ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 616
Yazar: Yusuf Kaplan
Peygambersiz din, cemaatsiz cami, ailesiz cemiyet yaşayamaz!

YUSUF KAPLAN'IN Diyanet, bu yıl, Mevlid-i Nebi haftasında, “Hz. Peygamber ve Aile” tema’sını bütün yönleriyle işleme kararı aldı.

Dünyada postmodern toplum fikrinin aileyi çökertecek sapkın yönlere sürüklendiği, ülkemizde ise ailenin büyük sarsıntı geçirdiği bir zaman diliminde, stratejik ve hayatî bir karar bu. Diyanet’i, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hocamızı bu anlamlı girişimlerinden ötürü kutluyorum.

HZ. PEYGAMBER‘İN, CAMİ’NİN VE AİLE’NİN ÇAĞRISI
Bu üç temel konunun, pek dikkatimizi çekmeyen ama son derece çarpıcı örtüşen fonksiyonları var.

Hz. Peygamber (sav) Yaratıcı ile yaratılan insan arasında, Yaratıcı’nın emirlerini insana beyan eden ve hayata geçiren bir konuma sahip. “Yaşayan Kur’an” olarak Hz. Peygamber’in konumu, elbette ki, sadece aracı’lıktan ibaret değil. Hz. Peygamber’in asıl konumu, “kurucu” olmasıdır: İslâm’ın hayata nasıl aktarılacağını ortaya koyması. Hem sûreti ile hem de sîreti ile.

Cümle şu: Hz. Peygamber, İlâhî olan’dan beşerî olan’a ulaşmanın, ilâhî mesajı beşere ulaştırmanın ve hayata nasıl aktarılacağını ortaya koymanın hem vasıtası hem de vasat’ıdır.

Benzer bir fonksiyona cami de sahiptir: Cami, Allah’ın (cc) evidir. Dolayısıyla insanın Rabb’iyle buluşma yeri. Uhrevî olanla dünyevî olan’ın kavşak noktası. Kabe’nin sembolü. Tevhid’in remzi. Bütün Müslümanların birliğinin adresi ve ifadesi.

Aile de, dış dünya ile iç dünyanın buluştuğu yerdir. İçeri’nin dışarıya açılan kapısı. Dışarı’nınsa içeri bakan yüzü.

Hz. Peygamber, bizi Rabbimize, terbiye edicimize çağırır. Rubûbiyetin ilkelerini sunar.

Cami, bizi cemaate çağırır. Ubûdiyetin hayata geçirilmesini sağlar. Cami, bütün sınırların aşıldığı, ümmet şuuruna ulaşıldığı, zamana ve mekâna meydan okunan yer.

Aile ise, cemiyete çağırır bizi. Ailede büyütülen, yeşertilen emaneti cemiyete aktarır, cemiyetin emniyetini teminat altına alır.

PEYGAMBERSİZ DİN BİTER!

Önce hadislere, sonra sünnet-i seniyyeye saldırarak Hz. Peygamber’in (sav) konumunu sarsmak ve “Peygambersiz İslâm” olarak adlandırılan sahte bir din icat etmek istiyorlar!

Sadece Batılı oryantalistler değil, onların karikatürü yerli oryantalistler de böyle bir projenin gerçeğe dönüşmesi için yoğun çaba gösteriyorlar!

Birileri gözümüzün içine baka baka “Peygambersiz İslâm” projesini adım adım hayata geçirme savaşı veriyor.

“Dini hurafelerden temizleyeceğiz” diyorlar. Ayartıcı bir slogan bu! Luther de protestanlaşma hareketini başlatırken aynen böyle çıkmıştı yola.

Luther’in çocukları bunlar!

Dini, sekülerleştirerek ruhsuzlaştıran, hayattan uzaklaştıran, bireysel alana hapseden, dolayısıyla siyasî çıkar ve hegemonya alanı hâline getiren iflah olmaz papaz’ın uzantıları!

Oysa en büyük hurafe, kendileri ve kendilerine benzettikleri, paçavraya çevirdikleri sahte dinleri!

Zihinleri çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüşen zavallı tipler bunlar!

Ne ki, son bir kaç yıl içinde toplumun kafasını karıştırma konusunda bir hayli mesafe katettiler!

Ülkemizin yöneticilerine sesleniyorum buradan: Bu tür sorunlu kişilere, oluşumlara aslâ itibar edilmemeli!

Batılıların en büyük projeleri, İslâm’ı da Protestanlaştırmak! Protestanlaştıramadıkları tek din İslâm zira!

Batılılar, diğer dinlerle, o dinleri de protestanlaştırarak mücadele ediyorlar! Bir dinin protestanlaştırılması demek, sekülerleştirilmesi, ruh köklerini yitirmesi, dolayısıyla fosilleştirilmesi, direnme ve dirilme gücünü yitirmesi, dolayısıyla içerden çökertilmesi ve teslim alınması demek.

KİLİSELERİN BUGÜNÜ,CAMİLERİN YARINI!

Camilere gelince... Camiler hızla boşalıyor..!

İnsanların ölmek için gittikleri “canlı cenaze” mekânına dönüştü camiler!

20 yıl, 30 yıl önce böyle değildi. Camiler, tıklım tıklımdı vakit namazlarında bile. Cemaatin hatırı sayılır miktarı gençlerdi üstelik de!

Şimdi, camiler boşaldı...

Türk cumhuriyetlerinde camiler gençlerle dolup taşıyor vakit namazlarında. Arap dünyasında da aynı şekilde.

Ama Türkiye’de camiler ıssız, yetim ve öksüz... Dilime bile almak istemiyorum ama böyle giderse, kiliselerin bugünü camilerin yarını olacak! Allah korusun elbette; ama gerçek böyle. Gerçekleri görelim ki, önlemlerimizi alabilelim.

AİLESİZ TOPLUM ÇÖKER!

Ve son olarak, aile kurumu. Aile çatırdıyor hızla...

İstanbul Sözleşmesi, nafaka yasası, zinayı normalleştiren AB uyum yasaları gibi insanlık düşmanı, hakikat düşmanı “yasal saldırılar”, ailenin köküne kibrit suyu döküyor bu ülkede!

Peygambersiz din, biter. Cemaatsiz cami kapılarını kilitler! Ailesiz toplum çöker!

Diyanet, bu girişimini büyütmeli, gündemden hiç düşürmemeli!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Kaplan
15-11-19
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Peygambersiz din, cemaatsiz cami, ailesiz cemiyet yaşayamaz!
Online Kişi: 20
Bu Gün: 436 || Bu Ay: 9.040 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.507 || Toplam Tıklanma: 51.935.086