ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞUUR YAZILARI
Okunma Sayısı: 2272
Yazar: Sezai Karakoç
ÇAĞ VE DERVİŞ

ÇAĞ VE DERVİŞ

Sezai Karakoç'un bu yazısını yıllardan beri Doğruluş'a koymayı düşünürdüm. Bir türlü nasip olmadı. Dostlarımızla bir sohbetin ardından ihtiyaç zirveye çıktı. Hemen kitaplığa koştum. Ama heyhat! Bu yazının da içinde yer aldığı Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III kitabı yoktu. Mutlaka birilerine vermiştim. Sırf bu yazıyı koymak için kitabı yeniden getirttim. Ve gelir gelmez klavyenin başına geçtim.

Günümüz dervişlerinin bu yazıdan alacağı çok ders olduğuna inanıyorum.

ÇAĞ VE DERVİŞ

Dervişliğin gerçekte ne olduğu iyi bilinir ve anlaşılırsa, çağımızda da geçerli, hem belki her çağdan daha geçerli olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Dervişlik öyle sanıldığı gibi, dünyayla, insanlarla ilgiyi kesmek demek değildir. Dervişlik, rahiplik demek değildir. Dervişlik, kesin bir konum ve görünüm, belli bir biçim alış değil, bir ruh hâlidir. İçimizde bizim gibi yaşayan insanlar da hiç de kendini toplumdan soyutlamadan bu ruh hâlinde olabilir. Ve asıl dervişler bunlardır. Çünkü topluma ve insanlara katkıda bulunacak olanlar bunlardır.

Derviş, rûhunun en derin noktasında bir sır saklar. Bu sır, onunla Tanrı arasındadır. O, yüreğinin bütün gücüyle Allah’a ve yalnız O’na ait olduğunu fısıldar durur kendi rûhunun kulağına. Dünyayla ilgilenmez değil. Ama bu ilgileniş yine Tanrı içindir. İnsanların arasında yaşar ve gece gündüz onlara yararlı olmaya çalışır. Fakat amacı bunlardan bir çıkar sağlamak, alkış ve övüş almak değil, Tanrı’nın râzılığını elde etmektir.

Toplumdan ve insanlardan kaçışta değildir Tanrı râzılığı. Derviş kılığı diye bir kılığa girmekte de değil. Gösterişten âzâde, insanlara hizmet etmektedir Allah’ın râzılığı. İnsanlara hizmet için çekilen çileler, katlanılan eziyetler, hakîkî dervişlik riyâzeti sayılsa yeridir.

Çağımız en muhtaç çağ aslında dervişlere. Çünkü materyalizmin kökünü kazıyacak olan yine dervişlerdir. Kirlenmiş politikayı arıtacak ve gerçek devlet yönetimi ve halk hizmeti hâline getirecek olanlar yine derviş gönüllü, yüce ruhlu idealistlerdir.

Derviş için de bu çağ kadar hizmete imkân verecek çağ olamaz. Gençliği kurtarmak, şüphe ve inkâr bataklığında bocalayan ve âhirete çok yaklaşmışken hâlâ îmâna bile kavuşamayan ihtiyarları bir şimşek ışığı gibi hızla bataktan çekip almak, bu ruh pehlivanlarının ve kahramanlarının işi…

Derviş, çağ kaçkını değil. Tam tersine, çağın ortasına dalan kişidir. İşler, niyetlere göredir. Dervişin niyeti, çağı Tanrı hakkından mahrum bırakmamaktır. O, ilk bakışta dünyaya dünya için çalışanla aynı görünümde olsa bile, buna önem vermez. Kendine güveni tamdır dervişin. Yolunu ve yordamını net olarak bilendir o. Geçmiş çağların kopyacısı değildir. Geçmiş çağların isterleriyle çağın isterlerini ayırabilendir.

Teknoloji dervişi aşmamalı, onu dışta bırakmamalıdır. Teknoloji dervişliği dışlayamamalıdır. Çağın mutluluğu ve mutsuzluğu bu noktada gizli. İş adamı, iş adamı olmaktan çok iş adamı olursa; politikacı, politikacı olmaktan çok politikacı olursa… yüreklerinde bir parçacık olsun dervişlikten eser kalmamışsa, insanlık gelecek zamanı sağlıkla nasıl kucaklayacaktır? Güne, günlüğe, gündelik ve günübirliğe bu denli kapanan çağ insanı, miras olarak geriye ne bırakacaktır? Fânîliğe bu kadar angaje olan çağdan, ateş, kül ve dumandan başka ne kalacaktır?

Derviş, gerçek kalıcılığın sırrını bulan, kendisine bu sır buldurulan insandır. Çağın paniğine kapılmayan, çağın rüzgârlarından etkilenmeyen, serinkanlı insandır günün gerçek dervişi. Ana caddelerde yürüyen o olduğu vakit, iki cihan savaşıyla insanoğlunun bahtını karartan çağda büyük değişimin başladığını anlamamızın vakti gelmiş demektir.

Geçmiş zamanın dervişleri bugün gelmiş olsalardı tüm çağdaş faaliyetler içinde kendi sırlarını arar ve gizler bulacaktınız onları. Dağ başlarında veya kapalı cemaat  halkalarında değil, toplumun tam ortasında, meydanda tüm sorumlulukları yüklenmiş, tüm risklere göğüs germiş, tüm sorunlara gülümseyerek cevap bulmaya çalışırken görecektiniz onları.

İslâm’ın mânevî yolunun eri, ereni olan derviş, çağımızda, onu, petek petek ören bir mimar gibi işleyecek ve yeni baştan medeniyetin cevheri gibi değerlendirecek olandır.

Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III, 4. baskı, 2013, s. 47

Yazar: Sezai Karakoç
25-02-17
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÇAĞ VE DERVİŞ
Online Kişi: 27
Bu Gün: 285 || Bu Ay: 6.275 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.306 || Toplam Tıklanma: 52.118.014