ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1170
Yazar: Selçuk Türkyılmaz
KÜRESEL EMPERYAL SİSTEME UYUMLU UNSURLAR

KÜRESEL EMPERYLA SİSTEME UYUMLU UNSURLARTürkiye’de aydın olmayı sınıfsal, ideolojik veya meslekî bir sıfat zannedip bunlardan herhangi birine mensup olduğu için kategorik mensubiyet hakkını elde ettiğini düşünen epeyce bir kişi vardır. Üstelik onlar, bu mensubiyetin kendilerine üstünlük kazandırdığı hissinden hareketle tuhaf bir seçilmişlik duygusuyla yaşamlarını sürdürürler. Ahmet Mithat Efendi, zamanımızda yaşasaydı, bugünün Felatun Bey tipine bir romanında yer verir ve onu asrî çehresiyle gözümüzün önüne sererdi. Felatun Bey, Batılılaşma maceramızla birlikte ortaya çıkan bir gerçekliğin edebiyata yansıyan ortalama yüzüydü. Ahmet Mithat Efendi, bu insan gerçeğini görmüş ve ölümsüzleştirmiştir. Bugün de aydınlanmayı sınıfsal, ideolojik ve meslekî bir ayrıcalığa indirgeyen yeni tipleri tasvire ihtiyacımız var.

FETÖ’cüler ne olduğunu bilmedikleri “sol”a karşı düşmanlıkla kendilerine bir kimlik inşa etmişti. Liberal Kemalist sol, evrensel değerlerin doğal temsilcisi rolüyle Felatun Bey’in küçümseyici bakışlarına yeniden can vererek varlığına anlam kazandırdı. Marksizm’den Amerikan emperyalizmine asker yazılmaya varan mesafeyi çok kısa bir zaman içinde kat eden PKK ve sevicileri de muhaliflik üzerinden kurguladılar kendilerini. Şimdi de “din” tabanlı sosyal oluşumlardan bir kısmı “muhalefet” süreçlerine dâhil olarak yeni bir kimlik inşası derdindedir. Bu gelişmeleri anlamlı hâle getirebilmek için muhakkak Gezi Parkı’nda yaşanan hadiselere dönmek zorundayız.

Gezi Parkı Kalkışması’ndan bu tarafa yaşadığımız hadiselerin karmaşık yapısının açıklığa kavuşturulamamasını hangi gerekçelerle izah etmeliyiz? Bugün Kürtçü bir siyasî kimlikle hareket eden Marksizm orijinli PKK ile Kemalizm’e düşmanlıktan beslenerek güç devşirmiş din söylemcisi FETÖ’cü takımını liberal laikçilerle bir yerde buluşturan asıl etmen nedir? Herhangi bir sivil toplum şemsiyesi altında bir araya gelmiş ve gerçekten toplumumuzun çok farklı kesimlerine mensup olduğu izlenimini veren başka kimselerin, düşünce özgürlüğü bağlamından hareketle bu tuhaf birlikteliğe destek olmaya çalışması izah edilmeye muhtaç bir durumdur.

Yaşadığımız dönemin, olağanüstü hadiseleri sıradanlaştırıcı bir özelliği var. Amerika I. Körfez Savaşı’ndan bu tarafa bölgemizi baştan aşağı, yeniden düzenlemeye çalışıyor. 11 Eylül’den sonra ise coğrafyamızdaki faaliyetleri çok daha yıkıcı bir boyut kazandı. Süreç içinde Batı emperyalizmi topraklarımızda alt-emperyal güç odakları oluşturdu. Amerika’nın ve diğer Avrupalı emperyalist güçlerin bölgemize yönelik tehdit edici, yıkıcı, dönüştürücü varlığı ortada iken sınıfsal, ideolojik veya meslekî tepkilerle hadiseleri sıradanlaştırmak körlükle izah edilemez.

