ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 1927
Yazar: Ahmet Ar
ZİYA SELÇUK BİZİ YANILTACAK MI?

ZİYA SELÇUK BİZİ YANILTACAK MI?
Ziya Selçuk

BAŞKANLIK KABİNESİ MİLLETİMİZE HAYIRLI OLSUN.

İnşaallah bu yeni devrede ülkemizin îman ve kültür köklerimiz üzerinde yükseldiğini görürüz. Duâmız budur.

Fakat başta söyleyeyim ki eğitim hayâtında büyük bir zihniyet inkılâbı bekleyen bir kişi olarak Ziya Selçuk benim için hayâl kırıklığı. Husûsî bir husûmetim mi var? Hayır. Bu hayal kırıklığının bir sebebi benim bu yeni devir için beklentimin büyüklüğü, diğer sebebi de Ziya Bey’in tercüme-i hâli…

Ziya Bey'i şahsen gördüm, konferans ve TV konuşmalarını dinledim. Eserleri de ortada... Eğitimde bazı "iyi işler" yapabilir. Ama bizim bu yeni dönemde beklediğimiz, kabuk işlerle uğraşmak değil, özde inkılâp yapmaktır. İyileştirmeler ve ıslahatla eğitimin düzelmeyeceğini gördük. Mevcut zihniyeti külliyen yıkacak ve kendi kültür ve köklerimiz üzerinde eğitim sistemini yeniden inşâ edecek adam lâzım. Yani altmış sekiz yıl önce millî eğitimi ABD’ye teslim eden Fulbright eğitim anlaşmasını çöpe atacak, eğitimde Batı zihniyetini kökten silecek, pozitivist eğitim anlayışını terk edip ruhçu-mâneviyâtçı bir temel üzerinde 10 yılda 100 yılın tohumlarını atacak bir bakan lâzım.

ZİYA BEY O KİŞİ OLABİLİR Mİ? Ah, bunu ne kadar isterim!..

Ziya Bey'in çalışmaları şunlar:

Rehberlik, davranış gözlemi, iletişim, gelişim, öğrenme ve mizaç konularında çok sayıda araştırması bulunan Selçuk'un kitapları arasında ‘insan İlişkilerinde kendini açma', ‘Gelişim ve öğrenme', ‘Okul deneyimi ve uygulama', ‘Dikkat eksikliği ve hiperaktif çocuklar' ve ‘Sınıf içi rehberlik uygulamaları'.

Görüldüğü gibi Ziya Bey'in çalışma sâhası daha çok teknik mevzûlardır. Bu birikimle ancak bâzı "iyi işler" yapılabilir.

Ziya Bey'in merak ve çalışma alanı, mesâî harcadığı mevzûlar, eğitimimiz üzerindeki Amerikan ve topyekun Batı tesirinden nasıl kurtuluruz, kendi îman-kültür köklerimiz üzerinde yeni bir sistemi nasıl inşâ ederiz gibi büyük zihniyet inkılâbına müteallik mevzûlar değil.

O, nihâyet iyi niyetli bir teknikçi gibi duruyor. Ama iyi bir teknikçidir, orasını bilemem.

Fakat yukarıda da dediğimiz gibi yolunu gözlediğimiz bakan, medeniyet dâvâmızı müdrik, eğitimi sil baştan inşâ edebilecek kadar gözü kara bir tefekkür ve icraat adamıdır.

Bir millî eğitim bakanının teknik mevzûlara hâkim olması da bir meziyettir ama bize asıl ve âcil olarak ÜMMETİN, MİLLETİN VE İNSANLIĞIN DERDİNİ-SANCISINI CİĞERİNDE DUYAN BİR ADAM LÂZIM.

Ziya Bey'in konferans, TV konuşmaları ve üzerinde yoğunlaştığı sâhaların bende bıraktığı intiba: Ziya Bey o dert ve sancının adamı değil.

Çalışma sâhası ve yazdığı eserler de Batı paradigması çerçevesinde kımıldanışlar. Bu hayat, bu birikim, karşımıza özlediğimiz inkılâpçı adamı çıkarmaz. İnşaallah özünde bir cevher saklıyordur da bizi yanıltır.

"Peki, bu dediklerini yapabilecek kim var?" derseniz, birkaç isim sayayım:

1-Yusuf Kaplan

2-Bedri Gencer

3-Teoman Duralı

Bunlar kesin başarır demiyorum. En azından derdimizi bilen ve çeken adamlardır. Başarmamaları için de bir sebep yok.

Bu hocalarım benim bildiklerim. Aynı dert ve birikime sahip daha ne cevherler vardır, kim bilir.

