CHP'Lİ VEKİL, ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİNİN ONURUNU KORUMA DERDİNDE

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar

Okunma Sayısı: 1067

Yazar: Ali Osman Aydın

CHP'Lİ VEKİL, ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİNİN ONURUNU KORUMA DERDİNDE

CHP'Lİ VEKİL, ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİNİN ONURUNU KORUMA DERDİNDE “İdam” meselesi kısmen soğudu gibi.

Haftaya yeni dönemin ilk kabinesi açıklandığında idam tartışmalarından geriye muhtemelen hiçbir şey kalmaz ve işlenecek ilk cinayetle tekrar sıfır noktasına döneriz.

Fakat geride bıraktığımız hafta idamla ilgili enteresan tartışmalara sahne oldu. Toplumdan yükselen idam seslerine karşılık, sokaktaki insanın taleplerine her zaman mesafeli yaklaşmış bir kesim, bu seslere kulaklarını tıkadı ve her zamanki o çatışma zemini yeniden doğdu.

****

Mesela, bir HaberTürk yazarı çocuk cinayetlerinin çözümü ile ilgili toplumdan yükselen idam talebini “anlayamadığını” söylemiş.

“Böylesi “normal dışı” bir durumun “ölüm cezası” ile çözülemeyecek kadar karmaşık bir mesele olduğunu anlaması mümkün olmayacak bilinç düzeyinde kişiler “Ölüm, ölüm” diye bağırıyorlar.”

Birincisi sayın yazar, “idam cezası”, bu sorunu kökten çözmek için değil böyle büyük bir acıya karşılık bir nebze olsun adaletin sağlanması beklentisiyle talep ediliyor. Yoksa idamın canı yanan ailelerde açılan o inanılmaz yarayı iyileştirmesi mümkün değil.

İkincisi sayın yazar, canı yandığı için “idam” diye seslenen insanların bu meseleyi bütün boyutlarıyla anlayacak kapasitede, “bilinç düzeyinde” olmaları da gerekmiyor. Tıpkı adalet isteyen insanların hukuk bilgilerinin olması gerekmediği gibi… Bu meseleyi anlaması gereken sokaktaki insanlar değil zaten, bu işin uzmanları… Öyle görünüyor ki, bu meseleden en çok anlamayan da bu işin bilir kişileri. Çocuk cinayetlerinde bugünkü noktaya vatandaşın idam taleplerinden değil, söz konusu bilir kişilerce gerekli önlemlerin alınmamasından dolayı geldik…

****

Ayrıca, sokaktaki insan “idam” diyor çünkü konuya suçlunun değil mağdurun, kurbanın ve vicdanın gözleriyle bakıyor. Siz çocuk cinayetlerine kimin gözleriyle bakıyorsunuz onu söyleyin? Ben söyleyeyim… Mağduru ve kurbanı bir kenara koyup suçlunun gözleriyle bakıyorsunuz. Canı yanan insanları, aileleri bu yüzden anlayamıyorsunuz. Anlasaydınız, böyle bir konuda bir iki aşağılık tecavüzcüyü güya ıslah etmek pahasına tüm toplumun acısına duyarsız kalmazdınız.

Merak ediyorum, sizin başınıza böyle bir durum gelse yine suçlunun bu suçu hangi psikopatolojik nedenlerle işlemiş olabileceği gibi saçmalıklara mı yoğunlaşırsınız, yoksa acınıza mı?

****

CHP’nin Tekirdağ Milletvekili bir hanımefendi, cinsel suçlara yönelik idam ve hadım etme gibi yöntemlerle ilgili, kelimesi kelimesine şunları söylemiş:

“Cinsel suç işleyenlere en ağır cezaların verilmesi gerekiyor ama organ bütünlüğü bozulmamalı, insanlık onuruna zarar verecek bir cezaya dönüşmemeli. Kimsenin canı devlet eliyle yakılmamalı."

"Yakalanmış, hüküm almış, tutuklanmış ve cezaevine konulmuş artık o kişi devlet koruması altındadır, devletin namusudur. Biz idamı ve hadım etmeyi konuşursak insan haklarından evrensel hukuktan uzaklaşmış oluruz. Bu devlet eliyle olamaz, hukuk eliyle hiç olamaz."

Gördüğünüz gibi hanımefendi çocuğu tecavüze uğramış, öldürülmüş insanların beklentileri ile ilgili tek kelime etmiyor!

“Yakalanmış, hüküm almış suçlu, devletin namusuymuş.”

Yani kaçırılan, tecavüze uğrayan, hayat hakkı elinden alınan minicik bedenler “devletin namusu” değil ama suçlu “namusu…”

Suçlunun “insanlık onuru” korunmalı ama savunmasız, masum çocukların ve onların ailelerinin “onuru” korunmasa da olur…

Bir sapık sizin çocuğunuzu kaçırarak onu açlıktan öldürebilir, tecavüz edebilir, organlarını satabilir…

Ama siz onun yaptığı bu canavarlıklara karşı hiçbir şey yapamazsınız…

Neden?

Çünkü “insan hakları” söz konusu…

İyi de bazı insanların hakkı idam edilmek, bunu anlayamıyor musunuz?

Bazılarının ki de hadım edilmek…

Ama bu “devlet ya da hukuk eliyle olmaz” olamazmış.

Peki kimin eliyle olacak Hanımefendi?

Cezayı devletin adalet mekanizmaları vermeyecekse, kim verecek?

Bunun için kiralık infaz örgütlerinin oluşturulmasını mı öneriyorsunuz?

CHP’li vekilin vatandaşa teklif ettiği nedir, anlayamadım.

Vatandaşın suçluyu kendi elleriyle cezalandırdığı bir adalet sistemini mi savunuyor Hanımefendi anlayan lütfen bize de anlatsın.

Düşünün, bu lafları edenler mecliste bu işlerin çözümünde görev alacak kişiler…

Görüyorsunuz, bu ve benzeri yaklaşımlarla, dahası bu insanlarla çocuk tecavüzleri konusunu, anlamak dahi mümkün olmuyor.

Dar kafalı “evrensel hukuk” palavralarıyla, bu tür insanların çıkarttığı yasalarla sorunlarımıza çözüm bulmayı ummak hayal.

İktidar kulaklarını bu çevrelerin seslerine tıkamalı ve kendisini iktidara taşıyan insanların haklı taleplerine dikkat kesilmeli bence.

CHP gibi suçlunun “onurunu” değil, çocuklarımızın ve ailelerinin onurunu düşünmeli…

“Suçlu” değil, “çocuklarımız” namus kabul edilmeli…

Daha fazla vakit kaybına göz yummadan hem de.

Zira “Daha kaç çocuğu kurban vermemiz gerekiyor?” başlıklı pazartesi günkü yazımızdan sonra bir canımız daha gitti…

Kötülük durmuyor, dinlenmiyor, uyumuyor…

Kötülüğü bütünüyle durdurmak gibi bir ütopya için değil elbette, çünkü bu mümkün değil… Ancak ailelerin ve toplumun yüreğini teskin etmek için gereken sertlikte yasalar bir an önce çıkmalı, çıkarılmalı artık…