Sosyal medya bu örgütler tarafından sadece dezenformasyon için değil, istihbarat örgütlerinin desteği ile algı yönetimi için de kullanılmaktadır.

3. İstihbarat desteği de alınarak yürütülen stratejik çalışmalarla terör örgütleri zemin kazanmaya, bilgi kirliliği oluşturmaya ve bir üst dil oluşturmada üstünlüğü ele geçirmeye çalışmaktadır.

4. Bu stratejik operasyonlar karşısında kendilerini güya hükümet yanlısı olarak tanıtan bazı hesaplar ise istihbaratçılık oynamaya kalkmaktadır. Bu patolojik vakaların sosyal medya hesaplarında  istihbarat birimlerini andıran isimler kullandıkları görülmektedir. İstihbarata jargonuna öykünen ifadelerle yazmaları da ayrı bir vaka unsurudur. Oysa bu ve benzeri algı çalışmaları istihbarat jargonunda bulunmamaktadır.

Profesyonel bir istihbarat birimi bir konu hakkında bir algı çalışması yaratmak istiyorsa, bunu böyle basit sosyal medya hesaplarında yapmaz, daha profesyonel bir yönteme başvurur. Bu hesaplarda yazılanların devletin istihbarat birimleri tarafından yazdırıldığı algısına kapılan bazı medya organlarının yazılan tutarsız ve temelsiz bilgileri haberleştirmesi de ayrıca bir analizde değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu bağlamda sosyal medya mecrasında çok sayıda hesap bulunmaktadır.

Neler yapılmalı? Madde madde ilerleyelim:

1. Türkiye, on yıllardır toplumsal mühendisliğe ve algı yönetimine önem vermemenin getirdiği sorunlarla boğuşmaktadır. Türkiye’ye karşı lobi çalışması yapan sosyal medya hesapları bu tür operasyonları profesyonelce yaptığı için medya desteği ile uluslararası kamuoyunda dikkate alınmaktadır. Örneğin, bir terör örgütü olan FETÖ örgütü tarafından ‘İstihbarat Merkezi’ olarak bilinen tek hesap üzerinden bu işlevin yürütülmesi profesyonel bir istihbarat aklı çalışmasıdır ve dış istihbarat örgütlerince komuta edildiği bellidir.

2. Sosyal medya imkânlarının neler olduğu, etkili sonuçlar alabilmek için hangi araçların kullanılması ve nasıl bir yol haritası izlemesinin gerektiği gibi konularda kapsamlı çalışma yapılması zorunludur. Bu çalışmalar yapılmadığı taktirde kitlesel iletişim mecrası olan sosyal medyada patolojik vaka ürünü hesaplar da çoğalacak; Türkiye’yi uluslararası arenada sıkıntıya düşürecek, kamu düzenini ve kurumları itibarsızlaştırıcı operasyonlarda ön almak zorlaşacaktır.

3. Bu kapsamda, istihbarat uzmanlarından da destek alınarak sosyal medyanın kontrolü ve dizaynı İstihbarata Karşı Koyma (İKK) kuralları çerçevesinde “ulusal bir strateji” oluşturulmalıdır.

4. Etki ajanlarının operasyonlarına karşı, Türkiye’nin imajına yönelik kapsamlı bir strateji geliştirilmelidir. Ulusal güvenlik, yumuşak güç ve toplumsal mühendislik alanındaki bilinçsizliğin önü kesilmelidir.

5. Özellikle patolojik vaka ürünü sosyal medya hesapları da örgütlerin sosyal medya hesap ve mecraları ile aynı şekilde tehlikeli kabul edilmeli ve faaliyetleri engellenmelidir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin ulusal egemenliğinin kayan parametrelerini yeniden düzenlemeye, ulusal güvenliğin dokularını yeniden güçlendirmeye ve nihayet sosyal medyayı kullanan tehlikeli saldırı sistemlerine karşı koruyucu mekanizmalara ihtiyacı vardır. Bu yönde adımlar atılırken, sosyal medyanın doğru amaçlar için etkin kullanımına yönelik stratejilerin geliştirilmesi de önemlidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ömer Adıyaman
28-07-15
E mail: analizhatti.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÜÇ YÖNÜYLE SOSYAL MEDYA: STRATEJİ, MÜDÂHALE VE MÜCÂDELE
Online Kişi: 27
Bu Gün: 582 || Bu Ay: 5.972 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.830 || Toplam Tıklanma: 52.114.581