ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 735
Yazar: Hüseyin Yağmur
‘SAHTE ATATÜRKÇÜ’ TİPİ OLARAK DARBECİLER (2)

‘SAHTE ATATÜRKÇÜ’ TİPİ OLARAK DARBECİLER (2)Darbeci subayların en çok kullandıkları propaganda malzemelerinden biri de DP iktidarının Atatürkçülük ilkeleri dışına çıkmasıdır. Halbuki Atatürk'ü kanunla koruyan düzenlemeyi ve bugün medfun bulunduğu Anıt kabiri Milli Şef İnönü değil, DP iktidarı yapmıştır. Buna rağmen darbeci subayların takıldığı bazı sembolik meseleler vardır.

Darbe sonrası İstanbul'da birlik komutanı olan emekli korgeneral, Faruk Güventürk bu takıntısını şöyle açıklar: “DP, Gelir gelmez ilk hedef olarak Atatürk ilkelerine el attı. Sanki başka iş yokmuş gibi Türkçe ezanı Arapça'ya çevirdi. Türkçe ezanı Arapça'ya çevirdiği an hepimizin kafasına bir yumruk indi" (Apuhan,1993:171). Atatürkçülüğü kendilerine propaganda malzemesi yapan subaylar bu konuda da samimi değillerdir. Çünkü kendileri henüz Atatürk ilkelerine icabet etme konusunda isteksiz ve özensizdirler.

Darbeciler kendi aralarında bile mektuplaşırken bir yandan ülkenin Atatürk ilkelerinden ne kadar uzaklaştığını konuşurken, bir yanda da Atatürk'ün dil devrimine aykırı cürüm işlemektedirler. Darbeci Orhan Kabibay'ın Talat Aydemir'e yazdığı Arap Harfleriyle yazılmış mektubu bunun tarihi bir örneğidir. "2 Mayıs 1961, Orhan Kabibay'dan Talat Aydemir'e... 'Sevgili ve aziz kardeşim' diye başlayan eski yazılı mektubu gider" (Öymen,1986: Ekler)

Yakın tarihin Atatürk'çü sıfatıyla öne çıkmış simalarından Orgeneral Fahrettin Altay Paşa da ne gariptir ki aynı konuda yeterince samimi değildir. "Biz ilerlemeyi sürdürürken, Harekât Müdürlüğü'nden bir hakem dörtnala geldi. Elinde Orgenaral Fahrettin Altay'ın eski yazıyla yazdığı bir kâğıt tutuyordu" (Madanoğlu,1982:311).

Atatürkçülük adına 9 Mart 1971'de bir darbe hazırlığı yapan Orgeneral Celil Gürkan da ne tuhaftır ki dil devrimine rağmen yazılarını Osmanlıca kaleme alanlardandır.

Darbecilerin Darbe için en çok kullandıkları ‘İrtica geldi, din istismar ediliyor!' gerekçesidir. Nitekim bu gerekçe, Başbakan Menderes'in idam gerekçelerinden biri olur: Yüksek Adalet Divanı'nın (Halk adavet yani düşman diyordu) hükümlere girerken DP iktidarı hakkında dile getirdiği düşünceler içinde şu bölümler ilgi çekicidir: ‘Sanık Celal Bayar, Adnan Menderes aydın zümreye arka çevirerek gericilerle bir olmuşlar, gericiliği teşvik etmişler. Bu suretle memleketi devamlı ayakta tutacak ve çağdaş medeniyet seviyesine eriştirecek olan Atatürk ilkelerinden ayrılmışlardır. Bu cümleden olarak dini istismardan çekinmemişlerdir. İktidara gelince Türkçe ezan kaldırılmıştır.

İşte bu irtica gerekçesi çeşitli gazeteciler tarafından zaman içinde sorgulanır. Bu gazetecilerden biri Bedii Faik'tir. Bedii Faik, irticanın aslında nasıl CHP tarafından hortlatıldığını vesikalarıyla ortaya koyar: Halbuki Demokrat Parti'nin (DP) ikinci büyük kongresinde, söz alan pek çok ateşli nutukçu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Atatürk devrimlerinden tavizler vererek, irticayı körüklediğini bas bas bağırmışlar ve bu iddialarını avuç dolusu muskayı göstererek kanıtlamışlardı. Bu muskalar bir tarafı altı oklu olmak üzere CHP tarafından düzenlenmiş ve Adana'da halka dağılmıştı!

Biz bu ateşli devrimcilik savunmalarını gördükçe ve hele Günaltay Hoca'yla iyice belirmeye başlamış dini eğilimleri duydukça, Atatürk devrimlerinin artık İsmet Paşa'dan çok, Bayar'ın korumasına geçmekte olduğu inanışına doğru yönelmiştik.

(...) 1950'nin Mart ayının tam başında CHP iktidarı, tekke ve türbelerin kapatılmasına ait kanunu yürürlükten kaldırıyor ve aynı günde seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılacağını ilan ediyordu

Çok değil, üç ay önce aynı CHP, Başbakan Günaltay'ın ağzından "Atatürk inkılaplarının temsilcisi ve mütevellisi olduğunu" ilan etmişti ve şimdi 1925'te bizzat Atatürk tarafından konmasına çok özen gösterilmiş bir yasağı, tuhaf tesadüf, tam seçim tarihiyle birlikte kaldırdığını ilan ediyordu!” (Faik,2001:46-47).

Ne kadar manidardır ki Darbeciler CHP'nin bu tür uygulamalarını hiçbir zaman sorgulamamışlardır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hüseyin Yağmur
27-03-20
E mail: yenisoz.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
‘SAHTE ATATÜRKÇÜ’ TİPİ OLARAK DARBECİLER (2)
Online Kişi: 23
Bu Gün: 127 || Bu Ay: 4.681 || Toplam Ziyaretçi: 2.212.519 || Toplam Tıklanma: 52.077.346