Yusuf Kaplan Hoca'nın cümlesini kullanalım: Dersten önce derdini öğretmenin şuurunda bir adam olmazsa olmaz.

Şimdi dikkatle takip edeceğiz:

Ziya Bey, “eğitim”i “maârif” yapabilecek mi?

“Öğrenci”yi “talebe”, “öğretmeni” “hoca-muallim” yapabilecek mi?

Eğitim hayâtımızın temellerini materyalist Batı zihniyetinden kurtarıp kendi îman-kültür köklerimiz üzerinde ruhçu-mâneviyatçı bir maârif sistemi inşâ edebilecek mi?

Artık hoca, talebe ve velîler asıl muvaffakiyetin testlerde en çok net çıkarmak değil “adam” olmak olduğunu idrak edecekler mi?

Bundan böyle eğitim talebeye dersinden evvel derdini öğreterek başlayacak mı? Bu derdin de önce şahsiyet olmak, sonra da ümmet, millet ve vatan uğrunda güç ve imkânını sonuna kadar kullanma şuuru olduğunu bütün maârif kadrosu idrâk etmiş olacak mı?

Maârif sistemi ümmetin, hattâ insanlığın tek ve son ümîdi hâline gelmiş milletimizin bu misyonuna muvâfık insan yetiştirmeye hazırlanacak mı? Yani yeni Gazâlîler, İmam-ı Rabbânîler, Mevlânâlar, Yunuslar, Mimar Sinanlar, Ali Kuşçular, Bîrûnîler, Alpaslanlar, Selahaddinler, Fatihler, Yavuzlar… yetiştirmeye tâlip olunacak mı?

Ziya Bey’in, eğitimi “sahte kahramanlar”ın gölgesinden çıkarmak gibi bir derdi var mı acaba?

Yeni nesillerin düşünce kaabiliyetlerini darmadağın etmiş “dil devrimi”ni çöpe atıp yeniden zengin, mûsikîli ve hâtıralı medeniyet dilimizi ihyâ etme gibi bir düşünce, hayâtı boyunca zihnini bir defa olsun yalayıp geçmiş midir?

Bunları anlamak zor değil. Daha ilk adımlarda gidişin yönü belli olacaktır.

Eğer bizi yanıltır ve bütün bunları yapmaya girişirse var gücümüzle arkasında durmak boynumuzun borcudur.

Zaman bize Ziya Selçuk Bey'in normal bir NLP uzmanından farkını gösterecektir.

Son bir söz: Benim kanaatim, Ziya Hoca asıl koşucu değil. Reis, onunla asıl koşucunun yolunu açıyor. Bunun için de bir yıl yeter.

İnsan düşünmeden edemiyor işte...

***

ZİYA SELÇUK BEY HAKKINDA MUHTELİF BİLGİLER

Kendi tweetlerinden:

GEZİCİLERE ÖVGÜ:

“Gerçek Gezi eylemcileri bir siyasi parti programı hazırlasa, partiler, STK’lar ve bürokrasi için yeni bir dile ilham kaynağı olabilir.”

SOSYALİZM İLE KURTULABİLİRİZ:

“İnsani sakatlayan kapitalizmden, toplum hedeflerine dayalı bir eğitim sisteminin tamamladığı sosyalist bir ekonomiyle kurtulunur. A.Einstein”

ATATÜRK SEVGİSİ:

“Gerçek liderlikler asır geçse de etkisini koruyor. Başta Atatürk olmak üzere Misak-ı Milli neferlerine minnet ve şükranla.”

EVRİMCİLİK:

“Erkeklerin kadınları anlamaması doğal, çünkü kadınlar tekâmülün, evrimin daha ileri basamağındalar. Az önce anonim oldu.”

DİNDE REFORMCULUK MU?

“Mesele uzaysa, enerjiyse, tıpsa bilgi geleceğe yönelik ele alınıyor. Mesele dinse, bilgi hep geçmişe dönük konuşuluyor maalesef. Oysa bilgi can’lıdır. An’da yaşar. Can’ı olmayan, sadece geçmişe dönük olan bilgi çürür, çürütür, atalar dini olur”

BASINDAN ZİYA SELÇUK HABERLERİ

Gazeteci Tuğba Tekerek, Twitter hesabında Milli Eğitim Bakanı  Ziya Selçuk ile 2013 yılında Taraf Gazetesi’nde yaptığı röportajı paylaştı.

