ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1991
Yazar: Ömer Lekesiz
KUDÜS HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTEYENLERE BİR İMKÂN

KUDÜS HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTEYENLERE BİR İMKÂNKudüs, bilginin Mecra’sında...

Tarihi, dini ve siyasi yönüyle Kudüs’ü anlatan kitapların azlığından ve hatta mevcutlarının da yetersizliğinden söz edilmesi bana biraz tuhaf görünüyor.

Çünkü kadim bir şehrin bilgisi de kadimdir ve buna bağlı olarak coğrafi ve tarihi planda yaygın olan bir bilgidir. Ayrıca dünya güçlerinin (dolayısıyla çeşitli medeniyet ve kültürlerin) burada hakimiyet kurma serüvenlerinin kaydı ciddi bir yekun teşkil etmektedir.

Öte yandan, Kudüs’e salt dini bağları nedeniyle muhabbet besleyen tarihçilerin, şairlerin ve tahkiyecilerin ferdi çalışmaları, kütüphanelerin tozlu raflarından daha yeni yeni günışığına çıkarılmakta, çıkarılmış olanların günümüz okurlarıyla buluşması bile zaman almaktadır.

Örneğin, Yasin Coşkun ve Menderes Velioğlu tarafından yayıma hazırlanan Na’îmî’nin (v. 1567) Fezâ’il-i Kuds adlı eserinin, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından geçtiğimiz yılda kitaplaştırıldığını bilen kişi henüz çok fazla olmasa gerektir.

Bunlardan hareketle, Kudüs’le ilgili kitapların bulunmayışından şikayet edenlerin, bir bilgiye ihtiyaç duyan onu mutlaka bir şekilde edinir hakikatinden hareketle hiç de haklı olmadıklarını söyleyebiliriz. Ancak bu, ilgili bilgiye duyulan fiili ihtiyacı ve bu bilgileri hem doğru hem de doğrudan edinme kaygısını ortadan kaldırmaz. Diğer bir söyleyişle, herkese gidin gerekli bilgiyi kütüphanelerden edinin diyemeyeceğimiz gibi, günümüzdeki bilgi edinme araçlarını gereğince kullanmadan, söz konusu eksikliğin ortadan kaldırıldığını da ileri süremeyiz.

Bu durumu müdrik olan kardeşim Taha Kılınç, gençliğinin ve enerjisinin hakkını vererek, Albayrak Yayın - dijital medya grubundaki yetkilileri ikna etmek suretiyle, Kudüs’ün bilgisini gzt.com içindeki mecra’da, “Kudüs: Bir Şehrin Hikayesi” adıyla, mikro site şeklinde internet ortamına taşıdı. (Mezkûr siteye ulaşmak için tıklayınız)

Bu mikro site mecra’nın ilk hizmetlerinden biridir. Mecra’nın asıl işi ise, Kudüs’ü de kendiliğinden ihtiva edecek şekilde şöyle planlanmış:

-Mecra, Türkiye’de yaşayan herkese, İslam coğrafyasına olan bitenlerin bilgisini taşıyacak,

-İslam dünyasından öğrenim görmek üzere Türkiye’ye gelenlere, kendi bölgeleriyle ilgili bilgileri paylaşabilecekleri bir platform yaratmak,

-Mecrasızlıktan şikayet edenlerin, kendilerini ifade edebilecekleri kanalların bulunmayışından yakınanların Mecra’sı olmak.

Biz gelelim, “Kudüs: Bir Şehrin Hikayesi” adlı mikro siteye.

1. Zaman Tüneli (Kudüs’ün tarihi kronolojisi), 2. Aktörler (Kudüs tarihinin önemli simaları), 3. Mescid-i Aksa (Harem’in mekan bilgisi), 4. İşgal Altındaki Kudüs ve 5. Haritadaki Değişimler (Yahudi işgalinin etapları ve ebatları) şeklindeki 5 ana bölümde Kudüs için herkesin ihtiyaç duyacağı ilk ve en önemli bilgiler net olarak işlenmiş.

Örneğin, Kudüs’ün tarihi M.Ö. 3500’le başlatılırken, “Tevrat kaynaklı rivayetlere göre, Hz. Nuh, oğullarından Ham’a bugünkü Kudüs ve çevresini miras olarak bırakmıştır. Ham’ın oğlu Kenan döneminde bölgede ilk yerleşimlerin başladığı düşünüldüğü için, Filistin’in ismi birçok eski metinde ‘Kenan diyarı’ olarak geçer. İslâm kaynaklarında da ‘Kenan illeri’ şeklinde atıf yapılan coğrafyanın Hz. Nuh ve oğullarıyla bağlantısı konusunda, net bir rivayet yoktur. Bugünkü arkeolojik veriler, Kudüs ve çevresinde ilk yerleşimlerin M.Ö. 3500’lerde gerçekleştiğini göstermektedir. Tarihî kaynaklara göre, Kudüs’ün ilk sakinleri, putperest göçebe kabilelerdir” bilgisine yer verilmiş.

Bu bilgilerin netliği ve sadeliği, günümüz okurlarını mevcut olayların işleniş biçimleri açısından doğru yorumlara da sevk edebilir.

Örneğin, M.Ö. 586’da Babil Kralı Nabukadnezzar’ın Hz. Süleyman’ın inşa ettiği mabedi, üzerine ekin ekilecek tarla haline gelecek şekilde yıktığını öğrendiğimiz yerde, şu soru kendiliğinden zihnimizde belirebilir:

Yahudiler nasıl bir topluluktur ki Nabukadnezzar’ın şiddetini bunca çekmiş olsunlar?

Bu soru da bizi kendiliğinden Yahudilerin güç elde ettiklerinde vahşileşen, vicdansızlaşan bir toplum olmaları hakikatine götürür. Tıpkı Filistin’in işgali sürecinde ve Gazze’deki son İsrail vahşetinde yaşandığı gibi...

Mecra’nın Kudüs’e mahsus sunduğu ilk kaydi bilgiler, çok iyi görsellerle desteklendiği gibi, ana ve ara bölümler de, işlenen konularla mütenasip olarak video konuşmalarıyla desteklenmiş.

Mecra’yı, yukarıdan beri iletmeye çalıştığımız bir eksikliği, layıkınca giderdiği için tebrik ediyor ve biliyoruz ki bu devamı gelecek hayırlı bir başlangıçtır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ömer Lekesiz
18-05-18
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KUDÜS HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTEYENLERE BİR İMKÂN
Online Kişi: 33
Bu Gün: 85 || Bu Ay: 7.439 || Toplam Ziyaretçi: 2.217.895 || Toplam Tıklanma: 52.142.103