ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HİKÂYE
Okunma Sayısı: 4529
Yazar: Ali Yüksel
NİHAL NERDE?

-Alo, anne merhaba. Bak bu Nihal yine telefonunu kapatmış. Ulaşılamıyor. Güya ona bir sürpriz hazırladım. İşten erken geldim. En sevdiği çiçekten bir buket, kocaman bir buket yaptırdım. Taa nişan alışverişinden sonra gittiğimiz et lokantasından yer ayırttım. Orayı çok seviyor kendileri. Bakıcıyı aradım. İhsan Mert’i geç alacağız, diye haber verdim. Ama şu saat oldu hala telefon kapalı.
-Oğlum..
-Bak anne, yine kesin işe daldı. Gören de sanacak ki biz şirketin ortağıyız. Kaç kere bu kadar çalışma, biraz kendine bize vakit ayır, dedim. Nafile!
-Oğlum, sen kapat. Ben geliyorum şimdi.

-İki gün önce çamaşır makinesine çamaşır atacağım. Gömleklerim bitmiş. Hanımefendi biraz vakit ayırıp gömleklerimi bile makineye atamıyor. Ben kendime kızıyorum asıl. Bunca yıl olmuş evleneli, bir çamaşır makinesi nasıl çalışır sormamışım. Bulaşık makinesi inanır mısın ağzına kadar dolu. Nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum. Altı üstü iki düğmeye basacaksın değil mi? O bile yapılmıyor.
-Olur oğlum böyle şeyler. Dur babanı alıp geliyorum hemen.
-Bak iki aydır İhsan Mert’e kahvaltıyı ben hazırlıyorum. Çayı koyuyorum. Kahvaltılıkları taşıyorum masaya. Omlet yapıyorum. Köşedeki fırından taze ekmek alıp geliyorum. İhsan’ı uyandırıyorum. Ama Nihal yok. Çocukla kahvaltımızı yapıp kapımızı çekip çıkıyoruz.
-Murat oğlum iyisin değil mi?
-Bak akşam yemeklerinin yarısını İhsan Mert’le köşedeki pizzacıdan söylüyoruz. Adamlar benim sesimi tanıyor artık. Pizzayı getiren çocuk önceleri hal hatır soruyordu. O bile acıyarak bakıyor bize. Yüzü buruşuk, gözlerindeki anlamı çözemiyorum ben. Adını bile öğrendim: Samet.
-Bak şimdi biz geliyoruz babanla, sizi alıp gelelim. Bu gece bizde kalın.
-İhsan da iyice televizyona daldı. Akşamları yapacak bir şey yok ki! Sadece televizyon seyrediyoruz. Bazen saatlerce televizyona bakıyor buluyorum kendimi. Saat gece iki üç olmuş. Ben öyle saçma sapan halde kendime geliyorum. Çocuk koltuğun üstünde uyumuş kalmış. Gözlerim açık, televizyona bakıyor buluyorum kendimi. Kendime acıyorum inan! Dur, kapı çalıyor. Nihal geldi. Bak görüyor musun beni mahcup etti.
-Oğlum lütfen. Yapma artık!

-Kapıcıymış anne. Nasıl da sevinmiştim o diye. Hayır telefonun niye kapalı! Başına bir hal geldi desem biliyorum değil. Bari bir haber ver.
-Murat biraz uyumaya çalış istersen evladım. Biz de yola çıkıyoruz şimdi.
-Geçen yolda bir karı kocayı gördüm. Çocuklarının ellerinden tutmuş, yürüyorlar. Ellerinde kağıt helva. Nasıl özendim bilemezsin. Birlikte vakit geçiren bir aile. Gülen yüzler. Mert sokağa bile çıkmak istemiyor artık. Onu hep gittiğimiz parka götürdüm geçen. Çocuk benim yanımda banka oturdu. Ne bir oyun oynuyor, ne bir şeyle ilgileniyor. “Baba eve gidelim.” diyor devamlı. “N’oldu oğlum” deyince “Buraya hep annemle geliyorduk, artık gelmek istemiyorum.” dedi. Ev kuşu olup çıktı. Geçen gelmiş. “Baba bu evden taşınsak!” dedi.
-Taşınsanız fena olmaz evladım. Hem yeni bir ev, yeni bir muhit olur. Bize daha yakın bir yere gelseniz…
-Her yer annem kokuyor, dedi.
-Oğlum bak beni daha çok üzme. Kendin de bittin oğlum.
-Niye her yer Nihal kokuyor anne? Rüyalar görüyorum bazen. Karmakarışık. Sabah uyanıyorum. Beynimin içi ağrıyor. Kusacak gibi oluyorum uyanır uyanmaz. Her yan Nihal’in sevdiği çiçekler. Bir hastane odasında oluyoruz. Sonra kalabalık, aniden gece. Yerlerde sürükleniyorum. Bir yığın ilaç. Yağmur. Anlamsız bir sürü şey daha.. Kalkıp elbise dolabına bakıyorum sonra.
-Lütfen Murat. İlaçlarını aksatıyorsun galiba. Birkaç gün bizde kalın İhsan’la. Sonra evi bize yakın bir yere taşıyalım. Hatta bize yerleşin temelli. Ya da biz size gelelim.
-Nihal’in hiçbir eşyası yok anne. Hepsi gitmiş. Dolabı bomboş.
-Evladım hatırlamıyor musun? Allahım bize acı! Yavrum biz geliyoruz. Sen biraz dinlen istersen. Allahım oğluma yardım et! Bey çabuk…
-Nihal nerde anne?
-…
-Nihal nerde anne? Nihal nerde?

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Yüksel
06-11-10
E mail: viranvebahar.com
 
 
Yorumlar: 1
sümeyye
GERÇEKTEN GÜZEL
Tarih : 28-01-11

AMA BİRAZ DAHA AKICI BİR DİL KULLANILABİLİRDİ.

 
NİHAL NERDE?
Online Kişi: 12
Bu Gün: 490 || Bu Ay: 8.303 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.375 || Toplam Tıklanma: 52.154.868