ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 1968
Yazar: Süleyman Önsay
MÜHİM BİR EĞİTİM MESELESİ: ÇOCUKLARIMIZIN KAHRAMANI KİM?

MÜHİM BİR EĞİTİM MESELESİ: ÇOCUKLARIMIZIN KAHRAMANI KİM?Yüce Rabbimiz, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz.” (Tahrîm, 66/6).âyet-i celîlesi ile hem kendimizin hem de bakmakla yükümlü bulunduğumuz kişilerin cehennem ateşinden korunması görev ve sorumluluğunu bizlere yüklemiştir.

Bu yükümlülük, tüm yasaklardan sakınma ve bütün vecibeleri yerine getirmeyi, yani Allah’a layık kul, Peygamberimize yakışır ümmet olmayı gerektirmektedir.

Bugün içinde bulunduğumuz hayat şartları, toplum yapısı, iletişim imkanları, erdemli insan olma idealinin kaybolması gibi nedenlerle bu sorumluluk ve görev, çok daha hassas ve o derece de çok daha ağır boyutlara ulaşmıştır. Şu vahîm tabloları birlikte hatırlayalım: Trafik kazasında vefat eden yetmiş yaşındaki bir ninenin parmağındaki yüzüğü çalmaya çalışan gencin hali, kendisine omuz vurduğu için karşısındaki çocuğu öldürüp maç izlemeye devam eden zavallının ve buna şahit olan yığınların vurdumduymazlığı, çıktıkları televizyon programlarında öz babası, öz dayısı gibi en yakınları tarafından iğfal edildiklerini söyleyen genç kızların acı feryatları, uyuşturucu pazarı haline dönüşen okul kapıları, sayıları binlerle ifade edilen kapkaç olayları, sekiz yaşında banka soyan yavrular vs. Tüm bunlar ve benzeri olaylar, çocuklarımızı koruma görevimizin ne derece önem kazandığını ve aynı nispette de ne kadar zorlaştığını ortaya koymaktadır.

Çocuğunun geleceğini merak edenlere, bir bilim adamı şu sualin cevabını bulmaya yöneltiyor: “Çocuğunuzun kahramanı kim?” Yani yavrunuz kimleri tanıyor, kimleri seviyor ve kimler gibi olmak istiyor? Bu sorulara yanıt olarak da kendi çocukluk devresi ile ilgili şu anı ve düşüncelerini ifade ediyor:

“Babamın uzun gecelerde neredeyse bütün mahalle ahalisine okuduğu cenk kitabının sayfa ortalarında manzum Hz. Ali cenkleri, kenar kısmındaysa mensur Battal Gazi cenkleri olurdu. Bir ondan bir diğerinden okuturduk. Sonra, ekmekle beraber, kahramanlar da bozuldu. Gazilerin yerini kovboylar aldı...

Benim kahramanım Battal Gazi idi, oğlumun kahramanı ‘Ekşın Men’ (Action Man), küçük kızımın ki Harry Potter. Bir nesil içinde ne büyük değişim! Terakki değil, tereddi!... Seyyid Battal’ın... İlâyı Kelimetullah’tan, yani Allah adının yüceltilmesinden başka bir dâvâsı yoktu... Battal gibi olmak istiyorsak, biz de iyi ve güzel olmalıydık. Zâlime başkaldırmalı, mazluma yardım etmeliydik...

[Yazar, çocukluk dönemini yansıtan bu tablodan sonra şu tesbitlerde bulunuyor:]

Evet, cenk kitaplarının yerine önceleri Teksas, Tommiks gibi, geçen yüzyılın Amerikan Kahramanları geçti. Ve kahramanlarımız arasına ilk defa ‘Konyakçı’ adlı bir ayyaş girdi. Çelik Bilek ile Yüzbaşı Tommiks, bir türlü ‘medeni’ olmaya yanaşmayan yerlileri nasıl da temizliyorlardı! Aradan çeyrek yüzyıl geçti. Çocuklarımızın kahramanları büsbütün farklılaştı... büyüklere Rambo, küçüklere Action Man. İster Afganistan’da , ister Irak’ta, bütün yan çizenleri tepelerler hemen! Bu filmlerle Amerika’nın emperyal girişimleri nasıl da örtüşüyor! [Değerli bilim adamımız tesbit ve düşüncelerini şöyle sürdürür:]

Oğlum Talha’ya ‘Battal Gazi mi yener, yoksa Action Man mi?’ diye sorduğumda uzun bir tereddütten sonra, herhalde berabere kalırlar demişti. Gönlü Battal’dan yanaydı, ama Action Man’ın daha kuvvetli olduğunu sezinliyordu. Battal’ı bizim gibi cenk kitaplarından değil, Cüneyt Arkın’ın filmlerinden tanımıştı. Ne yazık ki o filmlerdeki bir takım müstehcen sahneler ve kahramanımızın aşk ilişkileri çocukların kafasında tam bir Müslüman Kahraman imajının oluşmasına da engel olmuştu.

Evet, Batı insanı beş asırdır bütün dünyayı ele geçirmek, yeryüzündeki bütün insanlara hükmetmek sevdasından vazgeçmiyor. Kahramanları da bugün onun arzu ve korkularını resmediyorlar. Ele geçirmiş oldukları dünyayı kimseye kaptırmama telaşındalar. Çocuk filmlerinin hâkim öğesi şiddet. Çocuklar şiddetle ikiz kardeş gibi büyüyorlar. Bunu bilinçle besleyen Batı dünyası, sonra çıkıp şiddetten, terörizmden yakınıyor. Bizimkiler ise, hiçbir aktif tutum göstermeden, onların hazırladığı film ve kitapların pazarlamasını yapmakla meşguller. Bu ahmaklık ve şuursuzluk çemberi yarılmadıkça, çocuklarımıza şiddetten uzak, erdemli bir hayat yaşatamaz, sağlıklı, aklı başında nesillere sahip olamayız. [Yazar, sözlerini şu cümleyle bitiriyor:]

Bana kahramanını söyle, sana çocuğunun geleceğini söyleyeyim.” (Mustafa Özel, 3.10.2004, Yeni Şafak, Makale, s.7)

Biz de sözlerimizi şu veciz ifadelerle noktalayalım:

“Örneği peygamber olan çocuklar, despotların, tiranların ve diktatörlerin serapsı hayallerinin peşinde koşmazlar...

Peygamber ve çocuk..Bu tabloyu ortadan kırmış olan insanlık, daha nice zaman azap çekecektir.” (Sezai Karakoç, Sütun II, s. 540.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.


NOT: Okuyucularımızın bu yazının hemen ardından şu şiiri de okumalarını tavsiye ederiz.

Sezai Karakoç-Çocukluğumuz

Yazar: Süleyman Önsay
09-10-15
E mail: yeniakit.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MÜHİM BİR EĞİTİM MESELESİ: ÇOCUKLARIMIZIN KAHRAMANI KİM?
Online Kişi: 24
Bu Gün: 192 || Bu Ay: 7.546 || Toplam Ziyaretçi: 2.218.045 || Toplam Tıklanma: 52.143.777