Hâlbuki bütün dünyayı etkileyebilecek yepyeni gelişmeler karşısındayız. Avrupa eski gücünü kaybetti ve kendini yenilemekte zorlanıyor. Amerika’nın yirminci yüzyılda kurduğu küresel hegemonyanın yerinde yeller esiyor. Bunun karşısında alternatif güç merkezlerinin de yardımıyla sömürge bölgelerinde istikrar adaları ortaya çıkıyor. Bu durum, Avrupa ve Amerika’nın hareket kabiliyetini kısıtlıyor. Artık eskisi gibi her istediklerini elde edemiyorlar. Bunun elbette sömürgeci devletler ve sömürülen bölgeler açısından çok önemli sonuçları olacaktır. Amerika ve Avrupa devletlerinin, on dokuzuncu yüz yılın son çeyreğini hatırlatır yeni bir istila faaliyetine başlaması, ortaya çıkan ilk sonuçlar arasındadır. Eğer gelişmeler bu şekilde devam ederse Avrupa ve Amerika’da bazı devletlerin İsrail ile ilişkisine yeni bir biçim verme arayışına gireceği de aşikârdır. Çünkü mevcut sistem sınırlı sayıda güç merkezinin istekleri doğrultusunda oluştu. Süreci belirleyecek olan kimin ne kadar boyun eğmeye devam edeceğidir.

Yukarıda sıraladığımız grupların bir araya gelmesine şaşırmalı mıyız? Evet, şaşırmalıyız. Eğer zihnimizi, “oyun” kavramının çağrışımlarına teslim edersek gündelik hayatımıza yön veren büyük değişimleri anlamaktan uzaklaşırız. O zaman mutlak bir sonucun herkesi esir almasına ses çıkaramayız. Yaşadığımız olaylar mutlak bir sonucun kurgulanmış aşamalarına tekabül etmiyor. Yani, amiyane bir tabirle maçın sonucu belli değildir. Şaşırtıcı görünen birliktelikler, Amerika ve Avrupa devletlerinin gücünü “hâkim-i mutlak” kategorisi içinde görmeye alışmış zihinlerin beklentilerine göre şekillenmiştir. Her birinin tekil macerası sınıfsal, ideolojik veya meslekî sıfatların yabancılaştırıcı alanında yaşandı. Bireysel kimlik üretememeleri de salt bu nedenledir. Kategorik mensubiyetin rahatlatıcı rehavetine teslim oldular.

Hâlbuki Amerika ve Avrupa devletlerinin yeni dönem sömürge siyaseti yukarıda bahsettiğimiz teslimiyet üzerine kuruluyor. Günümüz siyasî analizlerinde Amerika ve Avrupa sömürgeci devletlerinin çok ciddî bir nüfus krizi içinde oldukları göz ardı edilmemelidir. Artık bu ülkeler ve devletler dünyayı yeniden sömürgeleştirecek nüfus gücüne sahip değildir. Bu eksiklik, coğrafyamızdan devşirecekleri önemli sayıda insanla giderilecektir. Dünyanın yeniden sömürgeleştirilmesi için sömürgeci devletler adına alanda faaliyet gösteren büyük gruplara ihtiyaç var. Bireysel teslimiyetlerle bu büyük açığın kapatılması imkân haricindedir. Dolayısıyla yeni alt-emperyal güç merkezlerinin kurulması gerekiyor ve biz şimdi bu sürece tanıklık ediyoruz. Farklı sebeplerle Amerika ve Avrupa ülkelerine sığınan unsurların bir şemsiye altında bir araya gelmeleri yeni bir kimlik inşasının ilk merhalesidir. Bunun bir örneğini 2013 Gezi Parkı hadiselerinde görmüştük.

Türkiye’nin Afrin ve Mümbic Zeytin Dalı Harekâtı’nı küresel denklem içinde meydana gelen bu değişimler doğrultusunda izah edebiliriz. Türkiye basit bir çıkış yapmadı. Öyle olsaydı küresel emperyal sisteme uyum sağlamış unsurlar bu kadar öne çıkmazdı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Selçuk Türkyılmaz
06-02-18
E mail: gercekhayat.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KÜRESEL EMPERYAL SİSTEME UYUMLU UNSURLAR
Online Kişi: 28
Bu Gün: 468 || Bu Ay: 9.072 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.549 || Toplam Tıklanma: 51.935.940