ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1195
Yazar: Murat Başaran
TOP KALEYE GİRDİ BİR KERE!

TOP KALEYE GİRDİ BİR KERE!Recep Tayyip Erdoğan’ın samimiyetine inanıyor/ inanmak istiyorum.

15 yıldır iktidarda olmasının sebebi, bizim bu inancımızdır.

Sadece milli görüş, sadece değişim, sadece merkez ısrarıyla hareket etse, bu şarkı bu kadar uzun sürmezdi.

Milleti, milletini seven bir adam olarak kucakladı, millet inandı, o da bu inancı taşımayı başardı.

Özeti budur.

Fakat, geçen gün yaptığı açıklamalar sebebiyle ortaya çıkan infial haksız da değildir.

Çünkü iş kazası, yol kazası, ihanet, mecburiyet isimleri takıp tevil ettiğimiz o kadar çok yanlış da yapıldı ki…

Onun için hem “çantada keklik” görülmekten ve hem de “endişeli bir kalple” yaşamaktan bıktık.

Abant Toplantıları bulaşığı, İlahiyat Dekanlığı yapmış ve “İslam’ın reforma ihtiyacı var. Kur’an-ı Kerim tarihseldi. Yüzde kırkı atılmalıdır. Peygamber postacı gibidir. Haber vermiş, işi bitmiştir. Kiliselerde bulunmaktan büyük zevk alıyorum. Başörtüsü dinin gereği değil, ihtiyaç meselesidir.” herzelerini yemiş adamı bakan yapıp diyaneti ben mi bağladım ona…

Mehmet Aydın’dan bahsediyorum.

Bu adamı ben mi bakan yaptım?

Bu adam bakan yapılırken ne olduğu kim olduğu bilinmiyor muydu?

İlahiyatlara sahip çıkmak iyi… Diyanete de sahip çıkalım.

Zekeriya Beyaz dekanlık yapmadı mı?

Çok itibar ettiğiniz Hayrettin Karaman arkadaşlarıyla birlikte muta nikahına cevaz veren ve sadece reformist masonlara atıf yaparak 300 bin dolarcık karşılığında tefsir yazmadı mı?

Bu tefsir hala Diyanetin sitesinde yayında değil mi?

Bay Bekir Bozdağ, en yakın ekip arkadaşı, geçtiğimiz aylarda din eğitiminden bahsederken “merdiven altından kurtaracağız” derken neyi kast etti? Millet neden merdiven altını tercih ediyor?

Veya Bozdağ “Vehhabi misin, Hanefi misin diye sormayacaklar” derken nasıl bir itikadi bakış açısını sergiliyordu?

Belki dünyanın en iyi insanıdır. Tanımadım. Tanışmıyorum. İbrahim Kalın’ın Hüseyin Nasr talebesi olması içimi ferahlatmıyor. Aksine hep bir rezerv ihtiyacı hissediyorum.

Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza, Fazlurrahman, Musa Carullah, Ali Şeriati neyi temsil ediyor?

Molla Gürani, Ahmed Yesevi, Ebussud, Birgivi, Gazali, İmam-ı Azam neyi temsil ediyor?

Osmanlı hangilerinin peşinden gidiyordu.

Abdülhamid Han’a düşmanlık edenler kimlerdi?

Bizim şaşmaz kaidelerimiz var.

Yol da gayet bellidir. Güncellenecek bir şey de yoktur.

Hadi içtihat gerektirecek yeni bir durum oldu diyelim… Müçtehit olarak kimin peşinden gideceğiz. Diyanetteki o yapının adının “Din İşleri Yüksek Kurulu” olması bana bir şey ifade etmiyor.

Kurucusu ve müfredat belirleyicisi İsmet İnönü olan İlahiyat Fakültelerinin kriterleriyle mi “müçtehit” makamının tarifini yapacağız, yoksa mesela şiirlerini harika okuduğunuz Necip Fazıl’ın üstadı ve aynı zamanda Osmanlı dönemi üniversitesinde en yüksek titr ile ders veren Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin kriterleriyle mi?

Bu arada tekrar sorayım. Güncellenecek ve içtihat ihtiyacı duyulan ne var?

Hangi yenilik, hangi mecburiyet, hangi olmazsa olmaz yeni bir hüküm gerektiriyor da Müslümanlar kıvranıp duruyor?

İçtihat yapılabilir. Ama ayağa düşerse (ki müçtehit olduğunu iddia edenden geçilmiyor) FETÖ gibi zinaya bile fetva bulur zamane allameleri: “Git kızım, yat kızım! Cihat yapıyoruz!” “Zaruret halinde içki içilebilir!” “Başörtüsü, tesettür teferruattır!”

Haa… Bu arada bir ders alıyoruz. Büyük bir ders…

Şöhret budalalığıyla detay ve kişiye özel dini meseleleri gereği yokken uluorta konuşmayacaksın. Din kitabı pazarlamayacaksın. Dinden, vaazdan, din kitabından geçinmeyeceksin. Bunu meslek haline getirmeyeceksin.

Karşı tarafın adamı kol gibi dayıyor sonra: “Domuz eti yememekten bahsettiğiniz kadar yetim hakkı yememekten de bahsetseniz ya!” Haklı… Kul hakkının, hele yetim hakkının hükmüne ne kadar riayet ediyoruz? Etsek bu salak tartışmaların içinde boğulur muyuz? Müslüman – muhafazakar kesim iktidar- makam- varlık imtihanında ne durumdadır?

Xxx

Daeş’i- Işid’i kuran belli, kullanan belli.

O dangalakları Müslüman sanıp, İslamiyet’i onlar üzerinden yorumlamak isteyenler ister yerli olsun ister yabancı, ya ahmaktırlar ya hain…

Adnan Hoca ve kedicikleri için ses çıkarmayacağız…

“Kur’an’ın yüzde kırkı atılmalıdır” diyen adamı bakan yapacağız…

“Hazreti Ademin de babası vardır” diyen adam itibar görecek…

Nurettin Yıldız’ın saçmalıkları için kıyameti koparacağız.

Tuhaf değil mi yahu!

Xxx

Kadınlar gününde, kadınları memnun etme coşkusuna mı kapıldık bilmiyorum ama…

Golü kendi kalemize attık.

Hakem de orta noktayı gösterdi.

Şimdi yalpalamanın/ sıvamanın alemi yok.

Fakat biz bu maçı alırız.

Niyet hayr ise, akıbet de hayrolur!

Belki kibre kapılacaktık; bu arıza nazar boncuk olsun!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Murat Başaran
11-03-18
E mail: medyamit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TOP KALEYE GİRDİ BİR KERE!
Online Kişi: 29
Bu Gün: 492 || Bu Ay: 6.482 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.781 || Toplam Tıklanma: 52.121.476