ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 1752
Yazar: Mücahit Öztürk
BİR ÇOCUK NASIL ROBOTLAŞTIRILIR?

BİR ÇOCUK NASIL ROBOTLAŞTIRILIR?"Her şey mübah" eğitimi

Yıllardır dindar, muhafazakâr ailelerin çocukları okul, dershane, etüd merkezi, özel hoca, abi abla evleri derken bir şekilde Fetö'nün eğitim tezgâhından geçtiler. “Çocuğum dinini öğrensin” gibi saf ve temiz bir düşünce ile emanet ettiler çocuklarını bu insanlara. Süreç içinde bir kısmı erken anladı asıl niyetin ne olduğunu ve çocuklarını okullardan aldı, büyük bir kısmı ise 17-25 Aralık süreciyle maskenin düştüğünü ancak görebildi.

Kırkı yılı aşkın bir süre din eğitimi adı altında hedefe giden yolda “her şey mubah” eğitimi verilmiş aslında. Okullara gönderilen çocuk ve gençlerden uygun olanlar seçilip bir beyin yıkama ameliyesi ile devşirilmeye çalışılmış. Önce doğrular söylenmiş, sonra “ama” ile başlayan açıklamalar, teviller başlamış, istisnalar devreye sokulmuş. Tam anlamıyla zihinlerdeki berrak din anlayışını bulandırıp kafa karıştırma operasyonu.

Birçok çocuk ve genç bu muamelenin en hafifinden samimiyetsizlik olduğunu anladı ve bunlardan uzak kalmayı yeğledi. Aileleriyle ters düşme, çatışma pahasına girmedi bu halkaya. Bir kısmı dinden soğudu. Anne babalarıyla sorunlar yaşadı, sunulan bu din anlayışını kabullenemedikleri, samimiyetsiz gördükleri için. Takiyye mantığını anlayamadı, anlamlandırıp bir yere koyamadı zihninde.

Evlerde, dershanelerde, okullarda namaz kılması için zorlanan çocuklar, askeri okullara geldiklerinde namazı terk edin ya da ima ile kılın, hatta ileride eşinizden ve çocuklarınızdan dahi gizleyin emri aldı. Namaz dinin direğiydi ama tedbir için terk edilebilirdi. Yalan söylediklerinde en ağır ithama maruz kalan çocuklara bir makama gelebilmek için her türlü yalanı söylemesi hatta bunu yapmasının ibadet yerine geçeceği öğretildi. Yalan büyük bir günahtı ama gerektiğinde söylemekten çekinilmemeliydi. Arkadaşının kalemini çaldı diye çocuklar disiplin cezası aldı, anne babası okula çağrıldı, utanç yaşamalarına neden olundu, bir daha sakın olmasın diye uyarıldı. Ama sınav soruları çalınıp, milyonlarca kişinin girdiği sınavlarda mensuplara verilebilirdi.

Asla birine iftira atılmamalıydı, iftira en büyük günahlardandı. Ama devletin imkânları kullanılarak devlet büyüklerine en büyük iftiralar atılabilirdi. “Kul hakkı” diye bir şey vardı. Allah kul hakkıyla huzuruma gelmeyin diyordu. Çocuklara aman kul hakkına girmeyin, girdiyseniz de hemen helallik dileyin dendi. Ama sınav sorularını kendi yandaşlarına vererek birçok çocuk ve gencin hakkına girildi. Hak etmeden akademik kariyerler elde edildi. Makamlar, mevkiler boşalsın diye iftiralarla insanlar işten uzaklaştırıldı. İşadamları tehdit edilerek himmet paraları toplandı.

Kurban kesmek hali vakti yerinde olan her Müslümana vacipti. Herkesi kurban kesmeye teşvik etmek gerekir, yakın akraba, tanıdık herkesten bol miktarda kurban bağışı istenirdi. Ama kurban paraları ile kurban kesilmeyebilir, bu paralar her türlü faaliyette çekinmeden kullanılabilirdi. Zekât toplumsal huzur ve barış için çok önemli bir ibadetti. Fakirin hakkıydı. Zenginlerden ısrarla zekâtlarını istemek gerekirdi. Ama öğrenciler için burs adı altında toplanan zekâtlar, daha sonra holdinglere aktarılabilirdi.

Başörtüsü Allahlın emriydi, hatta 28 Şubat öncesi verilen mesajlarla kadınların neredeyse sadece gözleri görünecek şekilde örtünmeleri söylendi. Ama okullarda, kamuda yasaklar gelince rahatlıkla baş açılabilir, kıyafetlerin şekli değişebilirdi. İçki içmeyi yasaklamıştı Allah. Ama önemli bir makamda hele de orduda iseniz rahatlıkla içebilirdiniz. İnsanların ayıbını ortaya çıkarmak, mahremlerine girmek, onları gizlice gözetlemek ahlaki değildi. Allah kitabında bir eve girmeden önce mutlaka seslenin, müsaade isteyin diyordu. Ama birilerini alaşağı etmek, değersizleştirmek gerekiyor ise odalarına kamera yerleştirilebilir, telefonları dinlenebilirdi. Allah hep adaletle muamele etmemizi emrediyordu. Ama kendi menfaatçileri için attıkları iftiralar ile insanlar yıllarca hapse mahkûm edilebilirdi.

Yukarıdaki örnekleri çoğaltmak ve çeşitlendirmek mümkün. Her öğretinin bir “ama” sını oluşturarak genç zihinlerin ne kadar karıştırıldığı, ne kadar bulandığı aşikâr. Bu karmaşık tablonun ortak özelliği ise hedefe ulaşmak için tüm kutsal değerlerin rahatlıkla esnetilebileceği, hatta tam aksi davranılabileceğine iman etmek. Yani; temel değerleri alt üst ederek, yeni bir değersizlik sistemi oluşturmak. Şimdi ise bu “ama” ların tek bir amaca hizmet etmek yani; “devleti ele geçirmek için her yol mubah” eğitiminin bir parçası olduğunu çok daha net anlıyoruz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mücahit Öztürk
16-10-16
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR ÇOCUK NASIL ROBOTLAŞTIRILIR?
Online Kişi: 21
Bu Gün: 417 || Bu Ay: 9.021 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.481 || Toplam Tıklanma: 51.934.514