ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 2081
Yazar: Mustafa Çelik
MÜSLÜMANLARI BAŞKALAŞTIRMA ÇALIŞMALARI

MÜSLÜMANLARI BAŞKALAŞTIRMA ÇALIŞMALARIMüslümanlar, kendilerinden başkası olmayan, olamayan asırların insan güzelleridir. Müslümanları üzmek, ezmek, iyilikleri ve güzellikleri üzmek ve ezmek anlamına gelir.

Müstevli harbi ve mürtedler, Müslümanlara “tükenmişlik” sendromunu yaşatmak istiyorlar. İmanımızı, ibadetimizi ve ahlâkımızı ortadan kaldıran münkir ve müşrik bir yapının parçası olunmamız bizden isteniyor. Yani Müslüman olarak kendimiz olmaktan çıkıp başkalaşmamız dayatılıyor. Asrımızda Müslümanların psikolojik dayanak noktalarını çürütmek veya sarsmak için dezenformasyona uğratmak, müstevli harbi ve mürtedlerin en büyük uğraşları haline gelmiş bulunmaktadır. Rabbimiz bizleri uyarıyor:

“De ki: “Ey kitab ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde, niçin Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.” (Âl-i İmran Sûresi/ 99-100)

Münkir ve müşrik algılarla Müslüman kimliklerini unutanlar, sürüleşmeye mahkûmdurlar. Dininin kıymetini bilmeyen bir Müslüman kendi kıymetini de bilmez. Asrımız insanın kıymetten düşürüldüğü, kıymet bilen insanların azaldığı bir asırdır. Kıymet bilen insanların azlığı, modern dünyanın yoksulluğudur. Kıymet ile Kıyamet akraba kavramlardır. Kıymet bilinmezse kıyamet kopar. Kıymetin ilk kademesi de, kişinin kendini bilmesidir. “Kendini bilen Rabbini de bilir!”

Müstevli harbi ve mürtedler, Müslümanların zaafları üzerinden algı yöntemlerini geliştirip yaygınlaştırıyorlar. Müslüman olarak zaaflarımız, düşmanımızın zafer naralarını çoğaltan çabalarımızdır.

Bizleri birbirimize hasım kılanlar, bizi başkalaştıran düşmanlarımızdır. Müstevli harbi ve mürtedlerin seküler mantığına hapsedilmiş oluşumlar, esaretimizin süresini çoğaltanlarımızdır. Müstevli harbi ve mürtedler içimizdeki figüranları vasıtasıyla bizleri başkalaştırmaya çalışıyorlar. İslâm topraklarında müstevli harbi ve mürtedlerin eliyle ve nezaretiyle sürdürülen “Müslümanları Başkalaştırma Çalışmaları”nın hedefini şöylece özetlemek mümkündür:

Müslümanların İslâm’dan şüphe etmeleri, İslâm’ı terk etmeleri, kendilerine olan güvenlerini yitirmeleri, Müslümanların Müslümanları unutması, düşmanlarını taklid etmeleri ve düşmanlarından farksız bir hayat yaşamalarıdır.  

Her işin dindeki uygulamasına razı olmadıkça, müstevli harbi ve mürtedlerin algı operasyonlarının figüranı olmaktan kurtulamayız. Gıda rejiminden, ibadet hayatına; günlük yaşantıyı tanzimden milletler arası ilişkilerde takınılacak tavırlara kadar her şey prensip olarak üsve-i hasenemiz/güzel örnek ve önderimiz Hz. Muhammed (sav)’in sünnet-i seniyyesinde ifadesini bulmuştur. Dinimizin fazlası ve eksiği olmadığı için biz Müslümanlar kendimiz olmaktan başkası olamayız. Kendimiz olmaktan başka olmaya kalkıştığımız andan itibaren kendi varlığımızı inkâr etmiş oluruz.

Müslümanları “İslâm dininin fazlası ve eksiği var” algısına ikna etmeye çalışanlar, doğrudan doğruya Müslümanları kâfirleştirmek için çaba harcayanlardır. Müstevli harbi ve mürtedler de biliyorlar ki; Müslümanlar, “İslâm dininin fazlası ve eksiği var” algısına kanmadıkları müddetçe Müslümanları başkalaştırmak mümkün değildir.

Müslümanlar tevhid, ahlâk, adalet ve hakkaniyet temelli bir ümmettirler. Müslümanları kavmiyetçilik kavgasına katmaya çalışanlar, Müslümanları başkalaştırmak için çaba ve gayret ortaya koyanlardır.  İslâm dininde yeri olmayanın Müslüman’ın hayatında yeri olmaz. İslâm dininde olmayanı Müslüman’a kabul ettirmek için algı oluşturmak, yaptırmak için de baskıda bulunmak, Müslüman’ı Müslüman olmanın dışında her şey yapmaktır.

Türkiyeli Müslümanlar, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla birlikte Ciddiyet ile Cumhuriyet arasında gidip gelmeye başladılar. Hukukta Şeriat yerine Kanunu, İdarede Hilafet/Ciddiyet yerine Cumhuriyeti tercih ettikleri günden bu yana bir türlü Mankurtlaşmaktan, Mankurtlaştırılmaktan kurtulamadılar.

Yüzyılların getirdiği ifsad kültüründen yetişmiş ifsad edici insî şeytanlarla karşı karşıyayız. Müstevli harbi ve mürtedlerin Müslümanları başkalaştırmak için başlattıkları algı operasyonlar, kendi nefsimizden kaynaklanan zaaflar karşısında vahye hayatımızla şahitlik etme sorumluluğumuz erteleme kabul etmez. Biz Müslüman’ız; ferd, aile, cemiyet ve devlet olarak İslâm’dan başka kendisine teslim olacağımız herhangi din yoktur. Dinimiz İslâm, yegâne tek hak dindir. İslâm’ın dışında kalan her şey batıl ve atıldır.

Her işimizde iman merkezli ve İslâm öncelikli olup bir tek dinimizle yetinmedikçe düşmanlarımızın bizi başkalaştırma çalışmalarının hedefi olmaktan kurtulamayız.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
03-02-16
E mail: yeniakit.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MÜSLÜMANLARI BAŞKALAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
Online Kişi: 20
Bu Gün: 152 || Bu Ay: 9.375 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.045 || Toplam Tıklanma: 51.941.621