ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 1370
Yazar: İbrahim Kiras
O CAMİ AVLUSUNU DOLDURAN DUYGU

O CAMİ AVLUSUNU DOLDURAN DUYGUAkif Emre’yi yazmak istiyordum günlerdir; bir türlü o takati bulamadım kendimde ve yazamadım. Çünkü hâlâ gerçek olduğuna inanamadığım bu kayıp beni ziyadesiyle etkiledi. Çok yakın olduğumuz için mi? Gerçi çeyrek asrı aşkın bir arkadaşlık-kardeşlik hukuku vardı aramızda ama yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediği, hatta öyle sık görüştüğümüz bile söylenemezdi. Belki her ikimiz de pek sosyal karakterli olmadığımız için…

Zaten ilgi alanlarımız da epeyce farklıydı. Hatta bazı temel konularda görüşlerimiz de aynı istikamette değildi. Ama şaşılacak şekilde, birtakım güncel siyasi meselelerde hep aynı hizada buluştuk. 1 Mart tezkeresinden Gülenciler eliyle gerçekleştirilen malum işlere, Gezi Parkı olaylarının analizinden hükümetin Suriye siyasetine kadar pek çok konuda…

Akif Emre, biliyorsunuz, geniş kitleler nezdinde tanınan biri sayılmazdı. TV ekranlarında hemen hiç görünmezdi; gazete köşesinde yazdıklarını okumak ve anlamak için de asgari bir birikime ihtiyaç olduğu için kitlesel bir figür değildi. Fakat buna rağmen ölüm haberinin oluşturduğu etki ve özellikle cenaze törenine gösterilen ilginin büyüklüğü şaşırtıcı ölçüdeydi.

20 bin kişilik kapasiteye sahip olduğu söylenen Fatih Camii o gün hınca hınç doluydu. Vakit namazı esnasında koskoca camide boş yer kalmadığı için cemaatin bir bölümü iç ve dış avlularda serilen hasırlar üzerinde namazlarını eda ettiler. Cenaze namazı sırasında ise kalabalık dış sokaklara kadar taşmıştı.

Neden bu ayrıntılara dikkat çekiyorum? Şundan: Akif Emre’yi son yolculuğuna uğurlamak üzere o gün Fatih Camiine akın eden o büyük kalabalığın çok büyük bölümü merhumla hayattayken tanışıp yüz yüze görüşmemiştir herhalde. Hatta yazılarını sürekli olarak takip edip okuyanlar da o kitlenin çoğunluğunu oluşturuyor değildir muhtemelen.

Öyleyse ne?

***

Dediğim gibi, Akif Emre popüler bir yazar değildi. Kendisini kitlesel anlamda bir kanaat önderi olarak benimseyip bayraklaştıracak bir örgütü-cemaati vs. de yoktu. Demek ki vefatının kendiliğinden oluşturduğu geniş toplumsal etki Akif Emre’nin temsil ettiği değerlerle ilgili olmalı. Daha doğrusu, hem Akif Emre’nin kişisel duruşu itibarıyla sahip olduğu mümessillik niteliğiyle hem de söz konusu değerlerin başka kişi, grup ve kurumlarca temsili konusunda gözlemlenen problemlerle…

Merhum erken ve ani ölümünün uyandırdığı şokun da etkisiyle kaybettiğimiz -veya kaybetmekten korktuğumuz- başka şeylerin de sembolüne dönüştü sanki.

Kaybettiğimiz veya kaybetmekten korktuğumuz o “şey”ler neler peki?

***

Acı haberi duyar duymaz “haberiyat” sitesinin bürosuna koşmuş, orada toplanan yakınlarının ve bir avuç arkadaşının vakur gözyaşlarına eşlik etmekten başka bir şey yapamadan beklemiş, aziz bedeninin cenaze aracına bindirilip gasilhaneye götürülmesinin ardından ailesini ve yakınlarını acılarıyla başbaşa bırakıp günlük işlerimizin başına dönmek zorunda kalmıştık.

Allak bullak olmuş bir halde gazeteye döndükten sonra bir süre “Akif Emre neden bu kadar değerli biri hem benim için hem de bu ülke için?” diye düşündüm ve sonra sosyal medyada şunu yazdım: “Bugün bir karakter abidesini kaybettik. Maalesef sayıları giderek azalan ahlaklı, vicdanlı, haysiyetli kalemlerden biri daha sustu bugün...”

***

Galiba artık sanatçıların, bilim adamlarının, düşünürlerin ve topyekûn aydın sınıfının yerine kıblesiz, omurgasız, ahlaksız cahil trollerin fikir ve siyaset dünyasının kanaat önderliğine getirilmek istendiği bir günde Akif Emre’nin kaybı başka bir zamanda beklenmeyecek bir şiddette sarstı toplumun bir kesimini.

Çünkü, dediğim gibi, sevdiğimiz bir arkadaşımızı ve bu milletin bir değerini kaybettik ama bu kayıp Akif Emre’nin şahsında temsil edilen değerlerin değerini de en sarsıcı biçimde gündeme getirdi.

Bir anlamda, hâlâ kaybına ağladığımız aziz arkadaşımız yalnızca hayatındaki duruşuyla değil ölümüyle de ahlakın, vicdanın, karakterli duruşun değerini hatırlattı insanlara ve bu hassasiyeti paylaşan büyük bir kitlenin kendini göstermesine vesile oldu.

Yüreğimizi yakan ateşin çabucak küle dönüşmesi mümkün görünmüyor ama kaybımızın tesellisi belki de bu tecelli.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Kiras
27-05-17
E mail: karar.com
 
 
Yorumlar: 1
Şener Şen
Kalpten Kalbe
Tarih : 29-05-17

Hayat-ı içtimaiyyede kamunun hissiyatına tercüman olmak, dahili bulunduğu toplumun kültürel genlerini taşımak ne güzel bir erdemdir. İşte bu hususiyeti yaşıyan merhumun ahirete irtihali tercümanı olduğu kitleler tarafindan gönüllerde hissedilmiş ve hüzun duyulmuştur. Ne mutlu milletinin gönül nı olanlara...

 
O CAMİ AVLUSUNU DOLDURAN DUYGU
Online Kişi: 29
Bu Gün: 564 || Bu Ay: 9.787 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.591 || Toplam Tıklanma: 51.945.938