ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DARBE İZLERİ
Okunma Sayısı: 2030
Yazar: Murat Zelan
İNANMIŞ BİR MİLLET VARSA CIA DİYE BİR ŞEY YOKTUR!

İNANMIŞ BİR MİLLET VARSA CIA DİYE BİR ŞEY YOKTUR!Dünyanın en onurlu kavgası

Şair'den öğrenmiştim.

“CIA diye bir şey varsa sosyoloji diye bir şey yoktur” diyordu.

Dünyadaki “sosyolojik çalkantılar” olarak görülen birçok ayaklanmanın arkasında CIA'in olduğunu son derece veciz bir şekilde anlatıyordu bu ifadesiyle…

Gerçekten öyle değil mi…

Bütün o turuncu devrimlerin…

Ayaklanmaların…

Darbe girişimlerinin…

Etnik ve mezhebi kalkışmaların…

İç savaşların…

Son yüzyılda “halk hareketleri” gibi görünen birçok kaotik hareketin arkasında öyle ya da böyle bir şekilde CIA'in dahli bulunuyordu.

15 Temmuz gecesi de böyle bir geceydi…

Kendilerini yıllarca Türkiye'nin sosyolojisinin bir tezahürü, kendi halinde bir hizmet hareketi olarak takdim eden FETÖ, 15 Temmuz gecesi dünyanın en etkin istihbarat (MANİPÜLASYON) örgütünün maşası olduğunu en açık bir şekilde deklare etmiş oldu.

İşte, 15 Temmuz gecesi, bu millet; şanlı, onurlu, aziz millet neredeyse tüm yüzyıl boyunca kusursuz bir saat gibi tıkır tıkır işleyen “CIA diye bir şey varsa sosyoloji diye bir şey yoktur” anlayışını alt üst etti.

Bu millet, o gece bana şöyle dedirtti: “İnanmış, kararlı, külyutmaz, vatansever bir millet varsa CIA diye bir şey yoktur…”

Yahut: “Türkiye diye bir yer varsa Amerika diye bir yer yoktur.”

CIA'ye, Amerika'ya, güce tapanlar o gece kaybettiler.

40 yıl boyunca Türkiye'ye hizmet etmek yerine Batılı efendilerine hizmet etmeyi görev addedenler, batının kölesi olmayı tercih edenler o gece yenildiler.

Arkasına şer odaklarını alarak tanklarla, F-16'larla, mermilerle, bombalarla donananlar o gece uçakların üzerine atlamak için çatılara çıkan, tankların önüne yatan, tahta çıtalarla darbecilere meydan okuyan, kurşunların üzerine koşan, öldükçe çoğalan, vuruldukça kalkan adanmış milyonlarca masal kahramanının iradesi karşısında tuz gibi eriyip gittiler.

Onurunu satanlar onursuz bir şekilde yaşamaya mahkûm oldular.

Milletini satanlar milletin bağrından sökülüp atıldılar.

Kalemlerini satanların kalemleri kırıldı.

Okyanus ötesinden gelen talimatlar o gece göklerden gelen karar karşısında aciz kaldı.

Okyanus ötesinden yapılan beddualar milletin hayır dualarına çarpıp paramparça oldu.

“Birliklerini boz” diyen büyük hainin 40 yıl boyunca kurduğu birlik bozuldu, 40 yıl boyunca sinsice inşa ettiği şeytan piramidi bir gecede yıkılıp gitti.

“Evlerine ateşler sal” diye ettiği beddua, kalbinde tutuşan bir cehennem ateşine döndü.

Artık Allah'a değil, dünyadaki efendilerine yalvarıyor; “lütfen beni teslim etmeyin” diye…

Ancak güvendiği dağların o haine yararı olmayacak…

Bu millet, büyük haini ve onunla birlikte hareket eden tüm hainleri, sırtını dayadıkları dağlarla birlikte hallaç pamuğu gibi savurup attı.

Hani, bir söz daha vardır; “Güzelim teori pis bir gerçek yüzünden mahvoldu” diye…

İşte o veciz söz 15 Temmuz gecesi “Hain teori onurlu bir halk yüzünden mahvoldu” şeklinde tecelli etti.

Onurlu bir gerçek sayesinde onursuz bir sahtekârlık tarihe karıştı o gece…

Aylarca karanlık odalarda profesyonelce hain planlar yapanların o güzelim teorileri kaskatı bir gerçek, kaskatı bir halk karşısında un ufak oldu.

İstiklal Savaşı'nın kahramanları bir kez daha ortaya çıktı.

Hasan Tahsinler bir kez daha ortaya çıktı…

Fatma Nineler bir kez daha ortaya çıktı…

Sütçü İmamlar, Şahin Beyler bir kez daha ortaya çıktı.

Onların, darbeyi gerçekleştirmek isteyen insanlardan çok temel bir farkı daha vardı.

Darbeciler, darbe gerçekleştirildikten sonra kişisel kazançlarının peşine düşmüşlerdi.

Hain kalkışmadan sonra birçoğu bu milletin servetiyle kurulan kurumların başına geçip kasalarını dolduracaklardı…

Yeni makamlar…

Kabarık banka hesapları hayal ediyorlardı…

O gece tankların önüne yatan, altına giren, uçakların üzerine atlamak için çatılara çıkan, kurşunlara kafa atan, tahta çıtalarla zırh delici mermilere meydan okuyan insanlar ise hesapsızdı, çıkarsızdı, harbiydi…

Kavgadan önce esnafsa kavgadan sonra esnaf, kavgadan önce çiftçiyse kavgadan sonra çiftçi, kavgadan önce memursa kavgadan sonra memur…

Çünkü onlar makam, mevki, para, servet için vermediler bu kavgayı…

Asla paha biçilemez, çok daha onurlu bir şey için verdiler o geceki kavgayı…

Ve kazandılar…

Kavgadan önce bir vatanları vardı, çok şükür, kavgadan sonra da bir vatanları olmaya devam etti.

İşte size dünyanın en onurlu kavgası.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Murat Zelan
01-08-16
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İNANMIŞ BİR MİLLET VARSA CIA DİYE BİR ŞEY YOKTUR!
Online Kişi: 17
Bu Gün: 322 || Bu Ay: 8.858 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.098 || Toplam Tıklanma: 52.157.888