ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1188
Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
İNSAN REZİDANSTA DEĞİL MAHALLEDE YETİŞİR

İNSAN REZİDANSTA DEĞİL MAHALLEDE YETİŞİRGüzel âdetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz vardı. Tanzimat sürecinde düştüğümüz “Batılılaşma sendromu”, genel ve yaygın ifadesiyle “bizi biz yapan” değerlerden bizi kopardı...

Ne lâyıkıyla “biz” kalabildik, ne de “Batılı” olabildik. Cemi cümlemiz “Batıcı” olarak, bata-çıka yaşamaya çalışıyoruz!

Başkasının yürüyüşünü taklit edelim derken, kendi yürüyüşümüzü unuttuk ve tabii ayaklarımız birbirine dolaştı: Yüzükoyun kapaklandık!

Şimdi doğrulma (bir anlamda yeniden dirilme) çabamız var. Bu çabaya belki katkısı olur düşüncesiyle, bir zamanlar vazgeçilmezlerimiz olan bazı âdet, gelenek ve göreneklerimizden bir demet sunmak istiyorum...

Bir yere mahalle kurulmadan önce mescit inşa edilir, “imam evi”, “müezzin evi”, “hizmetli evi” derken, semt yavaş yavaş “mahalle”ye dönüşürdü.

Her mahallenin en vazgeçilmezi “mahalle mescidi” ve “mahalle imamı” idi. Mescide “Beytullah” (Allah’ın evi) denir, imam büyük saygı görür, mahallenin yöneticisi ve danışmanı görevi de yapardı.

Sünnet tüm ayrıntılarıyla baştacı edilirdi: 1830’larda İstanbul’a gelip dokuz yıl kalan Fransız yazar Brayer’in de belirttiği gibi, bu ülkenin Müslümanları “Peygamber Hazret-i Muhammed’e hayrandı... Hayatlarını ona göre düzenlemeye çalışırlar, sadece onu örnek alır, onun izinden gider ve sadece onu taklit ederler”di...

Hayat “zikir kokulu”ydu: Her işe “Bismillah” diye başlanır, sonunda “Elhamdülillah” çekilirdi. Hatta öfkelerinde, hayretlerinde ve yılgınlıklarında bile “Allah” vardı. Her adım, “Tevekkeltü Alellah” diye atılır, kızınca, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh...” çekilir, hayret edildiğinde “Hay Allah!..”, “Allah Allah”, “Lailahe illallah”, “Fesübhanallâh!” denilir, haksızlığa uğranınca “Hasbünallâh!..” eşliğinde Allah’a sığınılır, daha olmazsa “Neuzubillah!” denilerek yaka silkinirdi...

İnsanlar yere tükürmez, sokağa çer-çöp atmazdı: Çünkü bunun “kul hakkı” oluşturduğuna inanılırdı (Comte de Marsigli, “Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler, daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür” diyerek atalarımızı eleştiriyor)...

Her türden bitki, özellikle de caddelerdeki ulu çınarlar “zakir” (zikreden) muamelesi görür, tüm canlılarla birlikte tabiata saygı duyulurdu. Sokak hayvanları ile vahşi hayat koruma altındaydı (İtalyan yazar Edmondo de Amicis şöyle yazıyor: “İstanbul’da, sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür.”

Her mahallenin “Avariz” adı verilen bir vakfı vardı: Mahallenin ihtiyaçlarını bu vakıf karşılar, fakir-fukara, garip-guraba hem bu vakıf, hem de mahallenin zenginleri aracılığıyla “namerde muhtaç” olmadan, haysiyetleriyle yaşarlardı...

Evlerin cephesi, “Evi kıbleye dönük olmayanın gönlü kolay kolay kıbleye dönmez” anlayışı içinde, mümkün mertebe kıbleye dönük inşa edilirdi...

Bir evin önüne yeni bir ev yapılacaksa, eski ev sahiplerinden izin istenir, helâllık alınır, ancak ondan sonra yeni evin inşasına başlanırdı... Komşunun önünü kapatmak, manzarasını ve güneşini kesmek “kul hakkı” sayıldığından, bu konuda çok titiz davranılırdı...

Arsada ulu bir ağaç varsa kesilmez, ev ağaca zarar vermeyecek şekilde yerleştirilirdi...

Evlerin giriş kapısının üzeri geniş bir çatı ile kaplanırdı. Amaç hayır yapmak ve dua almaktı. Gelip geçen o çatının gölgesinde yağmurdan, kardan ve güneşten korunur, ev sahiplerine dua ederlerdi...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
16-08-17
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İNSAN REZİDANSTA DEĞİL MAHALLEDE YETİŞİR
Online Kişi: 26
Bu Gün: 195 || Bu Ay: 8.799 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.196 || Toplam Tıklanma: 51.931.960