ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HİKÂYE
Okunma Sayısı: 2133
Yazar: İsmail Kılıçarslan
AKİF'İN TEK CÜMLELİK KOMPOZİSYONU

AKİF'İN TEK CÜMLELİK KOMPOZİSYONUKonu serbest

Okulun ilk haftası… Dörtten beşe geçmiştik. Öğretmen, o ders o klasik kompozisyonu tabii ki yazdırdı: 'Yaz tatilinde neler yaptığınızı anlatınız.'

Köye gitmiş, rahmetli ağababamın buğdaylarını çalıp bakkaldan gazoz almış, ellerimde çorap traktörün havaya kaldırılıp boşa döndürülen tekerine çekirdekleri ayrılsın diye ayçiçeklerini tutmuş, giydiğim koruma kıyafetine rağmen arıların beni sokmasına engel olamamış, Hasan Alıçları mevkiindeki ağaçlarımızdan yediğim vişneler yüzünden ciddi şekilde midemi bozmuştum.

Hepsini tek tek anlattım. Sınıfımızdaki yüksek bürokrat çocuklarının 'bu yaz da Fethiye'ye gittik' yazacaklarından adım gibi emindim. Öğretmenin bana kompozisyondan pekiyi, yazıdan orta, köylülükten zayıf vereceğinden de… Olsun. Coşkuyla anlattım o yaz köyde olan biteni. Akşam alacasında çanlarını tıngırdata tıngırdata meradan gelen malların nasıl olup da kendi ahırlarını bulduklarına her seferinde hayret ettiğimi bile ekledim.

Gözlüklerinin üzerinden kâğıda bakıp 'Akif, bu ne böyle tek cümle… Zayıf mı almak istiyorsun. Bir şeyler daha yaz' dedi öğretmen. Akif 'ne yazayım öğretmenim' diye sordu. Öğretmen 'ne bileyim ben oğlum? Yazın ne olduysa onu yaz' dedi. Akif, 'yazdım zaten öğretmenim' diyerek uzattı meseleyi. Öğretmen hırsla kâğıdı çekip aldı. 'Ver bakayım ne yazmışsın' dedi. Ardından gayriihtiyari yüksek sesle okudu kâğıttaki dört kelimeyi: 'Bu yaz babam öldü.'

'Doğru öğretmenim' dedi bunu duyan Mustafa, 'bu yaz Akif'in babası öldü. Hatta Şereflikoçhisar'a götürdüler Hasan Dayı'yı. Oraya gömdüler.'

Öğretmenimizde en küçük bir şefkat emaresi belirmedi elbette. Malumat veren arkadaşımız Mustafa'ya 'sessiz ol bakayım' bile dedi hatta. Topuklarını tıkırdata tıkırdata masasına yürüdü. Elinde Akif'in kâğıdı… Kâğıdın üzerinde dört kelime: 'Bu yaz babam öldü.'

Teneffüste Akif'in yanına gittim. Bir şey söylemem gerekiyordu ona. Daha doğrusu, ona bir şey söylemem gerektiğini hissetmiştim. Kurabileceğim en yanlış cümleyi kurdum: 'Akif, niye öldü lan baban?'

'Niye olacak oğlum. Sarhoşluktan' deyiverdi. Sonra anlattı olanı biteni.

O akşam karpuz tezgâhını azıcık erken toplamış Hasan Dayı. Yanına Topçu Nuri'yle Yamyam Yaşar'ı da alıp doğru çiftliğe gitmişler. Yalan olmasın, sekizer mi onar mı bira içmişler adam başı. Sonra Yamyam Yaşar 'Rüzgarlı'ya gidek mi dayılar' demiş. Biliyor ya Hasan Dayı'da para olduğunu. Maksat pavyonda para ezdirecek. Hasan Dayı zaten olmuş pilot. 'Gidek la' demiş. Rüzgarlı'nın tam hızlı zamanları. Çökmüşler bir pavyona. Yensin-içilsin derken pavyonda kavga çıkmış. Yan masadaki herif daha da yan masadaki herife emanet göstermiş. Hasan Dayı 'aman' demeye ayağa kalkınca emanetin sahibi bir şey oluyor zannedip dönüp kütületmiş. Kalbin hemen altına girmiş mermi. 'Kalbe girse ossaat ölürmüş babam. Ama Hacettepe'de iki gün daha yaşadı' diye bitirdi Akif sözlerini.

'Lan oğlum sarhoşluktan değil ki, iyilik yapayım diye ölmüş baban' dedim. 'Salak salak konuşma. İçmeye gitmeseydi ölmezdi oğlum' dedi Akif. 'Onu sadece Allah bilir oğlum. Belki o gece evde ölecekti. Nerden biliyorsun?' dedim ben de.

Akşam ekmeğinden sonra anama 'ben bi Yasin okuyacağım ana. Akif'in babasına… Ama bilemedim. Adam sarhoşken ölmüş. Yasin okusam ulaşır mı ki ruhuna?' diye sordum. Anam, 'gâvur ölmemiş ki. Ulaşır tabii' dedi. Ezberimdeydi Yasin. Yine de yüzünden bakarak okudum. Ardından 'evvelen bizzat hulasa-i Kâinat Efendimiz (sav)'in aziz, mutahhar, muazzez ruhlarına…' diye başlayan duayı patlattım. Sonunu da 'Akif'in babası Hasan Dayı'nın da ruhuna hediye eyledim. Sen vasıl eyle' diye bitirdim.

Ertesi gün Akif gelmedi okula. Hâlbuki ona havadislerim vardı. Babasının ruhu için Yasin okuduğumu diyecektim. Ertesi gün de gelmedi. Araya hafta sonu girdi. Pazartesi de gelmedi Akif okula. Mustafa'ya sordum en son. 'Senin haberin yok mu oğlum. Koçhisar'a göçtü onlar' dedi.

Sonraki kompozisyon dersinin konusu serbestti. 'Babası ölen çocuklar Koçhisar'a göçer' yazdım kâğıda…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İsmail Kılıçarslan
15-01-17
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AKİF'İN TEK CÜMLELİK KOMPOZİSYONU
Online Kişi: 18
Bu Gün: 214 || Bu Ay: 8.818 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.218 || Toplam Tıklanma: 51.932.060