ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 874
Yazar: İbrahim Tenekeci
MALAZGİRT RÛHU

MALAZGİRT RÛHUMalazgirt Zaferi’nin bir yıldönümü daha geride kaldı. Geçmiş yıllarda birkaç çelenkle geçiştirilen kutlamalar, bugün başka bir hüviyete bürünmüş görünüyor. Devletin ve milletin bu zaferi her geçen dakika daha fazla sahiplenmesi bize ne anlatıyor?

Malazgirt sadece bir savaşın değil, aynı zamanda bir ruhun adıdır. O gün orada galip gelen İslam kardeşliğidir. Millî azmimiz ve hünerimizdir. Birlik olmamız halinde neleri başaracağımızın açık ispatlarından biridir.

1990 yılında, henüz yirmi yaşında bir gençken, Malazgirt ilçesini ve savaşın yapıldığı düzlüğü görme fırsatım olmuştu. Oralarda ihmal ile yoksulluk beraber ilerliyordu. Zaferi haber veren tek işaret, abide diyemeyeceğimiz bir taş yığınıydı. Şimdi nasıl, bilmiyorum. Ömrümün kalan kısmında, kendi imkânlarımla olmak şartıyla, tekrar gitmek isterim.

Malazgirt, Anadolu’da / Anavatan’da kalan sayılı zaferlerimizden biridir. Kosova, Mohaç, Niğbolu gibi büyük zaferler uzak coğrafyalarda tutsak haldedir.

Anadolu’daki son büyük zaferimiz, yirmi iki gün süren Sakarya Meydan Muharebesi’dir. Malazgirt, Anadolu’yu yurt tutuşumuzu, Sakarya ise bu topraklarda temelli tutunuşumuzu temsil eder. Birini anıp da diğerini anmamak olmaz. Her ikisi de bizimdir. Malazgirt dirilişe, Sakarya direnişe karşılık gelir.

Malazgirt Zaferi’ni başlangıç değil, dönüm noktası olarak görüyoruz. Pasinler galibiyeti ve Kars’ın fethi 1071 tarihinden öncedir. Selanik ve Üsküp şehirlerinin İstanbul’dan evvel fethedilmesi gibi... Bu bilgiden ne anlamalıyız? Sadece kazanmak yetmiyor, kuvvetli olup kaybetmemek de gerekiyor.

Ahlat, Adilcevaz, Erciş, Malazgirt paftası, Türkiye ülkesinin gerçek mânada kurulduğu ve ilk adımlarını attığı topraklardır. Son yıllarda buraların nüfus yapısının hızla değiştiğine şahitlik ediyoruz. Kesinlikle önlem alınmalıdır. Bir hatırlatma: Tarihî hafızamızı ve millî dayanağımızı oluşturan bu bölge, Sevr dayatmasına göre, bize tayin edilen vatanın dışında bırakılmıştı.

Şunu yeniden söylemek icap ediyor: Anadolu coğrafyası, Batı dünyasının kaybedip de geri alamadığı tek toprak parçasıdır. Bize karşı bu kadar öfkeli olmaları, adaletsiz davranmaları ve ülkemizin aleyhine kurulan terör örgütlerini himaye etmelerinin altında bu hakikat vardır.

Bazı özel durumlarda ve zorlu zamanlarda, tarih tüm ihtişamıyla geri döner. Evet, Malazgirt geri dönmüştür.

Malazgirt Zaferi ile Selçuklu Sultanı Alparslan bir bütündür. Zaferimize tekrar kavuştuk. İnşallah zaferin mimarının kayıp mezarı da bir an önce bulunur ve böylece anlam tamamlanmış olur.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Tenekeci
06-09-19
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MALAZGİRT RÛHU
Online Kişi: 20
Bu Gün: 422 || Bu Ay: 9.645 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.373 || Toplam Tıklanma: 51.943.728