ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 823
Yazar: Ahmet Gelişgen
MEHMET ŞEVKET EYGİ DE GİTTİ!

إنا لله وإنا إليه راجعون

(İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn!)

-HOŞ BİR SEDÂ!-

Ümmetin muhlis, korkusuz ve yılmaz mürşidi, nezaket timsali, örnek şahsiyet, üstün karakter, dünyevi karşılık beklemeksizin ümmetin derdiyle dertlenen, Allah’ın Dini’ne hizmeti düstur edinen, ömrü çile ile dolu, büyük mütefekkir, İstanbul beyefendisi, Üstad Mehmet Şevket Eygi Hakk’a yürüdü! Mevla rahmet eylesin!

Özellikle son 15 yıldır yazılarını okumaya başladıktan sonra, O’nu Allah için sevmeye başlamıştım. Zira hatasıyla sevabıyla onun bir derdi vardı. O dert, buram buram dürüstlük, Allah rızası ve toplum yararı kokuyordu.

2009’lı yıllarda bir ikindi öncesi, Sultanahmet’teki (eski) TVD Misafirhanesi’ne giderken, misafirhane önünde aniden karşıma çıkarmıştı Mevlâ O’nu. Önceden görmediğim halde, kendisini resminden tanıyarak selam verdim ve tanıştım.

Bu spontane tanışmadan son derece memnun oldu ve kolumdan tutup doğruca yakındaki bir lokantaya götürdü; yemek ikramında bulundu. Mevla mizanına koysun! İkindi ezanının okunması üzerine, yemekten kalkıp birlikte Çemberlitaş Camii’ne giderek namazı eda etmiştik.

Telefon kullanmadığı için maalesef, ondan sonra pek iletişim kuramadık. Sadece tanıştırdığı Yaveri dostumuz aracılığıyla seyrek de olsa selam gönderebiliyordum. Üstad kendisi de kitap imza günlerinde, bir dostumla birkaç kez Fakir’e selam göndermişti.

İki yıl öncesiydi, bir akşam vakti sonrası Sultanahmet’teki evinde bir dost aracılığıyla kendisini ziyaret imkânı bulmuştum.

Bundan 5 gün öncesinde de hafta sonunda İstanbul’da bulunuyordum. Bu fırsatla Yaveri’nden bir ziyaret talebinde bulunmuştum. Ancak bu dostumuz bana, Üstad’ın rahatsız olduğunu, dışarı çıkamadığı gibi ziyaretçi kabul edecek durumda da olmadığını üzülerek belirtti.

Son yıllarda Üstad, meğer cep telefonu edinmiş! Yaverinden öğrendiğim o telefondan Üstad’a, (telefondan) ilk ve son selam hürmetimi yazıp, sağlık afiyet ve “hüsnü hatime/iman ile dünyadan ayrılma” niyazında bulunmuştum. Mesajımı okuduğunu tahmin ediyorum...

Ama cevap veremediler. Ve bu, kendisine son selamımız ve kelamımız olacakmış meğer... Mevla inşallah, aynı davanın dertlisi olarak cennetinde buluşturur...

_______________

Hasta vaziyetteki (ki bu hastalığın sekarat-ı mevt olduğu ortaya çıktı) bir Gönül İnsanı ve Dava Eri’nin, aynı günlerde yazılarının yayınlanmaya devam etmesini gıbta ve hayretle karşılamaktan kendimi alamamıştım doğrusu...

Yani Üstad Şevket Eygi, hadisi şerifte emredildiği gibi, “yarın öleceğini de bilse, elindeki fidanı dikmeye” bakıyordu; zîra gerisi yalandı... Nitekim o gün (06 Temmuz 2019 Cumartesi günü) de “PARA” başlıklı yazısı yayınlanmış.

Bugün (12 Temmuz 2019 Cuma) gönderdiği yazısının da “AKLA DAİR” başlığıyla 13 Temmuz 2019 Cumartesi günü yazısı olarak gazetesinde yayınlandığını internetten gördüm. (https://www.milligazete.com.tr/amp/makale/2856601/mehmed-sevket-eygi/akla-dair )

Görünen o ki, Üstad Şevket Eygi, ruhunu teslim ettiği günde de ümmeti irşad eden yazısını gazetesine teslim etti de öyle gitti bu dünyadan... Mevla amelini kabul buyursun!

İşbu durum, “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz…” hadisinin sımsıcak bir tecellisi olsa gerek!

“Su testisi, su yolunda kırılır” diye de boşa dememişler demek ki!

_________________

Rahmetli Şevket Eygi Hoca, dünya ilimleriyle uhrevi ilimleri en güzel şekilde imtizaç etmiş bir Osmanlı münevveriydi. Feyiz dolu ilmi hazinesinden, üzerine titrediği İslam ümmetini, Müslüman Türk Milletini ve gençliğini kana kana doyurmayı amaçlamıştı. Tabii ki bu çeşmeden ibriğini doldurup içeni...

