ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 812
Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
LİSÂNIMIZI, İNSANIMIZI, İNSAFIMIZI KAYBETTİK

LİSÂNIMIZI, İNSANIMIZI, İNSAFIMIZI KAYBETTİKOsmanlı insanı güzel konuşur, derdini kestirmeden anlatırdı. Sözü gereksiz yere uzatmaz, o zamanın deyişiyle “israf-ı kelam” (kelime israfı) etmezdi. Ayrıca konuşanın sözü asla kesilmezdi. İfadeleri gâyet zarîf ve düzgün olurdu.

Sohbet edenlerin aralarındaki uyumu ve sevgiyi gören Charles MacFarlane, şöyle yazmaktan kendini alamamıştı:

“Bu milletin konuşması, bütün diğer milletlere örnek olabilecek kadar güzel ve mükemmel!”

Osmanlı’nın yetiştirmek istediği “insan” modelinin temel ilkeleri “Ahilik Şartnamesi”nde yazılıdır. Bu “şartname”, bir bakıma, hem “İnsan Yetiştirme Projesi”, hem de bu konuda varılan mutabakatın anayasasıdır.

“Gerçek insan” olmanın bazı öncelikleri şöyle sıralanıyor:

* İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak;

* İmanlı, kararlı, iyi huylu, güzel ahlâklı ve herkes için sevgi dolu olmak;

* Kini, hasedi, düşmanlığı ve dedikoduyu hayatından çıkarmak;

* Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı, gözü, gönlü ve kalbi tok olmak;

* Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli, dürüst ve kerem sahibi olmak;

* Büyüklere sevgi ve saygı göstermek;

* Başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek, hataları yüze vurmamak;

* Tatlı dilli, güler yüzlü, samimi ve güvenilir olmak;

* Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek;

* Herkese iyilik yapmak, iyiliklerini istemek ve yapılan iyiliği asla başa kakmamak;

* İnsanların işlerini içten, gönülden ve güleryüzle yapmak;

* Daima iyi komşu olmak, cahil komşuların verdiği sıkıntıya katlanmak;

* İnsanlar arasında din, dil, mezhep, ırk, renk farkı gözetmemek;

* Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak, iyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak;

* Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan çekinmemek;

* Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak, Allah için sevmek;

* Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak;

* Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek;

* Açıkta ve gizlide Allah’ın emir ve yasaklarına uymak; içi, dışı, özü, sözü bir olmak;

* Kötü söz ve hareketlerden sakınmak, hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek;

* Kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek;

* Belâ ve kötülüklere karşı sabretmek;

* Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek;

* İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak ve fani dünyada kalacak şeylerle övünmemek;

* Yapılan iyilik ve hayırda Allah’ın rızasından başka amaç gözetmemek;

* Âlimlerle dost olup onlara danışmak ve sır saklamak;

* Her zaman ve her yerde yalnız Allah’a güvenmek, doğru örf, âdet ve törelere uymak;

* Aza kanaat, çoğa şükür ederek dağıtmak;

* Feragat ve fedakârlığı daima kendi nefsinden yapmak…

Tabii bütün bunları önce aile, sonra eğitim sistemi (hocalar) verirdi. Yarın Osmanlı aile yapısına bakalım…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
15-09-18
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
LİSÂNIMIZI, İNSANIMIZI, İNSAFIMIZI KAYBETTİK
Online Kişi: 28
Bu Gün: 413 || Bu Ay: 9.636 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.358 || Toplam Tıklanma: 51.943.605