ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 603
Yazar: D. Mehmet Doğan
GENERALİN ÖLÜMÜ...

GENERALİN ÖLÜMÜ...Bir gazeteci onun koronadan vefat ettiğini yazarak hatırlanmasını sağladı. Korona vak’ası olduğu konusunda kesinlik yok. Fakat öyle bir zamanda dünyasını değiştiriyor ki, bu rütbedeki emekli komutanlar için düzenlenen büyük merasim yapılmıyor, sessiz sedasız defnediliyor…

Bu general, ordumuzun güç kaynağı ne varsa onun dışında duranlardandı. Zaten birinin dışına düşünce kendiliğinden diğerleri ile rabıtanız kesiliyor. Esas olan ordumuzu ayakta tutan, savaşma gücü veren sâikler dinîdir, onun şehadet kavramıdır. Askerlikten şehadet kavramını çıkarın, geriye bir kuru dâva kalır.

Din hüküm koyar. Bunu hayata geçirmek, yaşayanların, milletin işidir. Yaşayanlar dinin kültürü içinde yaşar, dinin ibadetlerinin dışında kaldığı zaman bile bu kültür onu ayakta tutar. Edebiyat, mûsıkî, her türlü güzel sanat da bu kültürün bir parçasıdır.

Yunan askerini, Rus askerini Yemen türküsü ile, mehter marşları ile cepheye gönderebilir misiniz?

Bu general, dinin kültürleşmiş kısmına da muhalifti.

Bir harekât sırasında Rus bestekâr Mussorgosky’nin ruhunda yaşadığını hissettiğini açıklamıştı. Komutası altındakilere Mussorgosky dinleterek maneviyatlarını güçlendirmeyi deneyip denemediğini bilmiyoruz! Batı mûsikisine merakınız olabilir, fakat batı mûsıkisi eserleri ile bu toplumu harekete geçiremezsiniz. Mûsıkînin sosyal vakıa haline dönüşmesi, zihin kodlarına işlemesi ayrı bir gerçekliktir.

Yine bu general, batılı ülkelerin askerî başarılarını dansta, operada, balede görmüştü. Çanakkale balesi, operası filan icad etmekle vakit geçirmişti. Çanakkale’nin ruhunu Âkif’in Çanakkale Şehidlerine şiirinden hissedemeyen bu zatın Mussorgosky muhabbeti başlıbaşına bir sakillikti, çünkü bu bestekâr aşırı Rus milliyetçisi idi ve Rus ordusunun Kars’ı işgalinin marşını yazmıştı. Türk ordusunda bir kuvvet komutanının böyle bir gafa imza atması kabul edilebilir değildi.

Bu general meşhur “312 General Dâvası”nın da zamanın Jandarma Genel Komutanı ile birlikte mucidi idi. Şahsıma yönelttikleri isnadlarını adalete baskı ile kabul ettirebilselerdi, şu sıralar milyarlarca liralık tazminat cezası altına eziliyor olacaktım. Yine de ordumuzda bu kadar yüksek bir mevkiye ulaşmış bir askerin sıradan bir vatandaş gibi gitmesine üzülmemek elde değil.

Nasıl geleceğinizi bilmediğiniz gibi, nasıl gideceğinizi de bilemezsiniz! Takdir Mevlânındır.

İki not:

Bu tavra ad koymak lâzım: Bütün haberlerde “eski adı GATA olan bir hastahane”de öldüğü belirtiliyor. Yeni adı yok mu? Sultan Abdülhamid Hastahanesi! Neden Abdülhamid’in adı verildi bu hastahaneye? Çünkü bânisi o!

Bu zat için bilerek paşa kelimesini kullanmadım. Paşa bizim kelimemiz, muhtemelen “baş ağa”dan geliyor. Paşa aynı zamanda sivil bir rütbe idi. 1934’de bize ait bu rütbe adı terk edildi, “general” kelimesi benimsendi. Buna rağmen halkımız sevdiği kumandanlara “paşa” demeye devam etti.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: D. Mehmet Doğan
20-03-20
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
GENERALİN ÖLÜMÜ...
Online Kişi: 20
Bu Gün: 96 || Bu Ay: 6.608 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.134 || Toplam Tıklanma: 52.123.653