ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 572
Yazar: Ufuk Coşkun
DİKTATÖRLÜK GÖRMEK İSTEYEN 28 ŞUBAT'A BAKSIN

ZİHİNLERİN İŞGÂLİO gün, İsrail, Washington'daki İsrail lobisi, CIA ve içerideki aparatları marifetiyle büyük bir operasyon geçirmiştik.

Başörtülüleri, imam hatiplileri, Kuran talebelerini yani bu ülkenin ne kadar gariban, dindar evladı varsa hepsine yasak koyarak büyük bir vazifeyi icra etmişlerdi.

Sonra, şampanya içerek kutladılar 28 Şubat operasyonunu.

Yazarların, yayın yönetmenlerin, siyasetçilerin tir tir titrediği, sokakta başçavuş bile görseler esas duruşa geçtiği, askeri vesayetin tavan yaptığı bir dönemdi o.

Bakmayın siz bugün muhalif yazarların “özgür basın” nutukları eşliğinde Erdoğan’a çemkirmelerine. O yıllarda komutanlara günlük tekmil veren korkak, köksüz, ruhsuz, satılmış, zavallı insanlardı onlar.

Sokakta hakkını arayan başörtülü bir kız çocukları kadar cesur olamadılar.

Bu meseleleri her yıl yazıp, hatırlatıyoruz. Bu hatırlatmayı yapmaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Bakın 26 Nisan 1997’deki MGK toplantısında nasıl ibretlik bir sahne vardı.

Komutanlar Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam’ı işaret ettiler. Komutan: “8 yıl kesintisiz mi?” “Evet.” “Peki, Arapça dersi olacak mı?” ”Hayır.”

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya soruyor; “Hocam, ilköğretim müfredatında değişiklik olacak mı?” Cevap; “ Zorunlu dersleri ihtiva eden müfredatta bir değişiklik olmayacak.”

“Yani mevcut müfredat değişecek mi değişmeyecek mi sen onu söyle!” “Hayır, değişmeyecek.” “Daha açık sorayım hocam, ilköğretim programında Arapça dersi olacak mı? Kur’an dersi bulunacak mı?” Cevap; Hayır hayır böyle bir şey yok.”

Sıra Orgeneral Karadayı’da; “Bunu halka bu şekilde anlatın.” “ Yasa tasarısı meclisten bir geçse anlatacağız.” Karadayı; “Bunları(müfredatı vs) bize yazılı olarak iletin olur mu?” Bakan; “Hay hay.”

Nasıl ama? Bugün Diktatör Erdoğan diyenlerin buna verecekleri bir cevap var mıdır?

Bilindiği gibi Eski Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya ait olduğu iddia edilen bir ses kaydında, Karadayı; Mesut Yılmaz’a altın tepside iktidar teslim ettiğini söyledikten sonra karşılığında bir takım talepleri olduğunu bunların arasında hükümetten 8 yıllık eğitimi mutlaka sağlamalarını istediğini söylemekteydi.

Buna göre Orgeneral Karadayı’nın 8 yıllık zorunlu eğitim talebinin ardında İHL’lerin orta bölümünün yok edilmesi yatmaktaydı. İHL’nin önü kesilmesi için atılan bu adımın pek çok köklü eğitim kurumunun da yapısını bozacağı hiçbir şekilde hesaba katılmadı.

Anadolu Liseleri, Fen Liseleri öğrenci alımlarını 8. sınıf sonuna bırakmak zorunda kalırken; pek çok köklü özel okul orta kısımlarını kapatmak yada ilkokul açmak zorunda kaldı. Peki, bu umurlarında mıydı? Hayır.

Katsayı uygulamasının iptali için 2004 yılında AK Parti hükümeti bir yasa teklifi sunmuş ve bu yasa dönemin Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer tarafından veto yemişti.

Katsayı engeli ise 28 Şubat sürecinde Genelkurmay İkinci Başkanı olarak görev yapan Orgeneral Çevik Bir'in "İmam Hatip Liselerinin şube açmasını" engellemek amacıyla Mesut Yılmaz başkanlığındaki 55. hükümete uyarı yazıları göndermesiyle başlıyor.

Çevik Bir, 14 Temmuz 1998 tarihli Yüksek Öğrenim Kurumu'na (YÖK) gönderdiği yazıda; "İrticai grupların istismarı" için ÖSS sisteminde değişiklikler yapılmasını istemiş, Kemal Gürüz başkanlığındaki YÖK ise 10 yıldır uygulanan ve tüm meslek liselerinin önünü tıkayan bu uygulamayı başlatmıştı.

2012 yılında kaldırılan bu adaletsiz uygulama ile ülkenin çocukları rahat bir nefes almıştı.

28 Şubat tam anlamıyla bir ülkenin diktatörlükle nasıl yönetildiğinin hazin bir örneğidir.

Yaklaşık 10 yıl devam eden süreçte 600 bin başörtülü öğrenci okullara ve üniversiteye gidemedi. Katsayı engeli nedeniyle 12 milyon 80 bin meslek lisesi öğrencisi istediği üniversitede eğitim göremedi.

1 milyondan fazla devlet memuru dini inançları ve başörtüleri nedeniyle kademe durdurma, sürgün, lojmandan çıkarma, disiplin soruşturmaları, istifaya zorlanma, memuriyetten çıkarma işlemlerine maruz kaldı.

Milli Eğitim Bakanlığında 4 bin 625 personel fişlendi.

1997-2002 yılları arasında 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle 1732 kuran kursu kapatıldı

1997-2003 tarihleri arasında 33 bin 271 öğretmen, kılık-kıyafet/fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması geçirdi, bunlardan 11 bin 890’ı kılık-kıyafet nedeniyle disiplin cezası aldı.

Yaklaşık 11 bin öğretmen istifa etmek zorunda bırakıldı. 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi. 4625 Milli Eğitim Bakanlığı personeli fişlendi.

FETÖ'nün yayın organlarından STV’nin “Devletin anayasal düzenini yıkmak suçundan yakalanan terör örgütü lideri Mirzabeyoğlu…” şeklinde büyük bir sevinçle CIA ve MOSSAD'a tutuklanma haberini verdiği ve 2 metrekarelik hücresinde yıllarca işkence ettikleri Rahmetli Salih Mirzabeyoğlu’nun sözüyle yazımızı bitirelim.

“Dik durun, karşınızda leşler var!”

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ufuk Coşkun
29-02-20
E mail: muzakerat.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DİKTATÖRLÜK GÖRMEK İSTEYEN 28 ŞUBAT'A BAKSIN
Online Kişi: 9
Bu Gün: 250 || Bu Ay: 8.064 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.048 || Toplam Tıklanma: 52.153.806