ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KİTAP
Okunma Sayısı: 2727
Yazar: İbrahim Tenekeci
GÜZEL BİR KİTAP

GÜZEL BİR KİTAPSiyaset günlerinden, piyasa şartlarından ve terör musibetinden bir türlü kurtulamıyoruz. Bütün bunlar incelik ve önceliklerimizi de beraberinde götürüyor. Sanattan, edebiyattan, tabiattan, tarihten, insan hallerinden konuşamıyoruz. Ufkumuz adeta elimizden alınıyor.

Şimdi, şu anda, kaç vakittir kitap yazısı kaleme almamışım, onu düşünüyorum.

Mustafa Nezihi Pesen, manevi derinliği olan kardeşlerimizden. Onu bir kelimeyle anlatmak istesem, 'dostkam' derdim. Dostluğa yatkın. Gerçi kalender de kulağa hoş geliyor.

Nezihi'nin denemeleri nihayet kitaplaştı: İstanbul'a zikirle girdin mi hiç? (Avangard Kitap, Nisan 2016) İnsanlar, mekânlar, vakitler.

Temiz bir ilk kitap. Emek mahsulü bir eser, üslup sahibi bir yazar. Ayrıca içinde sevip saydığım insanlar var.

Dünyaya alışmaya karşıyız. Buna karşılık bir insana alışmak iyidir, güzeldir. Çünkü insan muhteremdir. İnsanların en muhteremi de Peygamber Efendimiz'dir. Kitap onunla başlıyor: “Güzeli destekler ve pekiştirirdi. Kimsenin sözünü kesmezdi.” (Sayfa 12) Evet, o gemiye binmeyen kurtulamaz!

İnsanlar bahsi baba ve anneyle devam ediyor. Baba, nasihat kürsüsüne en çok yakışandır. Onun öz bilgisi ve rızası yoksa, evlatlar eksik kalır: “Babaların hikmetli sessizliğini anlamayanlar yeni bir bakış edinmeli. Çünkü onlar hayat tücrübelerinin yazdığı ilmihal kitaplarıdır.” (15) Ve anne. Bizi kendisiyle koruyan. Güzel sözlerini hep evlatlarına saklayan. Bir adı da bekleyiş olan. Çünkü baba dışardadır. Mustafa Nezihi'nin haklı sitemi: “Annelerimizi alıp götürüyor bu çağ.” (18)

İnsanlar bölümünde kimler yok ki? İmam Gazali, Abdülkâdir Geylani, Ahmed Rifai, Niyazi Mısri, Mehmet Akif, Osman Kemali Efendi, Ayşe Şasa, Neşet Ertaş… Sırası gelmişken, Geylani Hazretleri'nin bir öğüdünü buraya alalım: “Sabit kalınız. Ayrılıp dağılmayınız.”

Nezihi'nin birçok yazısını / cümlesini şifa niyetine okuyorum. Ümidim tazeleniyor: Müslümanların sınandığı bu zor ve uzun çağın biteceğine iman etmek, hayati öneme sahiptir. (24) Umutsuzluğa ve korkuya kapılıp acele etsek bile kaderin hükmünü değiştiremeyiz. (23) Allah dostlarının en büyük özelliği, söyledikleri ile yaşadıkları arasında bir mesafe olmamasıdır. (36) Eyvallah.

İnsan bitmiyor, devam ediyor. Normal hayatın acemisi olarak kalanlar da kitaptaki yerlerini almışlar. Onlardan biri de Neyzen Tevfik. Ne berrak ve içli bir ifade: “Allah, onu bir mümin olarak yaşatmaya devam etti.” (73) Canına kıyan Beşir Fuat: “Beşir, batıya gidip de dönemeyen oğullardan biridir. Hayal ile hakikat arasında kendini yele verdi.” (66)

Mustafa Nezihi, ölümü ne güzel anlatıyor. Hû sesleriyle yıkanan ve dirilen Ayşe Şasa'nın vedası: “Azrail'in davetine sevinçle evet diyerek, dünyanın nice meşakkatinden kurtuldu.” (84) Neşet Ertaş'ın vefatı: “Bir seher vakti öteye çağrıldı ve sessizce bu fâni ve acılı dünyadan göç eyledi.” (88) Ertaş'la ilgili bir cümle daha: “Şımarmamıştır, kötülere kızıp iyileri yok saymamıştır.”

Kulakları kalbine yakın olan olumlu ve onurlu insanları yazıyor Nezihi. Yıkmaktan çekinmeyen, yapmaktan üşenmeyen. Nihayetinde hakikati haykırmak da merhamettir.

Mustafa Nezihi, kendi kuşağına da eğiliyor. Tanıdıklarım: Ahmet Murat, Hakan Arslanbenzer, Zeki Bulduk. İşte bizim Ahmet: “Ahmet Murat'ın acelesi yok. Bir yere yetişmesi gerekmiyor.” (119) “Çok konuşmaz ama hoş sohbettir.” (120) Kardeşim Zeki Bulduk: “Biz seni sevince, yolumuz Mekke'ye ulaşıyor.” (122) Bir de çok merak ettiğim Veli Karataş: “Biz uyumak istiyorduk, o uyanıklığı öneriyordu.” (103) Bunca ismin yanına, Nezihi'nin şu cümlesini ekleyelim: “Bir insanın sevdikleri ve sevmedikleri, bize, o kişinin şahsiyet ve karakteri hakkında güçlü ipuçları verir.” (61)

Mekânlara yerimiz kaldı mı? Mustafa Nezihi Pesen'ın mekânları çoğunlukla Üsküdar'dadır. Fakat şu hakikatin farkında: “Yunus'un asli mekânı gönüller olmuştur.” (128) Üsküdar'ın yanına Endülüs'ü getirmesi ise hayli dikkatimi çekti. Nezihi, “Endülüs bizim ilk büyük kaybımızdır” diyor. (162) Hemen peşinden duası: “Rabbimiz! Adanmış önderler gene düşsün önümüze. Tüm gemileri yaksınlar.” (164)

Ve vakit. Niçin zaman değil de vakit? Okur okumaz anlıyoruz: Ezan vakti, iftar vakti, serin ve selamette olduğumuz dua vakti. Özetle; Müslüman saati. Nezihi, Ramazan ayının gelişini şu cümleyle anlatmaya başlar: “Hilal şöhret buldu, göründü.” (172) Bayram için: “Allah'ın güzel kulları! Geldi sevinç ve zikir günleri!” (176)

Yazımızı yine onun bir cümlesiyle bitirelim: Bakıp görenlere selam olsun.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Tenekeci
15-06-16
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 1
Yolcu
GÜZEL
Tarih : 16-06-16

Hikmetten nasiblenen gürühdan, emsal alınası hayatlardan misaller... Güzel, çok güzel.

 
GÜZEL BİR KİTAP
Online Kişi: 13
Bu Gün: 586 || Bu Ay: 9.190 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.776 || Toplam Tıklanma: 51.939.682