ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1006
Yazar: Fatih Duman
GÂFİLE KELÂM, NÂFİLE KELÂM

GÂFİLE KELÂM, NÂFİLE KELÂMCânım kâri, çok fazla konuşan insanlardan umudumu keseli çok oldu. Zira ben konuşanlardan çok susanları sevdim. Ya da şöyle söyleyeyim; susmak bana çok asil bir tavır geldi hep. Susmak, ne güzel bir hal kâri; sükût ne güzel bir kelime. Sen başarabiliyor musun bunu? Gücün yetiyor mu? Senin kelimelerin de tam dilinin ucuna gelip de gerisin geri dönüyor mu bazı vakitler. Ya da geri çevirebiliyor musun dudağının çatlaklarına kadar gelen kelimeleri? Bazen zor oluyor biliyorum. Lakin insan sükût etmeyi bildiği kadar kelam etmeyi biliyor ve inan ki konuştuklarından daha anlamlı geliyor bazen sustukları.

Söyleyecek sözü olanların konuşmasını anlıyorum ama olmayanların bunca gürültü yapmaları canımı sıkıyor. Bence susmak boş konuşmaktan iyidir. “Her kap içindekini dışarı sızdırır” derler. Ve dilin zekatı susmaktır belki de.

Bu hali daha evvel de çokça düşündüm ben. Sükutun sırrına inandım ve şöyle yazmıştım hatta “Sükût denen halin efsunlu bir hal olduğuna inanmışımdır hep. O efsunu bilenlerin ve bu hali yaşayabilenlerin de güzel insanlar olduğuna kanaatim tam benim. Zira “susan kazanır” fehvasınca sükût ehlinin her vakit galip geldiği bence hakikattir. Sureten öyle görünmese bile hakikaten öyledir. Bazı vakitler en anlamlı tepkidir susmak. Onlarca kelime dizmekten satırlara ya da onlarca cümle sarf etmekten çok daha fazla manası vardır. Hem bence çoğu vakit, anlatmamış olmak hiç anlaşılmamış olmaktan evladır. Sükût ederek değişenler ve değiştirenler vardır her şeyi.

İnsan bazen öyle çok şey anlatmak, öyle çok konuşmak ve söylemek ister ki! Ama biliyorum çoğu zaman susar. Sana da böyle olmuyor mu kâri? Konuşmak istediğin vakitlerde, söyleyecek sözün olduğu anlarda susmuyor musun? Yahut susmak istemiyor musun bazen sen de? Yalnızlığınla yalnız kalmayı dilemiyor musun? Susmak için dualar etmiyor musun? Zira biliyorum ki yazmak kadar, söylemek kadar, susmak da mucize. Ve mucizeler çoğu vakit aciz bırakıyor insanı. Ve zannımca insan acziyetini anladığı vakit susuyor. Hem söylemek, dinleyen, anlayan biri olduğu vakit anlamlı…  İnsan anlaşılmadığı vakit anlatmamış olsa daha iyi.”



Hele ki her şeyi bilen, ahkâm kesen ya da bildiğini zannedenlerle karşılaşmaktan dahi kaçındım. Zira Yunus’un dediğine inandım ben.

Eksik olman ehillerden
Kaça görün cahillerden

Öyle yapmak istedim. Ama olmuyor siz onları aramasanız da onlar gelip sizi buluyorlar. Elifi görse mertek zannedecek adamlar ahkam kesiyor, dil uzatıyor, salya saçıyor sonra kaçıyor…

Geçen gün kitaplarımı imzaladığım bir organizasyonda onca kalabalığın arasından biri kafasını uzatıp da ve belli ki Ayasofya ile ilgili yazdığım romanı görüp şöyle dedi:

-“Ayasofya cami midir yoksa kilise mi?”

Ne dediğimi ne cevap verdiğimi burada yazmayacağım. Ben onlara cevap vermek için bilmem kaç yüz sayfa kitap yazdım. Ama ben artık çok sıkıldım böyle tiplerden. Bunlara sorsan yaşadığımız bu şehir de İstanbul değil Konstantinapolis’tir zaten, dedeleri monşer,  kendileri asilzade falan…

Eskiler yine en doğrusunu söylemiş: “Gafile kelam nafile kelamdır.”

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Fatih Duman
20-11-18
E mail: dirilispostasi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
GÂFİLE KELÂM, NÂFİLE KELÂM
Online Kişi: 25
Bu Gün: 82 || Bu Ay: 9.305 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.959 || Toplam Tıklanma: 51.941.187