(…)
"Dindar Nesil" eleştirisi

Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dilinden düşürmediği "Dindar nesil yetiştirme" için de şunları söylüyor:

"Ben dindar olmayı bu ülkenin ortak paydası olarak görmüyorum. “Dindar değilim” diyor bazıları. Bunun yerine insanların ortak paydasıyla ilgili bir arayışa girmek lazım ki bu ahlak anlayışıdır. Ateistin de Budist’in de Hristiyan’ın da Müslümanın da herkesin bir ahlak telakkisi vardır ve bu evrensel bir temel oluşturur."

Köy Enstitüleri'ne Övgü

(…)

Tekerek: Donmamış olsaydı nasıl bir eğitim sistemimiz olurdu?

Selçuk: Donmamış olsaydı Türkiye Atatürk dönemindeki eğitim-üretim ilişkisini geliştirirdi. Örneğin o dönemde köy enstitüleri sahici bir eğitim iradesinin göstergesiydi. Ama bu eğitim-üretim ilişkisi Atatürk’ten sonra çok zayıfladı. (…)

Şu sözler Ziya Bey’in müspetler hanesine yazılabilir (A. Ar):

Bir metafizik temel olmadan, evrensel değerler üretecek bir eğitim sistemi kurulamaz. Eğitim sisteminizin bir ideolojisi ve mimarisi olması lazım. Örneğin, neoliberal politikalar, “homo economicus” dediğimiz bir insan algısına sahiptir ve eğitimi ekonominin arkasından koşturur, sürekli bu ekonomiye uygun insan yetiştirmeye çalışan bir eşyaya dönüştürür. Biz bunu mu istiyoruz. AK Parti bunu mu istiyor? Bence istemiyor. Ama ortaya koyabileceği bir şey yok, bir metafizik yok. Eğitim sistemi kurmak açısından bir dünya görüşü yok, ki bu aslında bir medeniyet tasavvurudur.

Tekerek: “AK Parti’nin bir medeniyet tasavvuru yok” mu diyorsunuz?

Medeniyet tasavvuru çok kolay bir şey değildir. Söylemde bir medeniyetten söz edilebilir ama bu, yaşayan bir medeniyet değilse sadece tarihsel değeri vardır. Sayın Başbakan’ın konuşmalarında kullandığı kelimelerin doğum tarihine, Türkçe’ye giriş tarihine bakın. Eğer ekonomiyle ilgili bir konuşmaysa doğum tarihi çok yakınlardadır. Ama kültürle, sosyal meselelerle ilgili bir şeyse 11’inci asırdan bu tarafa gelir. Bu zihinsel iklimi ortaya koyuyor. Biz şu anda kopya ve moda bir takım terimlerle, tamamen işgal edilmiş kavramlarla yeni bir medeniyet tasavvuru da, eğitim sistemi de ortaya koyamayız. Ama dediğim gibi medeniyet tasavvuru bir partinin tek başına yapabileceği bir şey değildir. (cumhuriyet.com.tr, 10 Temmuz 2018)

ZİYA SELÇUK'A SÖZCÜ DE PEK SEVİNMİŞ

Eğitimcileri mutlu eden Milli Eğitim Bakanı; Prof. Dr. Ziya Selçuk

https://www.sozcu.com.tr/2018/egitim/egitimcileri-mutlu-eden-milli-egitim-bakani-prof-dr-ziya-selcuk-2513239/

Ne dersiniz? Müslüman milletimizi mutlu edecek bir şeyi Sözcü sever mi? (A. Ar)

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY’IN SÖZLERİ:

"Ziya Selçuk'un bakanlığına -eğer ideolojik olarak dejenere olmadıysa- sevindik. Güzel şeyler yapacağına inanıyoruz." (NTV, CANLI YAYINDAN)

"İdeolojik olarak bozulmadıysa..."

Bu ne demektir? "Bozulmadıysa..." Yani önce düzgündü, şimdi bozulmadıysa... Açalım: Bir CHP'li nazarında bozulmamış kişi Atatürkçü, laik, çağdaş... bir kişidir. Bozulmak da bu değerlerden uzaklaşmak demektir.

Bu basit sözü şöyle anlamakta bir beis yoktur: Ziya Selçuk, eskiden Atatürkçü, laik, çağdaş bir adamdı. Şimdi Ak Parti'ye yakınlık sebebiyle ve bakanlık hevesiyle bu değerlerden uzaklaşmadıysa bakanlığına seviniriz.

Bozulmuş mudur?

İşte bütün mesele...

BELGELER

1-


2-

3-


4-

5-

Yazar: Ahmet Ar
12-07-18
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ZİYA SELÇUK BİZİ YANILTACAK MI?
Online Kişi: 8
Bu Gün: 428 || Bu Ay: 7.782 || Toplam Ziyaretçi: 2.218.449 || Toplam Tıklanma: 52.149.221