Okuyucusuna külte külte ilim dökmüyordu ama, ilimlerden ve tecrübeden süzülen “irfan”ı, kısa ve öz, yaşanabilir şekilde, şırıl şırıl çağlayan pınarlar gibi akıtıyordu. Bu haliyle onun irşadı, doğrudan pratiği hedefliyordu.

Kaleminden akan irfan damlaları, inşallah haşr-ı sabaha kadar ümmetin evladının pak ruhunu aydınlatmaya devam edecektir!

O’nun en büyük iki derdi vardı:

Birincisi; “hüsnü hatime” ile, yani Dar-ı Beka’ya imanla irtihal etmek ki bu, Rahman’ın emri ve hayatın var oluş gayesi idi. Bu yüzden, en güzel dua olarak da “hüsnü hatime” ile ölmek için dua etmeyi kabul ederdi. Allah onu inşallah lütfuyla “hüsnü hatime” ile Dar-ı Beka’ya çağırmıştır! Bize de aynı lütfu gösterir inşallah!

İkincisi de; tertemiz bir İslam toplumu oluşturmak ve o toplumdaki her ferdin imanını kurtarmaktı. Onun yolu da toplumu İslam itikadının aslı olan “Ehl-i Sünnet” inancına sahip kılmaktı...

O nedenle çağın modern ve sinsi haçlı seferi “Ilımlı İslam” ihanetine karşı, İslam evladını ve milletini uyarmayı, her fırsatta ve her yazısında kendine borç bilmişti... Mevla kendisinden kabul buyursun!

Üstad Şevket Eygi’nin, ümmetin derdiyle dertlenen, imanı sağlam bir Müslüman olduğuna; ilerleyen yaşına ve son derece kıt imkanlarına rağmen, tek başına yaşadığı hayatta her türlü riski göğüsleyerek, usul ve adabına uygun olarak emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker vazifesini en güzel şekilde ifa ettiğine; Ehli Sünnet itikadı üzere topluma rehberlik etmekten asla geri durmadığına; Allah, din, iman, millet ve vatandan başka derdi olmadığına ve bu uğurda çektiği sıkıntılara ŞAHİDİZ inşallah!

Evet, ümmetin irfan kaynağı ve mürşidi göçtü gitti bu dünyadan!

Böylesi üstadların Allah Teala yerlerini dolu etsin!

Hayatta iken kıymeti bilinmedi. İnşallah, mematından sonra bıraktığı öğütlerinin kıymeti bilinir, yayınladığı eserler gençliğin rehberi olur ve böylece gençliğin imanının kurtuluşuna vesile olur!..

Üstad Şevket Eygi, hayatı tek başına, sabırla yaşadı. Hizmetini de yalnız başına yürüttü. Bundan hiç de şikayetçi olmadı, aksine haline daima şükretti.

İnşallah O, Yüce Mevla’nın emanetinde hizmetinin karşılığını kat kat fazlasıyla bulur ve melekler de ona yoldaş olur!

Mevla O’na rahmeti ile, gufranıyla ve merhametiyle muamele eylesin!

Taksiratını affeylesin!

Makamını âlî, kabrini cennet bahçesi eylesin!

“A’mâli saliha”sını makbul eylesin!

Gönlünün derinliklerinden Rıza-i Bari için dökülen o öğüt yüklü satırlarını, katmerli sevabıyla mizanına koysun. Her kelimesini her harfini “a’mâli saliha” yazsın! Taksiratı olduysa onları da affetsin!

O’nu da bizi de Cenneti’yle ve Cemali’yle müşerref kılsın!

Yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil, ecri cezîl ihsan eylesin! Amin!

“Ey Koca Hünkar!

Sen Allah yolunda vazifeni yaptın ve bu suretle ömrünü tamamladın! Buna Allah, melekleri ve sâlih kulları buna şahittir inşallah!

Ümmete hayrı anlatan, hak yolu gösteren yazılarınla, aynı minvalde yayınladığın kitaplarla, Rasülümüz (a.s.)’ın müjdesi gereği inşallah, amel defterin de kıyamete kadar kapanmayacak, hanene sevap yazılmaya devam edecektir!

Sen, ümmet nezdinde hoş seda bıraktın, Allah da seni hoş seda ile karşılasın inşallah!”

Mevla bize de bu lütfu ihsan buyursun! Amin!

Şimdi buradan; para kazanmak, kariyer, şöhret ya da nufuz elde etmek amacıyla için dini alanda makale ve kitap yazan, bu suretle âlim görüntüsü veren zevatın da kulaklarını çınlatmış olalım...

Mevla hepimizi ıslah eylesin! Amin!..

———————

*Üstad Mehmet Şevket Eygi’nin Cenazesi yarın (13 Temmuz 2019/Cumartesi günü), Fatih Camii’nden ikindi namazını müteakiben kaldırılacaktır!

Ruhu için el-Fatiha!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Gelişgen
14-07-19
E mail: medyamit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEHMET ŞEVKET EYGİ DE GİTTİ!
Online Kişi: 20
Bu Gün: 562 || Bu Ay: 9.166 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.709 || Toplam Tıklanma: 51.938.735