LÂİKÇİLERE YARANMA ZİLLETİ!

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER

Okunma Sayısı: 1966

Yazar: Erem Şentürk

LÂİKÇİLERE YARANMA ZİLLETİ!

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, bir seminerde konuşma yaparken “Anayasa da laiklik olmamalı” diye düşüncesini ifade ediyor. Böyle olur ya da olmaz bunun kararını millet verecek. Bu lafı duyar duymaz eline “laikliği” alan geldi İsmail Kahraman’a yüklenmeye başladı.

“Laiklik olsun”, “laikiz”, laik, laik, diye diye 90 senedir kafa derimizi yüzdüler. Laikçilere kimse bir şey demiyor da, “Laiklik olmasın” denilince niye kızıyoruz? İfade özgürlüğü işte, neresine kızdınız anlamadım ki. Herkesin fikrini ifade özgürlüğü var da, İsmail Kahraman’ın mı yok?

(Haşa estağfurullah), Allah azze ve celle’den başlıyorlar sövmeye, Peygamber Efendimiz’e, kızlarına, Kur’an-ı Kerim’e kadar her şeye açıkça üstelik göğüslerini gere gere sövüyorlar. Gazetecisi, siyasetçisi, sanatçısı, akademisyeni derken ne kadar sarhoş varsa ayin yapar gibi toplanıp, toplanıp İslam’a sövüyorlar. Her sövmenin sonunda amin der gibi “İfade özgürlüğü” deyip içmeye devam ediyorlar.

İsmail Kahraman hiç kimseye hakaret etmedi sadece bir fikir beyan etti. 1993 senesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Yekta Güngör Özden gibi, “Laik olmayan insan olmaz” diyerek bütün Müslümanlara “hayvan” demedi yani. Niye kızdınız, niye telaş yaptınız?

Laik azınlık alınır. Alınsınlar. Kızabilirlerde, onları anladım, çünkü laiklik adamların dini yerinde. Kabul! Ben sana soruyorum, sen niye telaşlandın? Laiklik yüzünden askeri darbeler gördü bu memleket. Suikastlar, faili meçhul cinayetler, iftiralar, zindanlarda çürüyenler, hor görülenler, itilenler, okullardan atılanlar, başörtüsünden tutulup sürüklenenler, sakalından tutulup çenesi sallanan insanlar var bu memlekette, İsmail Kahraman’ın ifade özgürlüğüne sahip çıkamadın bari onların hatırına sussaydın ya.

Neymiş; yeri değilmiş, zamanı değilmiş. Ne demek bu? “İsmail Kahraman haklı, haklı ama şimdilik susalım, takiye yapalım, tedbir yapalım” demek. Eyvah eyvah, tam Fetullahçı kafası, tam İrancı usulü. Bu nasıl bir hesap, nasıl bir kafa?

Bak sana bir sır vereyim. Yaranamazsın. Yaranamayacaksın. Mümkün değil. Zannediyorsun ki onları ikna edebilirsin, onları idare edebilirsin. Bence kendini çok önemsiyorsun. Onların dinine girmediğin sürece senden hoşnut olmayacaklar ve sen kendine bir güç vehmettiğin için senden taviz koparıyorlar. Günün sonunda kopardıkları tavizler onların elinde kar, mezarında sana zarar olarak yazılıyor. Senin gücün yetmez onları ikna etmeye.

Bir daha yazıyorum, ya-ra-na-ma-ya-cak-sın!

Üstelik yaranma gibi bir derdin olmamalıydı zaten. Hak bildiğini, doğru bildiğini söylemeliydin. Laikliğe karşıysan adam gibi bir analizle çıkarsın kamuoyuna anlatırsın, izah edersin fikrini. Kabul görür ya da görmez. Laikliği savunan varsa o da çıksın ortaya izah etsin fikrini. Bunu tartışmanın neresi kötü, niye bu kadar korktun? Hür insanlarız ve her beşeri şeyi tartışırız. Sana ne elalemin kırmızı çizgilerinden.

Ezcümle; Samimi olarak kendimiz olmalıyız önce. Seküleristlere yaranmaya çalışan Anadolu insanı mı olur? Ne büyük ayıp, ne büyük zillet! İlla ki laikler üzerine bir şey söylemek zorunda hissediyorsan kendini, Eyüp Gökhan Özekin’in, meseleye baktığı açıyı tavsiye ederim.

“Bizim samimi laikliğe lafımız yok. Laik akrabam da var. İsteyen kendi evinde laik olabilir. Ama kamusal alanda olmaz. Siyasi laiklik olmaz.” 26 Nisan 2016 Eyüp Gökhan Özekin
(Çevrenizdeki laikleri ürkütmeden, “laik” kelimesi yerine Müslüman kelimesini koyarak okumalarını söyleyin)