ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN
Okunma Sayısı: 949
Yazar: Bilal Kemikli
RAMAZAN, YENİ BİR LİSÂNA KAVUŞMA MEVSİMİDİR

RAMAZAN, YENİ BİR LİSÂNA KAVUŞMA MEVSİMİDİRRamazan bereketi hanelerimize huzur getirdi. Bir telaş, bir coşkunluk, bir heyecan… Bendeniz “nerede o eski ramazanlar!” korosuna katılmayacağım. Ramazan oryantalizmi yahut nostaljisi yapmanın anlamı yok. Bunun yerine, hale şükredip, zaman zaman tahattür sadedinde dikiz aynasından geriye bakmayı yeğlerim.

Hale şükretmek diyorum. Hamdolsun, şükrolsun; son yıllarda bir Ramazan bilinçlenmesi müşahede ediyorum. Ramazan bilinçlenmesi tabirini fakir şu manaları düşünerek kullanıyorum:

1. Orucun gereğini bihakkın yerine getirme, sözü ve fiilleriyle de oruç tutma.

2. Sofraları geniş tutma, misafirsizliği dert edinme, fakiri fukarayı gözetlemenin yanında komşuyu, hısım ve akrabayı da ağırlama, birlikte olma ve aynı sofrada mayalanma duygusu.

3. Zekâtı ve sadakasını yerli yerine verme çabası, fıtreyi unutmama, toplumu derinden etkileyen yaraların tedavisine dönük azami gayret ve çaba içinde olma.

4. İtikâf ibadetini eda etme niyetinin ve uygulamasının artması.

Ramazan bereketi, kendini itikâfta sırlıyor

Evet, akademik bir yazı kaleme almadığımın farkındayım. Ama çevremde gözlemlediğim kadarıyla, bu yukarıda işaret edilen maddeler dâhilinde bir Ramazan bilincinin son yıllarda arttığını söylemek isterim. Bilhassa itikâfa ilişkin çabaları görüyorum, gıpta ile seyrediyorum.

Ramazan bereketi, kendini itikâfta sırlıyor. Biraz kendin ol, kenara çekil, âlemi müşahede et, ibret al… Durmaksızın akan zaman ırmağı karşısında, aktif ve pasif tembelliklere biraz olsun mesafeli ol ve gayelerin gayesine yönel! İtikâfın ihsas ettiği mana bu cümlede münderiçtir. Oruç, itikâfla bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynağa tutunma fırsatı sunuyor; oraya tutunuyorsunuz, huzur buluyorsunuz.

Benim çocukluğumda bu denli iştiyakla itikâf kavramının tedavülde olduğunu söyleyemem. Merhum babacığım, kendi halinde hizmetleri olan bir imam, kelimenin tam anlamıyla bir hoca efendiydi; o yüzden de evde Ramazan sevinci bütün bir hayatı kapsardı. Dini hayatın coşkunca yaşandığı bir huzurhanede ve muhitte yaşıyorduk; lakin itikâfa ilişkin talepler günümüzdeki kadar dikkat çekmezdi. Şimdi heyecanla kendini sokaktan, oluşturulan gündemden, gelip geçici arzulardan beri tutma çabasında olan gençleri görüyorum, umutlanıyorum, heyecanlanıyorum. Bendeniz, üzerinde onlarca oyun oynansa da, yüzlerce tuzak kurulsa da, önlerine binlerce mânia çıkarılsa da sabırla ve beklenmeyen metanetle gayret edip kendi kimliğini arayan, değerlerini keşfe çıkan, arınmanın, insan olmanın, değerli olmanın peşinde olan bu yeni nesli seviyorum; onları gıpta ile seyrediyor, dualar ediyorum!

Kim ne derse desin, nasıl değerlendirirse değerlendirsin, bugünün dindarlığının kendine göre sahih tarafları çoktur. Şekilde kalmadan, öze, sahih idrake doğru seyredeceğinden de kuşkum yok. Umutluyum… Ramazan iklimi bana umut veriyor. Bu umut, tatlı bir meltem gibi, heyecanlandırıyor, şenlendiriyor. O sebepten hale şükrediyorum. Ramazan şükrümüzü artırıyor.

