ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2340
Yazar: Dursun Gürlek
ÖĞRETMEN EVİ'NDEKİ TERBİYESİZ ÖĞRETMENLER

CAMİDEKİ REKTÖR: EROL GÜNGÖRBizim neslin kendilerinden çok istifade ettiği Ali Fuad Başgil, Ahmet Süheyl Ünver, Ekrem Hakkı Ayverdi, Fethi Gemuhluoğlu ve Mahir İz gibi iz ve eser bırakan önemli şahsiyetler bugünlerde Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde anılıyor; kendileriyle ilgili olarak konferanslar veriliyor, sohbet toplantıları düzenleniyor. Kültür ve Turizm bakanlığının takdire şayan projelerinden biri olan bu faaliyetlere ben de birkaç defa katıldım.

Geçen hafta memleketim olan Tokat’a da bu maksatla davet edildim. Davet sahibi Gazi Osman Paşa Üniversitesi ile İl Kültür Müdürlüğü idi. Mahiz İz hocamızı üniversite öğrencilerine tanıtmam isteniyordu. Böyle bir görevi seve seve kabul ettim. Önce vali beyle makamında görüştüm. Sonradan öğrendiğime göre beni tanıyormuş ve yaptığım kültür programlarına ilgi duyuyormuş. Bir teklifte bulunup, hocam bu Tokat şehrinin, maneviyatı kuvvetli bir şehir olduğu anlaşılıyor. Doğum yeri Tokat olan bir çok alimin, şeyhülislamın bulunduğu biliniyor. Bunlar hakkında şöyle derli toplu bir kitap hazırlasanız ne iyi olur dedi. “İnşaallah” diye cevap verdi. Görevini aşkla, şevkle yapan ve Tokatlılar tarafından çok sevilen mütedeyyin valimizin yanından memnuniyetle ayrıldım.

Mahir İz hocamız hakkındaki program Fen - Edebiyat Fakültesi’nin konferans salonunda gerçekleştirildi. Dekanlık görevinde bulunan Prof. Dr. Hanifi Vural Bey’in, mükemmel bir organizasyon için elinden gelen bütün gayreti gösterdiği anlaşılıyordu. Koca salon ağzına kadar doluydu. Çoğunluğunu Edebiyat Fakültesi öğrencileriyle İlahiyat talebelerinin oluşturduğu katılımcı gençlere, merhum hocamızı dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalıştım. Merakla, heyecanla dinledikleri, salonun genel manzarasından anlaşılıyordu. Bu arada İl Kültür müdür yardımcısı Ali Bey’in, her şeyin mükemmel olması için olağanüstü bir çaba gösterdiğini de belirtmem gerekiyor. Dokuz Mayıs’ta da –inşaallah – Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde olacağım, orada da Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver ve yine Mahir İz hakkında bir sohbet yapacağım.

Yukarıda da belirttiğim gibi, Tokat kendi memleketim olduğu için programdan hemen sonra dönmedim. Birkaç gün daha kalarak doğduğum, büyüdüğüm yerleri bir güzel gezdim. İlkokul arkadaşlarımdan bazılarıyla karşılaşıp hasret giderdim. Eski ilçemiz Turhal’ın mezarlığını ziyaretim esnasında karşılaştığım bir manzara beni çok duygulandırdı. İçeri girer girmez, Kur’an sesiyle karşılaştım. Kabristanın çeşitli yerlerine yerleştirilen hoperlörlerden gece gündüz devamlı Kur’an-ı Kerim okunuyormuş. Yavaş fakat etkileyici bir sesle okunan ilahi kelamın manevi dalgaları mezarlıkta uhrevi bir manzara teşkil ediyordu. Turhal Belediyesinin bu uygulaması doğrusu çok hoşuma gitti. Söylemeden edemeyeceğim, bu arada yeni ilçemiz olan Pazar’a da uğradım ama karşılaştığım manzaradan hiç de memnun olmadım. Şehrin en merkezi yerinde bile tam bir perişanlık gözüküyor. Yollar bozuk, her taraf toz toprak içinde. Pazar belediyesinin daha fazla çalışması gerekiyor. Sadece bizim gibi hemşehrilerin değil, Ballıca mağarasını ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin de iç açıcı bir manzara ile karşılaşmaları gerekiyor.

Asıl canımı sıkan bir gelişmeyle Tokat merkezde karşılaştım. Şehri gezerken bir ara öğretmen evine de uğradım. Çayımı içip biraz dinleneyim diye sağdaki bir odaya girdim. Burası aynı zamanda gazete okuma yeriymiş. Her gün bütün gazeteler geliyormuş. Ben de hemen gazeteleri karıştırmaya başladım. Derken Cumhuriyet gazetesi okuyan ve emekli öğretmenlerden olduğu anlaşılan bir zat, Kilis valisinin sözlerini naklederek bir kahkaha patlattı. Gûyâ Kilis valisi demiş ki: Ben her gün sokağa çıkmadan önce abdest alıyorum. Size de savunma amacıyla böyle yapmanızı tavsiye ederim. Bu sözleri dinleyen diğer bir emekli öğretmen alaylı alaylı gülerek, “abdestli vali”nin aleyhinde söylemediğini bırakmadı. Kullandığı kelimelerin neler olduğunu belirtmekten hicab ederim. Derken üçüncü bir emekli öğretmen (!) lafa karışıp daha da ileri gitti. Cumhurbaşkanımızın İmam – Hatipli olduğunu kast ederek öyle pis, öyle iğrenç bir cümle kullandı ki, bir anda yüzüne tüküresim geldi. Bozuk bir Türkçeyle konuşan bu öğretmen bozuntularını görünce, onların yetiştirdiği öğrencilere (!) bir kere daha acıdım. Çelişkiyi görüyor musunuz, adamlar hem devletin imkanlarından yararlanıyorlar, hem de ağıza alınmayacak küfürlü sözlerle hükümet aleyhinde konuşup duruyorlar.

Galiba bunlara öğretmen değil, öğretmen müsveddesi demek gerekiyor. Müsvetteyi temize çekmenin zamanı gelmedi mi?

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız

Yazar: Dursun Gürlek
02-05-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 2
Yolcu
İLLA EDEP İLLA EDEP
Tarih : 06-05-16

Gönlü ve edebi bilmeyen gürüh, imamlığada öğretmenliğede yakışmıyor. Atamalarda bu anlamda hassasiyet gösterilse ve mevcut haysiyet yoksunlarını ayıklanabilse ; bir iyi olur ki...

 
yahya zelimhan
90 yıllık ihanet çöreklenmeleri
Tarih : 02-05-16

Alevi Solcu öğretmenler de çok kötü kin nefret var ve bunlar iğfal ediyorlar çocukların beyinlerini ne yazık ki

 
ÖĞRETMEN EVİ'NDEKİ TERBİYESİZ ÖĞRETMENLER
Online Kişi: 22
Bu Gün: 160 || Bu Ay: 6.672 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.275 || Toplam Tıklanma: 52.125.147