Çalışarak, hayatı zenginleştirerek Ramazan'ın bereketine aşina olmak

Son yıllarda Ramazan'da hep çocuklarımla beraber olmanın yollarını arıyorum. İki sene önce ailecek Saraybosna’da geçirdik Ramazan’ı. Orada Şarkıyat Enstiüsü’nün misafiri olarak, merhum hocamız Prof. Tayyip Okiç’e mücavir bir bereketli mevsim geçirmek nasip oldu. Âmina Şilyak ve Kazim Hacımeyliç gibi dostların delaletiyle, huzur dolu, ama Bosna Hersek’in hemen her şehrini, Osmanlı döneminden kalan mezar taşlarının ve kitapların bulunduğu yerleri ziyaret ederek geçen bir Ramazan. İlim ve sanat yolculuğuyla ibadetin tevhidi… Ramazan'da hayat gene akıp gidecek, işlerimizi ertelemeyeceğiz; aksine daha çok dokunacağız hayata. Ama daha rikkatli ve daha dikkatli dokunacağız. Bu tahattürle geçenlerde not defterime şunları kaydetmiştim:

“Ramazan miskinlik ayı değil... Aksine mücadele mevsimidir. Nefisle mücadele, cihâd-ı ekber zamanı! Hem bu mücadele olmaz ise, insan kendi farkındalığına erebilir mi? Bu mümkün mü? Nefisle mücadele, kalbe, özün özüne erişmek için mana âleminde bir seyahat zamanı.

Oruç mücadeledir... Oruç insanın kendisiyle kavgası. Böylece huzura ermesi. Bu mücadelenin temelinde de sabır vardır. Sabır + savaş = zafer...

Oruç sabırdır... Oruç zaferdir.

Kendi iç âleminde, nefis denilen o içerideki ülkede, savaşı kazanamayanlar zafere de eremeyeceklerdir.”

Çalışarak, cehdederek, hayatı zenginleştirerek, yenilenerek, değişip dönüşerek Ramazan'ın bereketine aşina olmak lazım… Bosna, bizim için tam da bu bereketi sağlamıştır.

Ramazan'la çoğalmak, varlığı an/la/mak, hayatı anlamlandırmak

Geçtiğimiz sene Kütahya’da idrak ettik Ramazan’ı… Yeni bir fakülte kurma çabası, yoğun işlerin ve projelerin gölgesinde, ama bereketli, anlamlı ve heyecanlı bir Ramazan. Yeni bir fakülte kurulmuş, henüz öğrencileriniz yok; ama ilim adamı dostlarımız var. O senenin Ramazan'ını fakir “kuruluş Ramazan'ı” olarak isimlendirmiştir. Kuruluş… Kurulmak, evvelemirde dil ile olur. Farklı şehirlerden ve görevlerden kopup, bir hayali birlikte hayata geçirmek için gelen mesai arkadaşlarımla ilk defa bir aile iftarı düzenlemiştik. Aileler, çocuklar orada birbirlerini tanıdılar. İftar sofrası buluşmamız, ortak bir dil kurma heyecanını yaşattı bize… Bu hatıradan mülhem dün not defterime şunları kaydetmiştim:

“Ramazan, yeni bir lisana kavuşma mevsimidir… Bu lisan kalbin lisanıdır, gönlün dilidir.

Evet, Ramazan, İhsan Deniz’in Tam’da dediği gibi, kalbin kelimelerini koruma zamanıdır. Kalbin farkına varma, onun da bir dilinin, kelimelerinin olduğunu idrak etme… Zira oruç, kalbî ibadetlerin en hası ve bir bakıma bu ibadetlerin kapısıdır. Ramazan'da bu kapıdan içeri giriyoruz. Kapının anahtarı “terk” kavramıdır. Sadece yeme içme ve hazla ilgili talepleri değil, aynı zamanda malayaniyi, çok sözü, dedikodu ve gıybeti terk…

Kalbin kelimeleri bu terkle ortaya çıkıyor. Terk ederek öğreniyoruz yeni lisanı, gönül dilini.

Velhasıl yeni bir lisan, yeni bir dil öğreniyor oruçla buluşan insan.”

Evet, Ramazan tecellilerin adeta sağnak sağnak yağdığı bir bereket mevsimi… Fakat bu bereketten yararlanmak için, orada burada çokça görünmeden, vaktin değerini bilerek hayır ve güzelliği çoğaltmak iktiza ediyor. Ramazan'la çoğalmak, varlığı an/la/mak, hayatı anlamlandırmak… Bütün mesele budur; hamdolsun görebildiğim kadarıyla Ramazan’ın anlamı bu boyutla görülüp, idrak ediliyor. Hamdolsun, Ramazan bereketi hanelerimize huzur getirdi. Şükür… Binlerce şükür!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Bilal Kemikli
14-05-19
E mail: dunyabizim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
RAMAZAN, YENİ BİR LİSÂNA KAVUŞMA MEVSİMİDİR
Online Kişi: 14
Bu Gün: 508 || Bu Ay: 6.498 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.844 || Toplam Tıklanma: 52.121.761